Sapkınlığın sponsorları nereden güç alıyor?
Ersin Çelik, Ludovic Zahed isimli sapkının iptal edilen konferansının arka planını mercek altına alıyor.
Ersin Çelik / Yeni Şafak
Afişe, Zahed’in ‘HIV virüsü’ taşıdığını da yazsaydınız bari!
Eşcinsel kimliği ön plana çıkarılarak İstanbul’da Kasım ayında yapılacak konuşmaya davet edilen Ludovic Zahed, “gerçek bir ‘imam’, yani din adamı mı?” araştırması yaparken ilginç bilgilerle karşılaştım.
Bu yazı dört bölümden oluşacak. 1- Zahed’in hayatı. 2- Konuşmasını iptal ettiren sponsor baskısı. 3- Bayer’in sponsorluğu. 4- Brand Week Istanbul’un CHP kürsüsüne dönüşmesi.
Başlayalım…
HIV VİRÜSÜ KAPTIKTAN SONRA
Wikipedia’daki maddede Ludovic Zahed için “Fransız-Cezayirli bir imam ve İslam âlimidir” deniliyor ve ardından da eşcinsel olduğunu açıkça ifade ettiği vurgulanıyor.
Çeşitli mecralarda yayınlanan haberlere göre Zahed, Cezayir’de doğmuş, Fransa’da yetişmiş. Bir röportajda “18 yaşına geldiğimde eşcinsel olduğumu keşfettim. İslam’ı çok sert bir şekilde reddettim” diyor. 20 yaşındayken de ilk adını “Ludovic” olarak değiştirip Fransa vatandaşlığına geçmiş.
Eşcinsel hayat yaşamaya başlayan ve Budistliği benimseyen Zahed’e 19 yaşındayken HIV virüsü bulaşmış. HIV virüsünün bulaşma nedenlerini detaylarıyla yazmama gerek yok. Homoseksüel bir ilişkinin kaçınılmaz sonlarından olduğunu hemen herkes biliyor. Yani Zahed HIV pozitif. Taşıdığı virüsün AİDS’e dönüşmemesi için ilaç tedavisi görüyor.
Zahed, 20’li yaşların ortalarında yeniden Müslüman olduğunu ilan edip, ‘Fransa'nın Müslüman Eşcinselleri’ adlı örgütü kurmuş. İki yıl sonra da 2011 yılında Güney Afrikalı bir erkekle yaşadığını ilan etmiş. Fransa’da bir imam önünde sözde dini nikah kıymasını da katarsak, Netflix dizilerinin nasıl ortaya çıktığını daha net anlamış oluruz. Netflix’in böyle bir hikâyeyi heba etmesi dizi ve film üretim amacına aykırı oysa.
Eşcinsel, Müslüman ve kendisini imam olarak tanıtıyor. Tek başına eşcinsel olsa, ya da gerçek bir imam olsa Zahed, Brand Week İstanbul’a davet edilir miydi peki? Hiç sanmıyorum. Ludoviç’i önce çıkaran özelliği eşcinsel olması değil zaten. Organizasyonu yapan platform da zaten kendisini “imam” olarak duyurdu. Eşcinselliğin İslamiyet ve tüm semavi dinlerde sapkınlık olduğunu cemaatine anlatan bir imama bu sahne verilir miydi peki? Asla! Zahed’e “eşcinsel imam” kontenjanı açıldı. Tartışmalar da buradan çıktı. Yoksa bırakın konuşma yapmasını, etkinlik afişinin önünden bile geçirmezlerdi kendisini.
BAZI SPONSORLAR ‘LOGOMUZU KALDIRIN’ DEYİNCE KONUŞMA İPTAL OLDU
Peki bu davetten, ya da “tezatlıktan” sponsorların haberi var mıydı? Alman ilaç devi Bayer ve Garanti BBVA’nın kurumsal sponsoru olduğu Brand Week İstanbul’u 60’a yakın çok bilinen marka da destekliyor. Sitede logoları yayınlanan markalardan ikisinin yetkilileri ile görüştüm. Zahed’in “eşcinsel imam” özgeçmişiyle Türkiye kamuoyuna konuşma yapacağına dair kendilerine önceden bilgi verilip verilmediğini sordum. Aldığım net bilgi şu; Brand Week İstanbul, önceki yıllarda da etkinliklerine sponsor olan markalara geçtiğimiz Ağustos ayının başında yeniden işbirliği yapma tekliflerini e-posta ile iletmiş. Kimlerin konuşacağı, hangi kimlikle katılacakları ise belirtilmemiş. Görüştüğüm iki firmada geçmiş yılların referansıyla desteklerine devam etmişler.
Sonra? Afişler sosyal medyaya düştü. Binlerce paylaşım yapıldı. Brand Week İstanbul, Ludoviç Zahed’in konuşmasının iptal edildiğini duyurdu. Yapılan açıklamada şöyle bir ifade geçiyor: “Etkinliğin ajandası ve konuşmacıları hakkında herhangi bir dahli olmayan sponsorlarımızı yıpratma çabalarını...”
Bu ifadelerden iki anlam çıkıyor. Bir: “Destekleyen markaların bilgisi yoktu.” İki: “Sponsorlar bize baskı yaptı.” Zahed’in konuşmasını iptal ettirenler de bazı sponsorlar olmuş. Yine kaynaklarımdan edindiğim bilgiye göre; çok sayıda sponsor müşteri ve tüketicilerinden tepkiler yükselmeye başlayınca, “biz desteğimizi çekiyoruz. Logomuzu siteden kaldırın” restini çekmiş ve Brand Week Istanbul da geri adım atmak zorunda kalmış.
Sosyal medya çağında, hızlı kamuoyu tepkisi ve “halkın markalara geri adım attırma gücü” birleşince ortaya böyle bir sonuç çıkıyor.
***
ANA SPONSOR BAYER’IN HIV VİRÜSLÜ İLAÇ SKANDALI
Fakat benim zihnime takılan başka bir husus var. Brand Week Istanbul’un ana sponsoru Bayer’in geçmişteki HIV virüslü ilaç satma skandalı aklıma geldi. New York Times’in 2003 yılında yayınladığı habere göre Bayer firmasının ürettiği ve hemofili hastalarına verilen kan pıhtılaştırıcı ilaç, AIDS bulaştırma riski taşıyordu. Yine habere göre, milyonlarca dolar değerindeki bu virüslü ilaçlar Asya ve Latin Amerika'daki hastalara satılmıştı. Yayınlandığında büyük ses getiren skandalın üzeri daha sonra bir şekilde kapatıldı ve gündemden düşürüldü. Aynı Bayer, son yıllarda eşcinsel derneklerinin en büyük maddi ve manevi destekçisi olarak karşımıza çıktı. Hatta ‘BLEND’ adıyla LGBT örgütleriyle iş birliği ve araştırmalar yapan bir oluşum da kurdu. Şimdi yazının başına dönelim. HIV virüsü taşıyan Zahed’in, HIV skandalı geçmişi olan Bayer’in sponsorluğunda Türkiye kamuoyuna konuşturulmak istenmesi ticari reklam olamaz mı? Zira aynı Bayer dünyaya AIDS ilacı da satıyor.
***
VİTRİNDE CHP VE ALTILI MASA VAR
Kasım ayında 10’uncusu düzenlenecek Brand Week Istanbul’un 2022 yılında bir anda politik bir zemine kaydığını ve CHP merkezli bir programa dönüştüğünü de belirtmem gerekiyor.
Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanı iken bir kez ödül aldığı, İBB Başkanı olarak da son üç yılda iki kez konuşmacı olduğu etkinliğe bu sene siyasetçi çıkarması var. Ağırlık ise CHP’de. Faik Öztrak, Onursal Adıgüzel ve Tuncay Özkan’ın yanına Dilek İmamoğlu, Necati Özkan’ı eklersek vitrinde 5 CHP’li var. Bu arada Tuncay Özkan’ı web sitesinde ‘CHP Milletvekili’ olarak değil de 15 yıldır yapmadığı gazetecilik geçmişiyle duyurmuşlar. Belli ki CHP’lilerin çokluğundan Brand Week Istanbul’u düzenleyenler de rahatsız olmuş.
Etkinliğin siyasetçi kimlikleri ile öne çıkan diğer konuşmacıları şunları: Deva Partisi’nden Mehmet Emin Ekmen ile İbrahim Çanakçı, Gelecek Partisi’nden Serap Yazıcı, İyi Parti’nin kampanyalarını yöneten Faruk Acar, Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanı ve kamuoyu araştırmacısı İbrahim Uslu’nun yanı sıra Oy ve Ötesi Derneği’nin Başkanı Orkun Ertim.
Ortaya çıkan “siyasi çeşitlilik” dikkat çekiyor. Çünkü Brand Week İstanbul’un geçmişinde böylesine politik katılımcı listesi yok. Çeşitli sektörlerden iş adamları, iş kadınları, komedyenler, şarkıcılar, akademisyenler, film ve dizi oyuncuları ağır basarken bu yıl belli ki 2023 seçimlerine özel dizayn yapılmış. Web sitesinde, “dünyanın önde gelen marka, pazarlama, reklam, iletişim, teknoloji ve düşünce liderlerinin bir araya geldiği, bu alanlardaki en güncel ve önemli isimleri ve projeleri, ilham verici özel etkinliklerde buluşturmayı hedefleyen bir platform” ifadeleriyle tanıtılan Brand Week Istanbul, altılı masanın halka açık sahnesine dönüşmüş adeta. Erken kayıt kampanyasıyla 4.950 TL’ye bilet alırsanız tabii...
HABERE YORUM KAT