1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. Sakarya'da Baas Zulmü Telin Edildi
Sakaryada Baas Zulmü Telin Edildi

Sakarya'da Baas Zulmü Telin Edildi

Sakarya Özgür-Der Şubesi Suriye’de yaşanmakta olan katliam ile bunun yanında Somali’de yaşanan insanlık dramını ve diğer gelişmeleri bir basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurdu.

07 Ağustos 2011 Pazar 00:11A+A-

Özgür-Der Sakarya Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Ömer SEVİM’in okuduğu basın açıklamasında Suriye halkının kıyamı ile birlikte Tunus Libya Mısır sürecine bakıldığında Müslümanlar azgın diktatörlere karşı seslerini yükselterek özgüvenlerini kazanmış olarak haklarını arayan geniş halk kesimlerine de model olmakla büyük bir şahitliğe imza atmış oluyorlar.” diyerek direnişin önemine vurgu yaptı.

SEVİM daha sonra açıklamasında Somali’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekerek “Suriye ile birlikte son günlerde bir Somali gerçeği de yaşanıyor Müslüman coğrafyada. Onbinlerce insan açlık ve susuzluktan ölümü bekliyor. Çocukların küçük bedenleri bu ağır imtihana dayanamıyor ve arda arda çocuk ölümleri yaşanıyor. Bağımsız kaynaklar doksan günde beş yaşın altında 29 bin çocuğun öldüğünü duyurdular. Kenya’daki kampa giderken yolda üç çocuğu tek tek ölen annenin hikâyesi medyada boy boy anlatıldı. İnternet siteleri kadının hikâyesini geniş geniş verdiler. Fakat Somalili annelerin acısını dindirecek olan şey boy boy haberler vermek değil açlığa ve susuzluğa acil önlemler almaktır. Açıklanan rakamlara göre açlık ve susuzluğun önüne geçilmesi için gereken meblağ iki milyar dolar fakat koskoca dünya nasılsa bunu tedarik edemiyor. Kedilerine köpeklerine makyajlarına kozmetik ihtiyaçlarına dünyaları harcayanlar yarın ahirette Somalili annelerin vebalini taşıyabilirler mi?” dedi.

Hükümetin duyarsızlığıyla ilgili eleştirilerin yöneltildiği basın açıklamasında ayrıca Uygur Müslümanlarına Çin tarafından yapılan zulme karşı da sessiz kaldığı vurgulanırken “Önüne gelen herkese efelenen Hükümetin Somali’ye ilişkin sahici ve kalıcı bir çözüm üret(e)memesini nasıl anlamalıyız? Yine aynı şekilde Uygur müslümanlara Çin tarafından uygulanan açık bir zulüm ortadayken ve 120’yi aşkın katledilen Müslüman varken fakat birkaç dernek vakıf dışında bunu gündeme getiren herhangi bir unsur yok Hükümet de Gazze gibi Suriye gibi üzerinden devşirebileceği bir kapı göremediği için olsa gerek o da gündeme getirmiyor. Ülkenin her tarafını yol delisi haline getiren sağlık devriminde dünya birincisi olan Hükümet’in kendi menfaatini değil insanların ve toplumların menfaatini ön planda tutması gerekir.” denildi.

BAAS DİKTASINA HAYIR, SURİYE’DE KATLİAMA SON!” yazılı pankartın açıldığı eylemde “Suriye’de Diktatörlüğe Son”, “İsrail’e Kedi Halkına Aslan Esed Dünyayı Kandıramaz” “Suriye’de Katliama Hayır”, “Suriyeli Kardeşlerimizin Yanındayız” dövizlerine yer verildi. “Hama’ya Selam Direnişe Devam” ve “Direniş Adalet Özgürlük” sloganları atıldığı basın açıklaması Ömer Sevim’in teşekkür konuşmasıyla sona erdi.

suriye-sakarya-20110807-1.jpg

suriye-sakarya-20110807-2.jpg

suriye-sakarya-20110807-3.jpg

suriye-sakarya-20110807-4.jpg

suriye-sakarya-20110807-5.jpg

Sakarya Özgür-Der Şubesi Basın Açıklaması

ZULÜM VE KÖLELİK DEĞİL ADALET VE ÖZGÜRLÜK

Suriye’de Baas rejiminin adalet ve özgürlük isteyen halka uyguladığı katliamlar aylardır devam ediyor. Baas rejimi öteden beri alışık olduğu gibi halkın hak ve taleplerini dinlemek ve görmek yerine halkın üzerine bombalarla saldırıyor. Müslüman halk Suriye’de haktan ve özgürlükten yana tavır koyuyor Beşşar Esed halkı dikkate almak yerine onları katletmeyi tercih ediyor. Suriye’de insanlar Deraa’da Hama’da ve diğer şehirlerde direniyorlar taleplerini haykırıyorlar fakat Baas rejimi bunlara kulak tıkadığı gibi yıllardır baskı ve işkencelerle sindirdiği halkı yok etmeye çalışıyor hapislere atıyor küçücük çocukları yol ortalarında katlediyor. Tunus’la başlayıp Mısır Libya Suriye ve diğer bölge ülkelerini de ateşleyen ve diktatörlüklere karşı direnişe geçen halk hareketleri Suriye’de her geçen gün daha da büyüyerek Baas rejimine karşı mücadele ediyor

Her Cuma daha da olgunlaşan Suriye direnişine destek veren tüm dünya Müslümanlarını hürmetle selamlıyoruz. Bilhassa Türkiye’de hiçbir menfaat gözetmeden itikadını tevhid ve adalet terazisine göre tartan Müslümanlara 16 Temmuz Gençlik hareketine Suriye Halkıyla Dayanışma Platformlarına Suriye’deki direnişe eylemleriyle destek veren diğer tüm kardeşlerimize dualarımızı gönderirken Rabbimizden Müslümanlara sabır metanet ve güç vermesini diliyoruz. Aynı zamanda tüm Müslümanları da hep birlikte Suriye’ye destek vermeye Suriye halkının yanında olmaya adaletten ve özgürlükten yana tavır koymaya çağırıyoruz.

Daha önce Hama’da kimyasal silah kullanarak onbinlerce insanı katleden Baas rejiminin halkına verebileceği herhangi bir şey olduğuna inanmıyoruz. Beşar Esed’in yapması gereken halkın hak ve taleplerini dinlemesi ve adalete uygun davranmasıdır. Beşşar şayet halkını dinlemez ise Mübarek gibi sedye üzerinde yargılanacağı günler yakındır.

Suriye halkının kıyamı ile birlikte Tunus Libya Mısır sürecine bakıldığında Müslümanlar azgın diktatörlere karşı seslerini yükselterek özgüvenlerini kazanmış olarak haklarını arayan geniş halk kesimlerine de model olmakla büyük bir şahitliğe imza atmış oluyorlar. Bu büyük deneyim tevhid ve adalet ehline mükemmel bir örneklik teşkil ettiği gibi tüm dünyada azgın emperyalizm ve vahşi kapitalizmin kıskacında yaşamaya mahkûm edilen dünya halklarına da eşsiz bir umut ışığı oluyor. Bu arada Suriye halkının direnişine hak ve taleplerini dile getirişine komplocu bir bakışla ABD ve İsrail’in oyunu mantığıyla bakılmasını da anlamakta zorlandığımızı belirtirken bunu reel-politikle izahının da tutarlı olmayacağını düşünüyoruz. Bugün adalet ve özgürlük isteyen kim olursa olsun buna destek vermek bunu temin etmek bir müslümanın en önemli görevlerinden birisi olmalıdır. Adaletin ve özgürlüğün olmadığı yerde olan şey zulüm ve köleliktir.

VE SORULDUĞU ZAMAN SOMALİ’Lİ ÇOCUĞA?

HANGİ SUÇTAN DOLAYI ÖLDÜRÜLDÜN?

Suriye ile birlikte son günlerde bir Somali gerçeği de yaşanıyor Müslüman coğrafyada. Onbinlerce insan açlık ve susuzluktan ölümü bekliyor. Çocukların küçük bedenleri bu ağır imtihana dayanamıyor ve arda arda çocuk ölümleri yaşanıyor. Bağımsız kaynaklar doksan günde beş yaşın altında 29 bin çocuğun öldüğünü duyurdular. Kenya’daki kampa giderken yolda üç çocuğu tek tek ölen annenin hikâyesi medyada boy boy anlatıldı. İnternet siteleri kadının hikâyesini geniş geniş verdiler. Fakat Somalili annelerin acısını dindirecek olan şey boy boy haberler vermek değil açlığa ve susuzluğa acil önlemler almaktır. Açıklanan rakamlara göre açlık ve susuzluğun önüne geçilmesi için gereken meblağ iki milyar dolar fakat koskoca dünya nasılsa bunu tedarik edemiyor. Kedilerine köpeklerine makyajlarına kozmetik ihtiyaçlarına dünyaları harcayanlar yarın ahirette Somalili annelerin vebalini taşıyabilirler mi?

SURİYE’YE DOĞRU SÖYLER SOMALİ’YE ŞAŞAR!

Önüne gelen herkese efelenen Hükümetin Somali’ye ilişkin sahici ve kalıcı bir çözüm üret(e)memesini nasıl anlamalıyız? Yine aynı şekilde Uygur müslümanlara Çin tarafından uygulanan açık bir zulüm ortadayken ve 120’yi aşkın katledilen Müslüman varken fakat birkaç dernek vakıf dışında bunu gündeme getiren herhangi bir unsur yok Hükümet de Gazze gibi Suriye gibi üzerinden devşirebileceği bir kapı göremediği için olsa gerek o da gündeme getirmiyor. Ülkenin her tarafını yol delisi haline getiren sağlık devriminde dünya birincisi olan Hükümet’in kendi menfaatini değil insanların ve toplumların menfaatini ön planda tutması gerekir.

MÜSLÜMANLAR DENGE OYUNCAĞI DEĞİLDİR

Yine Diyarbakır’da uygulanmaya başlanan cezaevlerindeki Batı illerine sevk zulmü de yine üzerinde durulmayı hak ediyor. Müslümanlar tutuklular hiçbir gerekçe yokken yakınlarından çok çok uzak olan illerdeki cezaevlerine naklediliyorlar. Zaten mağdur durumda olan bu Müslümanlara reva görülen bu zulmün kaynağı nedir? Yoksa Hükümet kendi kafasına göre bir adalet terazisi mi kurmuştur? Hükümet bu uygulama ile birilerini mi memnun etmek istemektedir. Neresinden bakarsanız bakın haksız olan bu uygulamadan en kısa zamanda vaz geçilmeli ve Müslümanların mağduriyetleri giderilmelidir.

Sonuç olarak bizler Sakarya Özgür-Der Şubesi olarak tevhid ve adaletle mayalanmış bir neslin özgürlüğün yarınlarını kuracağını vurgulamak istiyoruz. Gerek Suriye’de gerek Uygur Müslümanlarının yurdunda gerek İstanbul’da veya gerekse Diyarbakır’da bu değişmez bir gerçektir.

Bu gerçeğe tüm varlığımız armağan olsun. 

SAKARYA ÖZGÜR-DER ŞUBESİ 

HABERE YORUM KAT

5 Yorum