Şah İsmail, Safevi ve Babek Hurremi Tartışması
İşin gerçeği XI. yy'da İran'da İslam karşıtı Hurremi isyanlarına liderlik etmiş Fars milliyetçisi Babek Hurremi'nin Azerilere ulusal kahraman olarak Sovyetler tarafından dayatması aslında ideolojik tarih kurgusunun bir parçasıdır.
Furkan Azeri’nin Timeturk’te yayınlanan haberine göre bir haftadır Azerbaycan'da bir numaralı gündem fars taraftarlarının ve Sovyetlerin bize dayattığı resmi tarihimizde mevcut olan “kahramanlarımız” mevzusu tartışılıyor.
Tartışmayı başlatan Azeri milletvekili Fazıl Mustafa. Onun fikrine göre Azerbaycan resmi tarihinde öğretilen ve “millî kahramanlar” olarak kabul edilen Babek Hurremi (IX. yy) ve Şah İsmail Sefevi’nin aslında bir kahraman olmadığı ve onların Azerbaycan Türk tarihinin değil, İran tarihinin bir parçası olduğunu, bunların tanıtımı aslında Azerbaycan’ı tarihi-ideolojik yönden İran’dan taraf olduğudur.
Aslında bu tezi savunan sadece Fazıl Mustafa değil aynı zamanda İran asıllı Azeri tarihçi-düşünür Güntay Gencalp’in de son yıllarda yayımladığı kitaplarda Sovyetler tarafından tasarlanan Azeri Tarihi’nin İran kimliğine hizmet ettiğini savunuyor. G. Gencalp’in: ‘’Safeviler’in Azerbaycan ve İran Arazilerinde büyük soykırımlar törettiği, zorla Şiiliği yaymakla Azerbaycan’ı Türk ve İslam âleminden kopardığını, tarihî İran kimliğinin taşıyıcısı haline getirdiği’’ yönündeki fikirleri Azerbaycan’da bu günlerde tekrar sıcak tartışma konusu.
İşin gerçeği XI. yy'da İran’da İslam karşıtı Hurremi isyanlarına liderlik etmiş Fars milliyetçisi Babek Hurremi’nin Azeri’lere ulusal kahraman olarak Sovyetler tarafından dayatması aslında İdeolojik tarih kurgusunun bir parçası idi.
Bu düşünceni savunan F. Mustafa, G. Gencalp ve birçok Azeri fikir adamı aynı zamanda Şah İsmail'in de böyle bir tarih projesinin ürünü olduğunu savunuyorlar. Türk kimliğinde ve İslam düşüncesinde marjinal kalan böyle şahsiyetlerin Azerilere “kahraman” olarak Sovyetlerin dayatmasının sebebi Azeri Türklerini İslam ve Türk kimliğinden medeniyet olarak ayırmak niyetine hizmet etmekteydi.
Çok manidardır ki, Sovyetlerin mirası olan bu tarih kurgusu bu gün Azerbaycan’da İran yayılmacılığının esas tarihi zeminini oluşturmaktadır.
Bu sebepten F. Mustafa, Gencalp ve onları destekleyen R. Beşirli gibi birçok gazeteci-yazara en ciddi tepki İran mollaları ile dirsek temasında olan Şii camiadan gelmektedir. Bu itirazları yapanlar ortaya hiçbir tutarlı tez koymadan bu şahısları ihanetle suçlamaktan tutun da, birçok farklı “belaltı” vuruşları vurmaktadırlar.
Örneğin kendisinin entelektüel olduğunu söyleyen Zaur Eliyev fikiri ve tarihi bir tartışma konusundan çıkıp Cumhurbaşkanına mektup yazarak ''fazıl Mustafa’nın susturulmasını'' istiyor. Aslında buna şaşmamak lazım söylemeye sözü olmayan zavallılar her zaman muhatabının susmasını istemişlerdir.
Aslında bu tartışmalar Azerbaycan'da İran yayımcılığının ve militanların ne kadar güçlü ve aktif olduğunu gösteriyor ki onların aleyhine bir cümle kurduğun zaman nasıl linç ediliyorsun.
HABERE YORUM KAT