Sakarya Özgür-Der'de İslami Dergiciliğin Katkıları Konuşuldu
Sakarya Özgür-Der İslamcılık Seminerlerinin beşincisini yaptı.
İslamcılık üst başlığı ile Özgür-Der Sakarya Şubesi tarafından düzenlenen seminerlerin beşincisi “İslami Dergiciliğin İslamcılığa Katkıları” başlığı ile Adapazarı Ofis Sanat Merkezinde Gazeteci Yazar Selahaddin Eş Çakırgil ve Haksöz Dergisi Yazarı Hamza Türkmen’in katılımı ile gerçekleştirildi. Sakarya Valisi H.Avni COŞ’un da teşrif ettiği programda ilgi yoğundu.
Program Hamza Türkmen’in konunun çerçevesini çizerek yaptığı giriş konuşması ile başladı. Hamza Türkmen özetle:
“Osmanlının son döneminde yakalandığı daha doğrusu nimeti yani vahyi kitabi olmayı dini olanı terk etmesi sebebiyle yakalandığı iç hastalıklar ve sorunlar sebebiyle Batı dediğimiz azgınlığın karşısında tutunamadı ve hemen her şeyini kaybetti.İlk defa 1880 li yıllarda o günkü şartlarda çıkartılan Urvetül Vüska dergisi İslami dergiciliğin milatı sayılabilir.Yani egemen sisten içerisinde yaşadığı ortamın fıkhını okuyarak bir araç olarak dergiyi kullanan Cemaleddin Afgani sadece bir dergi çıkartmak değil ortaya koyduğu ilkelerle de bir öze dönüş hareketi bir istibdata karşı direni hamlesi başlatmış oldu.Yeniden Kur’an ve sünnete dönmek içtihad kapısını yeniden açmak din anlayışımızı bidat ve hurafelerden arındırmak sömürgeciliğe karşı boyun eğmemek ve istibdata karşı şura temelli yeni bir oluşum bu hareketin ilkelerinin özetidir diyebiliriz.En temel duruşu ıslah temelli bir duruştur ve bu duruşun sahipleri de Said Halim Paşa’dır Mehmet Akif’tir Babanzade Ahmet Naim’dir Elmalılı Hamdi Yazır’dır Said Nursi’nin ilk dönemidir fakat maalesef ki bu insanlar bu kanaat önderleri cumhuriyet kurulurken hepsi tasfiye edildiler kimi öldürüldü kimi sürüldü kimi de kaçmak sinmek zorunda kaldı.
İşte bizler daha sonrasında cumhuriyet kurulurken tasfiye edilen bu önderlerimizin bıraktığı izleri yakalama anlama noktasında en önemli hamlemizi atağımızı yetmişli yıllarda yaptık.İnsanlar gençti önlerinde bir örnek yoktu fakat samimiyet ve çaba vardı.Bunda altmışlı yılların ortalarında Hilal Yayınları tarafından çevrilen eserlerin de etkisi olmuştur.Yoldaki İşaretler mesela çok önemlidir.Özellikle Düşünce Dergisi daha sonra Tevhid İslami Hareket ve en sonunda Selahattin Abi’nin editörlüğünü üstlendiği Hicret Dergisi..İşte bu dergiler o kopan yada kopartılan bağı Sebilüreşad ve Sıratı Mustakim ile Babanzade ile Akif ile olan bağı tekrar yakaladılar.Bu büyük bir imkandı.
Burada ilk olarak İslam bir ritüeller dini olmaktan öte bire dünya görüşüdür dünyaya ilişkin söyleyecekleri vardır insanları toplumları karanlıklardan aydınlığa çıkartmak için gönderilmiş olan mesajın bir örnekliğidir.”
Hamza Türkmen çizmiş olduğu bu çerçevenin ardından sözü Selahaddin E.Çakırgil’e verdi. Hamza Türkmen’in bıraktığı yerden sözü devralan Çakırgil evvela tarihsel bir arka plan çizdi. Ardından kendisinin bizzat şahit olduğu döneme ilişkin dergiciliğin gelişimini anlattı.
“El yordamıyla buluyorduk bazı şeyleri. Bize soruyorlardı siz kimden izin alıyorsunuz da dergi çıkarıyorsunuz diye biz de şöyle diyorduk: Hiç kimseden O zaman bize kızıyorlar ve Kardeşim İslam böyle başıboşluk kabul eder mi diyorlardı. Fakat kimden izin alacaz bize kim dergi çıkarabilirsiniz diye izin verecek. Dolayısıyla Hamza beyin vurguladığı gibi gençtik bir şeyler yapmak istiyorduk İslam’ın çağa uygun yorumlarını duymuş ve okumuştuk. Dergi çıkartmamız bir fikir kulübü faaliyeti değildi bizler için o dergiler adeta bir okul gibiydi.1979 İran Devriminden önce zaten bizde yani Türkiye’de sağcılıktan milliyetçilikten ayrışma azminde olan bir çizgi zaten mevcuttu ve bu çizgiyi temsil eden de o dönem için dergilerdi.Haftalık olarak çıkarıyorduk dergileri ve ayda dört defa okuyucularla buluşma imkanımız oluyordu.Müthiş bir talep vardı.Sadece Malatya bölgesine 2500 ü aşkın dergi yolluyorduk.Yetmişli yılların dergiciliği Düşünce Tevhid İslami Hareket ve Hicret dergileri özellikle İslami kimliğin oluşum seyrinin ilk aşamasıydı diyebiliriz ve aynı zamanda bir sorgulama/tartışma/ayrışma dönemiydi de.”
Hamza Türkmen programın sonunda zaman darlığından dolayı gelmesi muhtemel sorular üzerinden Selahhaddin E.Çakırgil ile birlikte reel durum ve olması beklenen gelişmelerle ilgili mülahazalarda bulundular.
Sakarya Özgür-Der’in İslamcılık Sohbetlerinin “İki Darbe arası İslamcılık (12 Eylül-28 Şubat)” alt başlığı ile devam etmesi planlanıyor.
HABERE YORUM KAT