Sakarya Özgür-Der'den Genelkurmay'a Protesto
Doğru olan 'keşke' diyerek hayıflanmak değil onurla ve cesurca balyozculardan hesap sormak ve onları koruyanlara yaptıklarının hata olduğunu söyleyebilmektir.
Sakarya Özgür-Der Şubesi Başkanı M. Baki Kızıltepe Genelkurmay'ın Balyoz tutuklusu 163 generalin tutukluluklarına ilişkin yaptığı açıklamayı bir basın bildirisiyle protesto etti. Açıklamada militarist zihniyetin topyekûn geriletilmedikçe hakların elde edilemeyeceğine dikkat çekildi.
Özgür-Der Sakarya Şubesi'nden yapılan açıklama:
ANLAYANLARA ÖZGÜRLÜĞÜN DEĞERİ;
ANLAMAYANLARA KEMALİZM'İN BALYOZU
Müslümanların stadyumlara doldurulmasından tutun da camilerin bombalanmasına kadar, insanların fişlenmesinden tutun da kendi jetlerini düşürmeye kadar birçok insanlık dışı vahşi ve kanlı eylemin planlandığı Balyoz Darbe Planı ile ilgili olarak uzun süren sessizliğini bozan Genelkurmay, Balyoz davasında halen tutuklu bulunan 163 generalin tutukluluk hallerinin devam ettirilmesini anlamakta güçlük çektiğini manşete taşıyan bir açıklama yaptı.
Tüm olgu ve kavramları kendi penceresinden anlayan ve anlaşılmasını isteyen Genelkurmay'ın anlaşılan o ki zihniyetinde değişen pek bir şey de yok. Ülkeden adeta tabir yerindeyse Müslümanları yok etmeyi amaçlayan bir darbe planlanacak ve bu darbede adeta katliam yapma planları kayıtlara geçecek ve bunun ön incelemesinde de darbe planı olduğu tescillenecek ve siz sonra kalkıp bu işi yapanların tutuklu olmalarını anlamakta zorluk çektiğinizi söyleyeceksiniz.
Genelkurmay ve darbe severler bilmeli ki veya en azından artık öğrenmeli ki halka rağmen ve halkın hak ve taleplerine karşı durulduğunda işte böyle insan içine çıkamaz hale gelirsiniz. Karşınızda bulduğunuz siyasi iktidarın gelgitleriyle oyalanmanız sonunuzun gelmeyeceği anlamına gelmez, unutmayın. Hükümetin tutarsızlıkları ya da kopardığınız tavizler cesaretinizi tekrar toplamanızı sağlıyor olabilir ama bu yanıltıcıdır, unutmayın. Yıllardır bu ülkede halkın üstüne adeta bir kabus gibi çöktünüz. Canınız istedi darbe yaptınız canınız istedi katliam ya da faili meçhul.
Öteden beri alıştığınız darbe refleksleri sizin anlayışınızı etkilemiş olmalı ki Balyozcuların tutukluluğunu anlayamıyorsunuz. Camileri bombalama planlamanın nesini anlamıyorsunuz. Müslümanları elli binlik altmış binlik stadyumlara doldurmanın anlaşılmaz nesi var. Kendi jetini düşürmeyi planlayan zihniyeti de mi anlamıyorsunuz. Şurasını iyi bilin ki artık siz "çök" deyince kimse çökmüyor. Düdük çalınca kimse kaçışmıyor. Kimse artık sizin temizliğinize inanmıyor ta ki adalete uygun söz ve hareketlerde bulunana dek.
Ayrıca siz anlamakta güçlük çekseniz de biz Müslümanlar sizi çok iyi anlıyoruz. Yapmayı çalıştığınız şeyin gayet de farkındayız. Baskılarla ve yasaklarla yarattığınız korku toplumuna örneklik ve önderlik yapan sizin "ordu göreve" sloganlarınıza "halk göreve" diyebilecek İslami mücadele hattı var. Sizin oluşturduğunuz sahte korkulardan sıyrılmış ve imanları ile direnen Müslümanların hak ve taleplerini görmezden gelindikçe direniş bilinçleri artan ve yükselen onurlu bir halk var.
Genelkurmay'ın amacı seçimlere gidilen şu süreçte kontrol testi yapmak mıdır bilemeyiz belki de Genelkurmay'ın aklına gelen kimsenin aklına gelmemiş olabilir. Bu açıklama ileriye dönük bir gündem ve tepki ölçme niyeti de taşıyabilir. Ne olursa olsun geriletilmesi gereken militarist zihniyet ve kuşatmacılık bu açıklamasından da anlaşılmaktadır ki Müslüman halkın hak ve taleplerinin önündeki en önemli engellerden bir tanesidir.
Kemalizm iflasa doğru sürüklendikçe ve Kemalizm'in en önemli aktörü askerin bu yüzden hırçınlaşması belki normal karşılanabilir fakat normal olmayan hükümet kanadından açıklamanın ardından yapılan "keşke" ile başlayan hayıflanmalardır. "Keşke" ile başlayan açıklamalar ve Genelkurmay'ın açıklamasını yargıya müdahale ile sınırlandırma girişimleri elbette ki doğru değildir.
Doğru olan ve hükümete düşen adaletin gölgesinde halkın insanca yaşayabilme şartlarını ikame edebilmek için yasamada bulunmaktır. Doğru olan belli elitlerin gasplarını görmezden gelerek halkın hakkını yedirmemektir. Doğru olan özgürlüğün kapılarını belli bir zümre için değil hak eden herkes için açmaktır. Doğru olan "keşke" diyerek hayıflanmak değil onurla ve cesurca balyozculardan hesap sormak ve onları koruyanlara yaptıklarının hata olduğunu söyleyebilmektir. Doğru olan balyozcu zihniyetle uzlaşmaya yanaşmak değil tam tersine adaleti göz etmektir.
ÖZGÜR-DER SAKARYA ŞUBESİ
HABERE YORUM KAT