Sağlık Bakanı Koca: İstanbul'da durumu kontrol altına alamazsak, salgın baş edilebilir seviyede olmaktan çıkacak
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgınına ilişkin "İstanbul'da durumu kontrol altına alamazsak salgın baş edilebilir seviyede olmaktan çıkacaktır" derken, tedbirlere uyulması çağrısını yineledi.
İstanbul'da toplanan Bilim Kurulu toplantısının ardından konuşan Bakan Koca, Türkiye'deki vakaların yüzde 40'ının İstanbul'da olduğunu hatırlatırken, "Bu vaka sayısının 2 veya 3 katına çıkma durumunda farklı tablolar karşımıza çıkabilir" ifadesini kullandı. Koca, 'hayatı disipline sokma' çağrısı yaparken, "Eğer hayatlarımızı kendimiz disipline kavuşturamazsak kurallardan çok daha ağır mecburiyetlerimiz olacak" diyerek vakaların artması durumunda kısıtlamaların gelebileceğini belirtti.
Bakan Koca, grip aşısı tartışmalarına da değinirken, "Yüksek oranlı temin etme şansımız zaten yok. Biz, 2,2 milyonu temin ettik. Biz şimdi 3 milyonun üzerini temin etme çabası içindeyiz. Aşıyı elde etmek, temin etmek için de ilk günden itibaren yoğun bir çabada olduğumuzu bütün vatandaşımız bilsin, emin olun parasına da bakmıyoruz" açıklamasında bulundu.
Çin merkezli Sinovac şirketinin aşısının Faz 3 çalışmasında başarılı olması durumunda aralık ayında uygulanmaya başlanabileceğini, ilk etapta 5 milyon aşılama yapılabileceğini belirten Koca, bilgilendirmenin kasım ayının sonuna doğru olacağını belirtti.
İşverenlere de seslenen Bakan Koca, olabildiğince esnek mesai ve vardiyalı çalışma modellerinin tercih edilmesi gerektiğini vurgularken, "Çalışanlarınızın sağlığını ve iş kaybını önlemek için doğru olan budur" dedi.
Koca'nın açıklamalarından satır başları şöyle:
"İstanbul'da durumu kontrol altına alamazsak salgın baş edilebilir seviyede olmaktan çıkacaktır. Bu duruma neler yol açtı? İstanbul dünyanın en kalabalık kentleri arasında 14. sırada. Mesafe kuralına uymayı zorlaştıran bir şehir. Hareket halindeki kitle çok büyük. Kışı burada geçirmek üzere yoğun dönüşler oldu. Kurallara uyumun azalmasıyla birlikte İstanbul'da salgın hızla tırmandı. Tehlike karşısında teyakkuza geçebiliyoruz ama riski savar sağmaz hayatı akışına bırakıyoruz. Karşılaştığımız ve tüm ülkeyi riske atacak durumun tarifi budur.
"Sosyal mesafe kuralını uygulanabilir hale gelmesi pek çok durumda şartların iyileştirilmesine bağlı. Geçtiğimiz 6 gün boyunca bakan yardımcılarım ve ekibimle bu konuda çalıştık. Toplu taşıma, pazar yerleri, alışveriş ortamları ve çeşitli kent alanlarında kurallara uyulmasının kolaylaştırılması için çalışma yapılmasını istedik. Toplu taşımaya ek seferler konması, iş saatlerinin yine sosyal hareketlilik kaynaklı teması azaltacak şekilde yeniden düzenlenmesi ele alınan konular arasındadır. Kurumlardan uzaktan erişimde evde çalışma kolaylığı sağlanması ayrıca istenmiştir. Sosyal mesafenin korunamadığı toplu ulaşım en büyük risk kaynaklarındandır. Yolculuk, dolayısıyla risk süresi uzundur.
"Hareketlilik şu an olduğu gibi devam ederse artış 1'ken 2, 2'yken 4 şeklinde olmayacak. 1'ken 3, 3'ken 9 şeklinde olacak çünkü virüs bir kişiden ortalama 3 kişiye bulaşıyor. Çözüm, artışın nedenini kontrol altına almaktır. Hareketliliği azaltmak, yani hayatı yavaşlatmaktır. Temel şart olarak maske, mesafe ve temizlik kuralına uyacağız. Koronavirüs'ün yöntemini virüse karşı kullanacağız. Virüs bir kişiden ortalama üç kişiye bulaşıyorsa biz de hareketi ve teması üçte birine indireceğiz. Dışarı çıktığımızda üç yere uğruyorsak bunu bire indireceğiz. İstediğim, hareketi ve teması üçte birine indirmenizdir. Bunu yaparsanız salgınla gerçekten savaşmış olacaksınız. Eğer bunu yaparsanız, her gün işe gidip gelmek ve çalışmak zorunda olan insanlar tedbir uygulayabilir. Kendimizi disipline sokalım, sonsuza kadar değil, salgını kontrol altına alana kadar.
"Eğer hayatlarımızı kendimiz disipline kavuşturamazsak kurallardan çok daha ağır mecburiyetlerimiz olacak. Şunu diyorum, hareketliliği ve teması azaltın. İşverenlere sesleniyorum, esnek mesai sistemine geçiş için elinizden geleni yapın. Şartlarınız uygunsa vardiyalı çalışmayı tercih edin. Çalışanlarınızın sağlığını ve iş kaybını önlemek için doğru olan budur.
"Salgınla savaş tek başına kurumların gücüyle ve hastanelerle kazanılamaz. Gelinen noktada desteğinize daha önce hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var. Zorunlu olmayan seyahatleri yapmayın. Hastalığa yakalanmaya göze alacağınız seyahatleri yapın. Maskenizi çıkarmayın.
"Rica ediyorum, testi pozitif çıkanlar temaslılarını filyasyon ekiplerimize eksiksiz bildirsin. Yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar kendilerini korumaya alsın. Zorunlu olmadıkça akrabalarla, başka ailelerle bir araya gelmeyin. Salgınla savaşın bu aşaması disiplin istiyor. Sağlık hizmetlerinde sistemin tıkanmasına yol açacak bir sorunumuz yok. Sağlık ordumuzla riske karşı organize olduk. Sizden şunu hatırlamanızı istiyorum. Her kapasitenin sonuçta bir sınırı vardır. Bu sınırı zorlamamak tedbirleri uygulamanıza bağlıdır. Tedbirler hayattan mahrum kalmak anlamına gelmiyor.
"Biliyoruz ki Covid-19 sadece kişilerin maruz kaldığı bir hastalık değil, toplumların maruz kaldığı bir hastalıktır. İstanbul'u ve bize sunduğu her şeyi korumak zorundayız. İstanbul tüm yönetim birimleriyle harekete geçmiştir. Kararlı şekilde bizimle beraber olursanız salgını geriletmeyi başaracağız.
"Özellikle son dönem bahsettiği şekliyle Türkiye'nin ortalama vaka sayısının yüzde 40'ının İstanbul'da olduğunu söylemiştim. Her geçen gün ağır hasta sayımızın da arttığını her gün verilen bilgilerden biliyoruz. İstanbul'da bildiğiniz gibi sağlık altyapımız çok güçlü. Ciddi bir yatak kapasitemiz söz konusu. Özellikle son dönem 7 bine yakın yatak ilavesi söz konusu oldu. Şu dönemde bu anlamda bir sorun olmadığını söyleyebilirim. İstanbul'da toplam yatak sayımız 48 bine yakın. Yoğun bakım yatak sayımız ise 9 bine yakın. Şu an İstanbul'da servis, yatak doluluk oranımız yüzde 55. Yoğun bakım doluluk oranımız ise yüzde 66. Bu erişkin yoğun bakım yatakları için söylediğim. Ventilatörlerde doluluk oranı yüzde 33. 3 bin yoğun bakım yatağının boş olduğunu söyleyebilirim. Özel sektör özellikle bundan sonraki süreçte, Covid'li hastaya ayrı bir birimde bakmak şeklinde yatak kapasitelerinin yüzde 25'ini ayırma şeklinde bir yaklaşımı oldu. Bu vaka sayısının 2 veya 3 katına çıkma durumunda farklı tablolar karşımıza çıkabilir.
"Özellikle partiler anlamında, gece 12'den sonra bildiğiniz gibi müzikli ortamların yasaklandığını biliyoruz. Bunun daha erken saatlere çekilmesiyle ilgili Bilim Kurulu'nun bir önerisi oldu. İçişleri Bakanlığı'mız bu öneri doğrultusunda bir duyuru yapmış olur.
"Test sayımız 128 bin 3012. Hasta sayımız 2 bin 305. Hayatını kaybeden vatandaşımızın sayısı 77 oldu. İyileşen hasta sayımız 1662. Ağır hasta sayımız biraz daha artmış oldu, 1836.
"Öncelikle bu toplantı bir pandemi toplantısı değildi. Bu toplantı bir il hıfzıssıha kurulu toplantısı da değildi. Bu toplantı sağlık teşkilatımızla, ilçe sağlık müdürlerimiz ve başhekimlerimizin katıldığı İstanbul'un durumunu değerlendirmek, hastane kapasitelerini değerlendirmek ve filyasyon durumunu değerlendirme toplantısıydı. Bir pandemi toplantısı kurulu değildi bu. Ayrıca 5 gün, bu bir hafta boyunca İstanbul'da olmam nedeniyle de devamında yerel yöneticiler dahil olmak üzere bir takım toplantıları yapmak üzere de plan yapılmıştı. İstanbul'da ilçe belediye başkanlarıyla görüşüp, büyükşehir belediye başkanıyla görüşmeme gibi bir durum olabilir mi? Pazartesi günü ilçe belediyelerimizle de görüşme yapıldı. Büyükşehir belediye başkanımızın bir rahatsızlığı oldu, buradan tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Genel durumunun, sağlığının iyi olduğunu, ateş bulgusunun bugün itibariyle olmadığını kendileri de ifade etmiş oldular. Ben pandemi döneminin siyasi zemine çekilmesinin siyasilere bir şey kazandıracağına inanmıyorum. Bu arada bütün iletişim kanallarımızın da açık olduğunu, çok rahat görüşüldüğünü de söylemek istiyorum.
"Özellikle bizim idea dediğimiz deneysel araştırma laboratuvarımızı da ziyaret etmiş oldum. Bu aşıların toksikolojiyle ilgili çalışmaları ve sterilite ve standardizasyon çalışmalarının yapıldığı bir yer. Hafta sonu bu çalışmaların bir aşı için bitirileceği ifade edildi. Gelecek hafta muhtemelen ilk insan uygulamaları başlayabilir ama ondan önce bildiğiniz gibi 5 gün karantinaya alım süreci var. Bununla ilgili de muhtemelen karantinaya alım süreciyle ilk insan uygulaması başlamış olacak. Yurt dışından Faz 3 çalışması Türkiye'de yapılan iki aşı var. Şu ana kadar herhangi bir komplikasyonun, ciddi yan etkinin olmadığını, muhtemelen kasım sonunda bağışıklık konusundaki bilgilenmemiz olmuş olur. Bu aşılarla ilgili, Çin aşısı başarılı olursa aralık ayında 5 milyon dozu uygulama şansımız olacak. Devamında ocak, şubat ve martta da devam ediliyor olacak.
"3 hafta önce ya da 4 hafta önce başladı Çin aşısının çalışması, önce sağlık personellerinde. Burada aşılanan kişi sayısı 500'ü geçti. Bu aşı dünyanın değişik ülkelerinde Faz 3 çalışmasına devam ediyor. Faz 3'ü kasım sonuna kadar takip edip etkinliğini daha kesin söyleyeceğiz. Biontech ve Pfizer aşısında rakam daha kısıtlı. Almanya ile beraber başladık, planlandığı gibi gidiyor, kasımın ortalarına doğru çalışmaları tamamlanmış olacak. Bütün aşılar hızla Faz 3 çalışmalarını yapıyorlar, yıl sonuna doğru birkaçında erken ruhsatlanma olacak gibi duruyor. Seneye erişebilen ülkelerde uygulama başlayacak.
"Salgınla mücadelede testlerin erken sonuçlanması son derece önemli. Aynı gün filyasyonu yapmak istiyoruz. Eğer bunu gerçekleştiremezsek o zaman diliminde pozitif olabilme ihtimali olan kişinin bulaştırdığı söz konusu olur. İstanbul'un test kapasitesini çok artırdık. Şu an 60 binin üzerinde İstanbul'da test yapılıyor. Son dönem artırılan testlerle birlikte söylüyorum. Şu an 37 saatten 20 saate inmiş durumda, biz bunu 8-10 saate indirmek istiyoruz. Numunenin alındığı zamandan itibaren. Bundan sonraki süreçte şöyle bir durum da söz konusu olacak, testlerle ilgili biz vatandaşın numune alındıktan itibaren ilk 4 saat içinde herhangi bir kısıtlama oluşturmayıp sonrasında 20 saat için bir kısıtlama getirmiş olacağız. Yani o dönem eğer ne kadar uzarsa, bulaştırıcılığı söz konusu olduğu için azaltmak açısında ilk 4 saat değil, sonrasındaki 20 saat boyunca HES koduna işlemiş olacağız. O kişi, ulaşım ve benzeri seyahat dahil olmak üzere birçok açıdan riskli görülerek kısıtlama yapılmış olacak. Biz de erken dönemde bir an önce o testi çalışıp sonucu vermiş olma içinde olacağız.
"Grip aşısı bir yıl önceden sipariş edilir. Dünyada aşı arzı yüzde 20 oranında arttı. Herkesin aşı yaptırabilirliği zaten mümkün olamaz. Bizde ise bu anlamda 1 milyon 350 bin, geçen yıldan daha fazla sipariş vermiştik. Bazı ülkelerin daha yüksek dozda aşı temin ettiği söylenir. Mesela Almanya, 26 milyon. Geçen yıl Almanya'nın temin ettiği aşı 21 milyon. Yani yüzde 30'u geçmiyor. İngiltere, 30 milyon bu yıl temin etti, ama geçen yıl İngiltere'nin temin ettiği aşı 25 milyon, oran olarak yüzde 20. Biz geçen yıllarda serbest eczanelerden ücretli grip aşısı temin etme imkanı olmasına rağmen tüketilen aşımız 1 milyonun üzerindeydi, 5-10 milyonlar değildi. Bunu yüksek oranlı temin etme şansımız zaten yok. Biz, 2,2 milyonu temin ettik. Biz şimdi 3 milyonun üzerini temin etme çabası içindeyiz. Geçen yılın 2-2,5 katı kadar olan bir artışı sağlama çabası içinde olduğumuzu söylüyoruz. TEB'le ilgili söylediğiniz, ortada olmayan bir aşının olduğu ifade edildi, bu aşıyla ilgili de ilgili firmalarla başından beri görüşüldü ama ortada bir aşı yoktu. Daha detaylı söyleyeceklerim var söylemiyorum. Ruhsatlı olan aşıyı herkes getirebilir, ruhsatı olmayan aşıyı halk sağlığı temin edebilir. Ben bunu 1 ay önce de 2 ay önce de söyledim. X firmada var denilerek bir aşıyı pazarlamasınlar. Aşıyı elde etmek, temin etmek için de ilk günden itibaren yoğun bir çabada olduğumuzu bütün vatandaşımız bilsin, emin olun parasına da bakmıyoruz.
"Gelecek hafta bağışıklık haritasıyla ilgili hane halkı tespit edilmişti. Orada yapılan testler sadece PCR değil, antikor testi de oluyor. Sanırım gelecek hafta bitmiş olur, sonuçlarını hem genel hem de il bazında açıklamak mümkün olacak. Sağlık ordumuzla ilgili söylediklerin için teşekkür ediyorum. Kasım ayının ilk hafası için 12 bin sağlık çalışanı alım ilanına çıkacağımızı da buradan söylemek istiyorum.
"İstanbul'da özellikle son bir hafta içinde vaka artış oranı yüzde 62. Ben birkaç ilçeyi hemen söyleyeyim. Büyükçekmece yüzde 123. Sarıyer, yüzde 120. Bakırköy yüzde 124. Şişli yüzde 98. Kağıthane yüzde 89. Tuzla, Sancaktepe, Beykoz şeklinde gidiyor. İlçelerde yüzde 29'a kadar artışın olduğunu görüyoruz. Türkiye'deki hasta sayısının yüzde 40'a yakınının İstanbul'da olduğunu özellikle söylemek istiyorum. 2305 hasta sayısı.
"Özellikle İstanbul'da son bir haftada niye bu kadar artış oldu. İstanbul dünyanın 14. en büyük nüfus yoğunluğu olan kendi. Virüsün mutasyona uğrama durumuyla ilgili bir değişiklik olmadığını biliyoruz ama bizim halk sağlığımızın yaptığı çalışmayla ilgili söylüyorum, mutasyon daha çok bulaştırıcılığın artması şeklinde karşımıza çıkıyor. Daha önce 15-20 dakika yakın mesafede olunca bulaşan virüs, artık daha kısa sürede bulaşabilir. Bir araya gelindiğinde maskenin kısa süreli devre dışı kalması bile o bulaştığıcılığı sağlayan şey oluyor. Bulaştırıcılığı virüsün daha çok arttı. Bizim bu anlamda maskeye, mesafeye ve el hijyenine dikkat edilmesini özellikle söylüyoruz. Büyük kalabalıkların ciddi risk olduğunu biliyoruz. Onun için bu bulaştırıcılık eskiye göre daha hızlı bir bulaştırıcılığa dönmüş oldu. Biz HES uygulamasını yaygınlaştırmak istiyoruz. Olabildiğinde il kurullarımız bu kararı almaya yetkili.
"Okullarla ilgili şu an ciddi bir artışın olmadığını biliyoruz, yani toplumun genelinden farklı bir artış olmadığını söyleyebiliriz. Bu önümüzdeki günler salgının seyriyle birlikte kademeli bir geçişin olup olmayacağını salgının seyri belirleyecek. İstanbul'da önümüzdeki dönemde ilave bir kadelemenin olmadığını söyleyebilirim. Zaten bildiğiniz gibi tercihe bağlı ve 2+5 şeklinde bir uygulamayla eğitim devam ediyor. Önümüzdeki haftalar bununla ilgili Bilim Kurulu'nun kademelendirmeyi devam ettirme konusunda bir yaklaşımı yok."
HABERE YORUM KAT