1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. Sapanca’da Necm Suresi Semineri
Sapanca’da Necm Suresi Semineri

Sapanca’da Necm Suresi Semineri

SABED “Hayat Kitabımız Kur’an Seminerleri” “Vahiy Cebrail Peygamber İlişkisi ve Necm Suresi” Semineri ile devam etti.

12 Haziran 2011 Pazar 01:24A+A-

Herkesin Genel Seçimlere kilitlendiği (!) bir zamanda gerçekleştirilen seminer SABED Dernek salonunda gerçekleştirildi. Mazereti sebebiyle M.Baki KIZILTEPE'nin sunamadığı semineri Sezai Arıcıoğlu sundu. Katılımcılarla karşılıklı olarak interaktif bir şekilde gerçekleştirilen programda öne çıkan vurgular aşağıya çıkartılmıştır.

*Necm Suresi vahyin 4-5.yıllarında Mekke'de düşmanlığın baskının şiddetin yıldırma politikalarının gittikçe arttığı ve ilk olarak Habeşistan'a giden Müslümanların bu gidişinden kısa bir süre sonra nazil olmuştur.

*Surenin ilk kısmı yani ilk 18 ayeti vahiy Cebrail Peygamber ilişkisine işaret eden ve buna dönük vurgular içermektedir.

*"o hevasından konuşmaz ve o vahyolunmakta olan bir vahiydir (3 ve 4.ayetler) vurguları Allah Rasulü'nün ve Müslümanların vahye olan dikkat ve vahye göstermeleri gereken öneme vurgu yapmaktadır.

*Peygamberin konuşmalarını kabaca üçe ayırabiliriz. Birincisi Kur'anı beyan ve izah niteliği taşıyan sözleri. İkincisi Dini ikame etmek için mücadele ederken vermiş olduğu emir ve tavsiyeler ve sahabeyle yaptığı istişarelerdeki sözleri. Bazen peygamber (s) bilindiği gibi kendi sözünü değil sahabelerin sözlerini uygulamıştır. Üçüncüsü vahiyle ya da risaletle ilgili olmayan sözleri ve davranışları. Amr b.As'ın oğlu Abdullah O'nun ağzından çıkan her sözü yazıyor. Sahabeler buna itiraz ederek "Sen Rasul'ün her sözünü yazıyorsun ama O bazen kızgın bir halde de konuşuyor" diyorlar.

*Cebrail'görmesi ile ilgili ayetler göstermektedir ki Cebrail ve Peygamber (s) öyle her an sıkı fıkı bir şekilde görüşen değil Kur'an'da da belirttiği gibi vahiy süreci boyunca iki defa görmüştür.

*Putperestlik eleştirisinde müşriklerin hiçbir bilgiye dayanmadan sadece zanna dayandıkları vurgulanıyor.

*Zanni tutum ve davranış biçimi peşinden küfürde veya şirkte inatlaşmayı getiriyor.

*Zannın temeli bilgisizlik temelsizlik sonucu ise doğrudan ve haktan yana hiçbir şey sağlamamasıdır.

*Kur'an sırt çevirmek dünyevileşmeyi zann bataklığına saplanmayı getirebilir.

*32.ayette günahın büyük olanı (şirk) ve diğer çirkinliklerden (fuhşiyyat) kaçınmayı bir tutum olarak benimseyin. Müslümanlık arı duru ve sade bir dindir. İçinde şirki ve diğer büyük günahları barındıramaz.

*"Azıcık verip gerisini vermemek ya da sımsıkı tutmak Kur'an'da yerilen bir tutumdur. Öyleyse günümüz Müslümanları da hangi konuda olursa olsun "azıcık" verip yani "mış" gibi yapıp geri çekilmemeli üzerlerine hangi sorumluluk düşüyorsa ve ertelemeden geciktirmeden yerine getirmelidirler. Demokrasiye çağrıldıklarında "vatandaşlık" görevlerini yerine getirenler Rabbin emir ve yasaklarını da zanni bilgilere göre değil Kur'an'ın hükümlerine göre almalı Zikr'e sırt çevirmemelidirler.

*Hz.Muhammed'de diğer uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır. Müslümanlar da bugün kendilerinden önceki nesiller gibi helak yolunu değil dini sadece has kılarak yaşamlarını Rabberinin müstakim olan yoluna göre dizayn etmeli ve bu halleriyle uyarı görevlerini yerine getirmelidirler.

SABED Seminerleri 15 gün sonra Ali ÇİYDEM'in sunacağı "Hayatı Vahiyle Yönetmek ve Abese Suresi " semineri ile devam edecek.

HABERE YORUM KAT