Şahinler yine leş peşinde!
Polonya asıllı bir Yahudi olan Paul Wolfowitz, Libya Trablus kenti doğumlu Shaha Rıza’ya gönlünü kaptırmıştı.
Libya Lideri Kaddafi ise Ukraynalı hemşire Galina Kolotnitska ile birlikte anılıyordu. Shaha Ali Rıza, Kıbrıs asıllı Amerikalı iş adamlarından ve ekonomistlerden Bülent Ali Rıza’nın eski eşi. Veya eski tabirle mutallakası. Wolfowitz, Dünya Bankası müdürü iken skandal bir biçimde birlikte anılan ve Condoleazza Rice’dan bile daha fazla maaş tahsis ettiği Shaha Rıza, esasında melez bir aileden ve yapıdan geliyor. Babası Türk-Libyalı kırması iken anne tarafı ise bir yönüyle Suudi Arabistan ve diğer yönüyle de Suriye bağlantılı. Wolfowitz’in Shah Rıza üzerinden bir Libya bağlantısı var ve bugünlerde yeniden derinleşti ve depreşti. Bu defa da eski ‘kız arkadaşı’ mı aklına geldi yoksa petrol kuyuları mı aklına düştü ve vurdu, bilinmez. Lakin Libya’ya yönelik olarak ABD’nin ahlaki görevini yapması gerektiğini telkin ediyor. İlginçtir, Kaddafi’nin lobicisi olan Karanlıklar Prensi Richard Perle bile yazdığı kitaplarda ahlaka vurgu yapıyor ve dünyaya ahlak dersi ve nizamı veriyor. Lakin Paul Wolfowitz örneğinde olduğu gibi paçalarından da ahlaksızlık akıyor. Ahlaksızlıkta Dünya Bankası’nı bile batırıyor ve sevgililerine peşkeş çekiyor ve ulufe dağıtıyor. Bilindiği gibi, ‘müstemlekeler şairi’ olarak da anılan Rudyard Kipling’den beri Batı’da ‘beyaz adamın görevi veya yükü’ diye bir kavram vardır. Beyaz adam dünyayı medenileştirmekle yükümlüdür ve dolayısıyla sömürgeciliği de bunun için yapmaktadır ve yapmalıdır. Şimdi beyaz adamın yükü söyleminin yerine ahlaki yükümlülük kavramı kullanılıyor. Bakın hele, hem de kimler tarafından? Ahlaksızlıkta dibe vurmuş olan Neoconlar tarafından. Bunların başında gelen Paul Wolfowitz her iki anlamda da Dünya Bankası’nın namusunu payimal etmesine rağmen şimdi ahlak dersi veriyor ve namus bekçiliğine soyunuyor.
•
Yani anlayacağınız petrol yataklarıyla ünlü Libya yine şahinlerin iştahını çekti ve orada yine leş peşine düştüler. Amerikalı Neoconlar veya şahinler adeta petrol akbabaları. Nerede görürlerse üşüşüyorlar. Paul Wolfowitz, Dünya Bankası’nı Kaddafi’nin Libya’yı yönettiği gibi adeta bir çiftlik olarak yönetmiştir. Şimdi de durumdan vazife çıkartıyor ve Libya petrolleri karşısında ağzının salyaları akıyor. Tek başına Shah Ali Rıza’yı terfi ettirdiğinden dolayı töhmet altında kalmış ve ahlak bekçisi bizzat etik komitenin vaziyet etmesi sonucu istifa etmek zorunda kalmıştır. Ahlaksızlıktan dolayı istifa eden adam şimdi Libya’ya ahlaki Haçlı Seferi düzenlenmesi çağrısında bulunuyor. Adeta organize ediyor. Pişkinliğinde bu kadarı! Vallahi pes! Bunların kankaları olan Karanlıklar Prensi Richard Perle ise İngiliz prensleri veya hükümet üyeleri gibi Kaddafi adına lobicilik faaliyetlerini üstlenmiş yürütüyordu. Özal döneminde Richard Perle bizim lobiciliğimizi yaparken ya da bizi İsrail’e pazarlarken 2006’dan beri Kaddafi’nin lobiciliğini yapmaya başlamış. Kaddafi’yi Batı nezdinde pazarlamak için paçalarını sıvamış. Irak savaşının mimarlarından olan Richard Perle, Kaddafi için lobiciliğe soyunmuş. Karanlıklar Prensi Perle, 2006 yılında iki defa Libya’ya gitmiş ve sonrasında izlenimlerini Dick Cheney ile paylaşmış. American Enterprise Institute’ünün elemanlarından olan Perle, yine Monitor Group’un temsilcisi olarak Libya’ya gitmiş ve Kaddafi’yi uluslararası arenada ve kamuoyunda parlatma işini üzerine almış. Lakin bu işi de karanlık tabiatlı lobici, resmiyete dökmeden gölgede icra etmeyi yeğlemiş. Bir bildiği vardır muhakkak. Zira dide-i huffaş ziyadan hoşlanır. Tabiatı o’dur. (Tuesday, Feb 22, 2011 08:38 ET Richard Perle: Libya lobbyist By Justin Elliott aei.org) Şimdi bu sinsi şeytanlar veya leş kargaları Kaddafi’nin yıkılacağını anlayınca kalkanı tersine çevirdiler. Ahlak zabıtası kesildiler.
•
Bu ahlakçı ahlaksızlar kervanına Suriye’nin belalısı John Bolton da katıldı. O da ‘Kaddafi’den sonra ne kaparız’ın’ derdine düştü. O da Kaddafi’den ziyade Libya’ya müdahale edilmesinden yana. Zira, Libya onlar nezdinde Libyalılara bırakılmayacak kadar önemli bir ülke. Zira, petrol havzası. Washington Post yazarlarından Krauthammer ile birlikte müdahaleyi savunan ekipten. John Bolton Arap Devrimi ve rejimlerinin yıkılması karşısında Obama idaresinin gayet pısırık ve pasif kaldığını ileri sürüyor. Ön almanın şart olduğuna temas ediyor. ‘Av kaçmadan elimizi çabuk tutalım, eli kolumuz bağlı ne bekliyoruz’ diyor. Petrol muslukları akarken dolduralım hesabındalar. Anlayacağınız şahinler yine av partisinde ve leş peşindeler.
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT