“Sağ Kemalist, Sol Kemalist... Devlet ile Kemal!..”
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve BBP eski Genel Sekreteri Mehmet Ekici, BBP’li günlerinden kalma bir hisle sevdiğim bir arkadaştır.
Yazık ki şimdilerde, pozisyonu gereği, ülkenin saygın partilerinden MHP’ye zarar veren “Bahçeli politikalarını” savunmak mecburiyetinde.
Sayın Ömer Şahin’in “Görüş Farkı” adlı programında, Sayın Emin Pazarcı meslektaşımla birlikte kendisine soru yöneltme pozisyonundaydık.
Devlet Bahçeli’nin politikalarına ilişkin sorulara cevap vermek mecburiyetinde kalması pek de arzu etmediğimiz bir durumdu.
Karşımızda, mesela Oktay Vural gibi bir ismin olması, böyle bir simanın zor durumlara düşmesi bizi daha az üzerdi.
İzleyenlerin açık bir şekilde şahit olduğu üzere, Bahçeli politikalarını savunmak hiç de kolay değil.
Kendisine ve partisine en ağır hakaretlerle yüklenen, kendisini “çamaşırlarına kadar kirlenmiş” bir politikacı olarak karikatürize etmekten çekinmeyen sol Kemalistleri baş tacı edip, tabanına hitap eden gazetelere Genelkurmay uygulamasından kopyalama “akreditasyon” tatbik eden bir genel başkanın neresini, nasıl savunacaksın?..
Yine Emin Bey’le birlikte gündeme getirdik:
Genel Müdürlük yaptığı dönemde kadrosunu “eski mahkûm kontenjanından” aşırı sol örgüt mensuplarıyla dolduran...
Ve kurumdaki ülkücülerin bu adamlar tarafından “köşeye sıkıştırılmasına” vesile olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu “başarılı bürokrat” olarak nitelendirmiş bir genel başkanın nesini, neresini savunacaksın!..
Ne yapsın Sayın Ekici; “Sayın Bahçeli, Kılıçdaroğlu’na nezaket göstermiştir!” diyebildi.
Nezâket...
Öyle mi?..
Ahmet Necdet Sezer’e, Kemal Kılıçdaroğlu’na nezâket,
Gül’e, Erdoğan’a ağız dolusu hakaret!..
*
Sayın Ekici (Allah muhafaza!) yarın öbür gün MHP yönetiminden dışlanacak olsa çok şeyler söyleyebilir de, şimdi niye söylesin? Ne lüzumu var?
Dedim ya, kendisini severim.
Programda sorum üzerine; “Evet, referandumdan çıkan yüzde 58, Adalet ve Kalkınma Partisi için bir güvenoyudur” demesi, bu ortamda bunu diyebilmesi, farkını ortaya koymuyor mu?..
Ah Sayın Bahçeli de öyle olsaydı.
MHP’nin başındaki bir Sağ Kemalist olmasaydı da, Muhterem Mehmet Ekici gibi bir arkadaş olsaydı.
Türkiye’nin yolu nasıl da açılırdı.
Olmayacak duaya âmin!..
MHP’DEN KAYMA VAR MI?..
Tartışılan mesele bu: MHP oylarının ne kadarı nerelere kayıyor?..
Sağ Kemalist Devlet Bahçeli’nin statüko bekçiliğinde CHP’yi aratmayacağına inanan “mutsuz” CHP’liler -Ergenekon çevresi- son genel seçimde MHP’ye bir miktar destek vermişti.
Şimdi, CHP’nin Sol Kemalist Kılıçdaroğlu ile toparlanmaya başlamış olması, “birinci adres”e yönelimi de beraberinde getirdi.
MHP’ye emaneten gelen “laikçi” oylar, CHP’ye gidiyor özetle.
Bahçeli’nin “Hedef MHP’yi tasfiye etmek” lâfı “paniğe” işaret.
Eee, dememiş miydik:
Kemalist-Sol adamı böyle, yer bitirir!.. Bozuk para gibi harcar!..
Kemalist Sol’a râm olan, kuyruk olan böyle kuyruk acısıyla inim inim inler!..
CHP usulü siyasetin “oy” getireceğini zanneden yönetim, bugün gerçeklerle yüzleşmenin telâşında.
Neyse... Olan oldu, bundan sonrasına bakalım.
CHP usulü politikadan MHP’nin istifadesi olmaz.
Vatandaşın MHP’ye oy vermesi için birkaç sebep lâzım.
Geniş kitleler; Alisiz Alevilerin zincir oluşturduğu kurumların o yapılarıyla devam etmelerini savunan bir MHP’ye niçin oy versin?..
MHP’nin iktidar ortağı olduğu dönemi hatırlayın.
Yönetimi aynı olan MHP’ye niçin destek versin vatandaş?..
Kalan bankaların da içi, iktidarın gözü önünde boşaltılsın, milletin sırtına bir 100 milyar dolar daha yüklensin diye mi?..
Yurt dışından bir Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı daha ithal edilsin diye mi?..
Faizler, 2001 rekorunu kırsın diye mi?..
Doğu Türkistan katillerine birer “Devlet Nişanı” daha verilsin diye mi?..
Resmi kurumların kapılarına “Evcil hayvanlar ve başörtülüler giremez!” yazıları asılsın diye mi?..
Zırva!..
Bu yönetimin “oy” havzasında kimler kaldı?
“Bahçeli’nin durumunu biliyoruz ama MHP’yi desteklemek bizim için adeta bir iman meselesi” diyen “gassal elinde meyyit” takımı ile...
“Laiklik elden gidiyor” endişesindeki tipler...
Birinci gruptakilerin yüzde 6’lık, en fazla yüzde 8’lik desteği bir ihtimal devam eder. CHP’ye meyyal olanlar ise Kılıçdaroğlu’nun CHP’sine döner.
Manzara bu kadar netken, MHP’nin “statüko bekçiliğine devam” mesajları vermesi, hangi amaca hizmet eder?..
Dâvâya yıllarca emek vermiş, bin türlü işkenceden geçmiş ülkücüleri ihanetle, ‘sınırlı sorumlu kooperatif’ üyesi olmakla suçlamak kimin, kimlerin işine yarar?
Birkaç maddelik bir paketin oylanmasından ibaret olan ve “evet” çıkmasına kesin gözüyle bakılan referandumu “AK Parti için güven oylaması”na dönüştürmek, MHP’deki tükenişi hızlandırmaktan başka neye yarar?..
MHP tabanının rağbet ettiği medya organlarını küstürüp, camiaya sülâle boyu küfreden medyayı baş tacı etmenin MHP’ye kaybettirecekleri ortada. Peki kazandıracağı ne?..
CHP üssü gibi faaliyet gösteren kurumlardaki değişime karşı çıkmak...
CHP yörüngesinde (ya da kuyruğunda) siyaset yapmak MHP’yi tüketmekten başka hangi gâyeye hizmet eder?
Bahçeli’nin görevi ve hedefi MHP’yi tüketmek olabilir mi?
Hayır, olamaz!..
İşin özü; Bahçeli, MHP gibi kritik bir alanda siyaset yapan bir partiyi taşıyamıyor!.. Bu kantar bu ağırlığı çekmiyoooor!..
Bahçeli (numara yapmadıysa) bu durumun en azından bir dönem farkına vardı ve istifa etti.
O gün sorumlu davranan, MHP ve memleket adına iyi bir iş yapan Bahçeli, bugün de aynı hassasiyeti gösterebilir mi?..
Böyle bir ihtimal maalesef yok.
Peki Bahçeli, “Sol’a râm olma”, “ülkücülere kıymet vermeme” hâlinden kısa vâdede kurtulabilir mi?..
Bunun da en ufak bir emâresi yok!..
O halde ne olacak?..
Olacağı şu:
Her taban lâyık olduğuyla idâre edilecek!..
MHP tabanı daha iyisine lâyık ise...
İyisi gelir.
Değilse...
İyisi budur!..
YENİ BİR PROGRAM
Kısmet olursa, yeni bir programa başlıyoruz.
Canlı, hareketli, anlamlı bir program olacağını düşünmekteyiz.
O programdan bahsedeceğiz de...
Yerimiz bitti. Kısmetse yarın.
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT