
Sadece Rabbimize ibadet eder, taptıklarınıza tapmayız!
Yarın 10 Kasım! Bir kere daha tüm ülke İslam akidesine aykırı Kemalist dayatmalara maruz kalacak. Oysa tevhidi kimlik dayatmaları reddetmeyi gerektiriyor.
HAKSÖZ HABER
Yarın 10 Kasım! Ülke genelinde yine yoğun tapInma görüntülerine şahit olacağız. Yazık ki şirkin en bariz biçimde sergilendiği bu kutsama ritüelleri sadece kendilerini laik ve Atatürkçü diye tanımlayan kesimlerle de sınırlı kalmayacak. Kendini İslam'a nispet eden pek çokları, geniş kitleler de bu seküler ayin manzaralarının parçası olacaklar.
Resmi ideolojik dayatmalarla şekillenen bu sapkınlığa kerhen ya da iradeleriyle dahil olmanın anlamına dair sitemizde bundan 3 yıl önce Rıdvan Kaya tarafından kaleme alınan makaleyi tekrar dikkatinize sunuyoruz.
Rıdvan Kaya
Sadece Rabbimize ibadet eder, taptıklarınıza tapmayız!
Tevhidin temeli Allah’ı birlemek, O’ndan başka Rab, İlah, Hâlik ve Hakim tanımamaktır. Allah’a iman ise ancak tağutları reddetmekle birlikte gerçekleşir. Kitabullah’ta bu gerçek şöyle ifade edilir: “… Artık kim tağutu inkâr edip Allah’a iman ederse, muhakkak ki o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır…” (Bakara, 256)
Yaşadığımız toplum her ne kadar kahir ekseriyetiyle Allah’a iman iddiasında bulunmakla beraber ne yazık ki şirkle iç içe bir yapıya sahiptir. Bu çelişkiyi idrak edip, bundan kurtulma, arınma gayretleri ise bilhassa kamusal alanda icra edilen ve şirk olgusunu çeşitli biçimler ve araçlarla kurumsallaştırıp, yaygınlaştırmaya yönelik sistematik çabalarla boşa çıkartılmaya çalışılmaktadır.
Kemalist tapınma kültürü ve ayin dayatması
Gerek günlük hayatta, gerekse de resmi düzlemde dini referanslara, sembollere ve mensubiyet iddiasına bolca yer verilmekle birlikte bilhassa kamusal alanda İslam’ın tek belirleyici konumda olmadığı açıktır. Bilakis resmi ideolojiye dinsel bir işlev yüklenmesinin neticesi olarak ulusal planda inanç ve ibadet düzeyinde eklektik bir görüntü öne çıkmaktadır. Bu noktada resmi ideolojik kimliğiyle Kemalizm pratikte bu ülkenin akidevi/ideolojik, yani dini kimliğini teşkil ederken, ilahlaştırma olgusu da Mustafa Kemal’in şahsı, imgesi, kültü üzerinden gerçekleşir.
Neredeyse her türlü toplumsal faaliyette, kamusaldan özele her alanda, her yerde bu ülkede yaşayan herkesten Mustafa Kemal’in şahsını, ideolojisini, rehberliğini içten bir bağlılıkla benimsemesi istenir. Çeşitli vesilelerle tertiplenen törenlerde, kutlamalarda adının ve mirasının yüceltmesi; ona karşı hiç bitmeyen bir minnet duyulması ve bu bağlılık ve borçluluk duygularının sürekli biçimde ve en güçlü bir tarzda tekrarlanması beklenir.
İbadi birer ritüel formunda gerçekleşen törenlerde ülkenin en tepe yöneticisinden, ana okulundaki bebelere kadar herkes bir biçimde onunla diyalog içindedir. Yemin ederek, ant okuyarak, adına açılmış deftere yazarak, saygı duruşunda bulunarak ya da büstü, heykeli, kabri önünde eğilerek tazim, takdis ve münacat sergilenir.
Tevhid de, şirk de ancak hayat içinde anlam kazanan eylemlerdir!
Kimilerince ülkenin kurucusu ve kurtarıcısına yönelik saygı eylemi çerçevesinde makul ve mazur gösterilmeye çalışılsa da, tüm bu yapılanlar İslami esaslar çerçevesinde Aziz ve Celil olan Allah Teala’ya atfedilmesi gereken sıfatların O’nun dışında herhangi birine yakıştırılması demektir. Zaten ulu, yüce, kurtarıcı vb. tanımlamalar bile başlı başına bu duruma işaret etmektedir. Ve şüphesiz Rabbu’l Alemin’e ait sıfat, yetki ve otoritenin herhangi bir kula, nesneye, mahluka yöneltilmesi açık, dolaysız, kesin şirktir.
Mustafa Kemal’e atfedilen işlev ve sıfatların, ayrıca da onun şahsına yönelik yansıtılan tazimin ancak Allah Subhanehu ve Teala’ya gösterilmesi gerektiğinden hareketle Mustafa Kemal’in bu toplumun ilahı konumuna oturtulduğu net biçimde görülebilmektedir.
Tüm bu gerçekliğe rağmen kendilerine İslami kimlik nispet edilen iktidar kadroları marifetiyle son dönemlerde giderek artan bir tarzda resmi ideolojik dayatmaları içselleştirme ve geniş kitlelere benimsetme çabaları içerisine girilmesi dikkat çekmektedir. Toplumun maruz kaldığı bu dayatmayla, hastalıklı durumla mücadele etmeleri gerekenlerin değişik politik hesaplarla ve hiçbir tutarlılık taşımayan argümanlar ileri sürerek bu çarpıklığı normalleştirmeye kalkışmaları daha fazla kirlenmeye yol açarken, umutsuzluğu da artırmaktadır.
Bir an için Mustafa Kemal’in salih ve mümin bir kişi olarak yaşayıp hayata veda ettiğini varsayalım ve kendisine karşı sergilenen şu tutum ve eylemleri değerlendirelim: Böyle olsaydı bile bu yapılanlar açıkça batıl, haram ve sahibini fıska, dalalete götüren ameller olurdu. Çünkü salih ve muvahhid bir kişi bile olsa, muhataba Rablik, İlahlık atfedilmesi anlamına gelen eylemler şirk kapsamına girer.
Kaldı ki düşünceleriyle ve eylemleriyle çok açık, net bir tarzda vahye dayalı bir hayat anlayışına karşı mücadele etmiş, bu coğrafyada İslami kimliğin tümüyle tasfiye edilip, yerine Batıcı, laik, ulusçu bir toplum ve devlet yapısının yerleşmesi için çaba sarf etmiş bir kişi söz konusudur. Toplumu geri ve ilkel konumdan kurtarma projesi doğrultusunda jakoben bir anlayışla her türlü baskı ve zor aracına başvurmaktan çekinmemiş, bu yüzden rakip ya da tehdit olarak gördüğü her türden anlayışın temsilcilerine, başta da İslami kimlikli muhaliflerine karşı alabildiğine sert bir imha ve tasfiye siyaseti uygulamıştır.
Kimseyi zorlamıyor, kimsenin bize inanç dayatmasını da kabul etmiyoruz!
Yazık ki bu toplum on yıllardır yalana alıştırılmış, gerçeklikle bağı koparılmış bir toplumdur. Herkes birbirine adeta rol yapmakta, gelebilecek birtakım sıkıntıları savuşturmak, belaya bulaşmamak adına inandıklarını gizlerken, inanmadığı şeyleri söylemektedir. Hem Allah’a kulluk, hem de Mustafa Kemal’i ilahlaştırmak ise bu yalanların en sarsıcı olanıdır. Ve bu durum bu toplumun normalleşmesini, olgunlaşmasını engellemekte, onu bir nevi çocuksulaştırmaktadır.
Oysa bu toplumun olgunluğa, netliğe ve öncelikle de yalanlardan, tutarsızlıklardan, kimlik krizlerinden arınmaya ihtiyacı var.
Bazıları “bu ülkenin kurucusuyla, tarihi şahsiyetlerle neden uğraşıyorsunuz?” diye soruyor. Hayır, kimseyle uğraşmıyoruz, kimseyle de özel bir hesabımız yok! Ama tevhid akidesinin gereği olarak ilahlık iddiasındaki güçlerin ya da kendilerine ilahlık atfedilen yaratılmışların ilah olmadığını haykırmak zorundayız. Bu iman iddiamızın bize yüklediği bir sorumluluktur.
Evet, kimseye inancımızı dayatmıyoruz, devlet gücüyle dayatılmasını da talep etmiyoruz ama kimsenin de bize inanç, ideoloji dayatmasını kabul etmiyoruz.
Kuşkusuz Kemalist ideoloji akidemize, değerlerimize, yaşantımıza cepheden bir karşıtlığı temsil ediyor. Söylemi, simgeleri ve pratikleriyle hayatımıza yönelik her türlü müdahalesi bizi inancımızla, kimliğimiz ve şahsiyetimizle çelişkiye sürüklüyor. Bu gerçeklikten hareketle okulda, medyada, siyasette, sokakta inancımızı, kimliğimizi ve şahsiyetimizi koruyabilmek için bu ideolojik dayatmacılığa karşı açık ve net tavır almak gerektiğini hatırlatıyoruz.
HABERE YORUM KAT
Mealen.. "Nitekim onlarin cogu, O (Allah) na aid nitelikleri baskalarina yakistirmahsizin iman etmezler "...Yani: onlarin cogu sirk kosmaksizin iman etmezler..12:106..De ki ey kendini bilmezler güruhu, Allahdan baskasina kulluk etmemi mi öneriyorsunuz?. Dogrusu sana ve senden öncekilere insanogluna iletilmek üzere söyle vahyedilmisti..EGER ALLAHA AIT NITELIKLERI BASKALARINA YAKISTIRIRSAN, kesinlikle yapip ettiklerin bosa gidecek, üstelik büsbütün kaybedenlerden olacaksin..Asla böyle yapma, sen yanliz Allaha kulluk/ibadet et. ve sükreden/Hamd edenlerden ol...39:65.66.67..Yani kula kul olmami mi öneriyorsunuz? müsrigin imani imanin seliskisidir..- Kuran baska ne desin?.. Farz olan kiraatten/tertilden vazecilip Kuran tilavete ve tecvite( tecvid olmasin demiyorum asla) indirgenince anlam mana kayboluyor ve Kuransiz ( var yada zamani gecmis bir kitab addedliyor.. "mehcür" )bir hayat ortaya cikiyor.. Artik mana gecerliligini yitiriyor..mana önemsenmiyor.. ne aci. Bu durum nezaman ortaya cikdi dersiniz. Yada diger islam ülkelerinde de bu böylemi ? bilemiyorum... Yoksa bir müslüman nasil bu tapinaga gidebilir? bilmiyor ki tüm yapip ettikleri bosa gidiyor. Insan en azindan bir meal okur ya müslüman olan bu kadar cahil olabilirmi..Bu bilhassa yöneticilerimiz(!) icinde bu böyledir. Yüce Allaha ne mazeret üreteceginizi zannediyorsunuz?..iste aci olan bu... Kul " Ben bilmiyordum" diyemez dese de kabul görmez vesselam..
Yanıtla (0) (0)"ALLAH'ım,bilerek veya bilmeyerek sana şirk koşmaktan yine sana sığınırım.Şüphesiz ki gaybı en iyi bilen Sensin.(Et tergib vet terhib 1/76).
Yanıtla (0) (0)Ey vallah Ridvan bey kardesim tesekkür ederim selam olsun gayet ayrintili ve kemalizm ideolojisi bu ülkeden gidene dek zamani gecmeyen bir makale olmus. tesekkür ederim Evet biz kimseye imanimizi zorlamiyoruz dayatmiyoruz . kimseninde bu sirk ve sapiklik yolunu bize dayatmasinin hakkida hukukda olmamali diyoruz..
Yanıtla (0) (0)Tavsiyemiz: imanli kardeslerimin Kurani yol haritasi etmeli manevi sorularinin bir cevabi ve hayatini ona uymalisin , onu sana uydurmadan el kitabi olarak her aninda elinin altida 1, kitabin olarak bulundurmalisin . tüm bildiklerini ona arz edip en azindan mealinden olsun okumalisin (Arapca olarak en güzeli de daha makbuldür)Hayatinin sorularini cevaplayacak tek gercek budur bunun önüne getirmemek sartiyle bu kitabi anlatacak düsünce kitaplarini okumalisin. Hz Nebi (s) efendimizi tanimalisin onun siyeri yine kurandadir bilesin. bu ümmetin hikaye yada roman okumalarina zamani olmamali bence.. Malayani (bir getirisi olmayan) islerden uzak durmalisin. senin en hakkiki dostunun Allah (cc) ve Resulü (sav) oldugunu bilmelisin . Namazsiz bir cevredeysen senin en yakin arakdasinin kim oldugunu bilmek istiyorsan namaza bir basla senin dostum arkadasim dediklerinin sana ne kadar yakin olduklarini bu tavrinla ölcüp secmelisin. sen degil zaten onlar seni terk edeceklerdir. yeterki bir namaza basla ...selam olsun. Namaz Allaha kulluktan baska yollari kapatan bir ibadettir. arkadasini söyle sana kim oldugunu söyleyeyim diye bir söz duymustum . ben yasadiklarimdan. yaptiklarimdan söylüyorum selam olsun
3..Kisi eger müslüman ise eger...Allahdan baskasina , Allaha ait nitelikleri ve sifatlari yakistirsa, ona Ilahlik yakistirirsa. kulun bu Küfrü onu hüsrana götürecekdir.. Su ayetler bu konuda yol göstericidir.. 2:22-165-167-169 3:186 4:136 6:19-110-110-121-150 -161-162-163-164 7: 3-27-33 ve 33:140 . ayetler bu konuda okunabilir. Hiristiyan dünyasinin rahiplerine papazlarina ilahlik Rabblik vermelerinin sonucu ne olmustur? koca bir sapiklik ve putpereslik olmustur . Peki bizim böyle böyle bir tavrimizin sonucu (kurana aykiri danranmamizin) sonucu ne olmusturr? . Memleketimizin Hiristiyan dünyasina benzemesi sonucunu dogurmustur. Kulturümüz onlara ait, kanunlarimiz onlara ait, yönetimlerimiz onlara ait. Onlarin seriatina (hukukuna ) ait. Kilik kiyafetimiz onlara ait,. ve yasasin Müslüman Türkiye!? agirmi oldu? bence hayir. vakia bu
Yanıtla (0) (0)2...Burada Icinde tagut kelimesinin ayet dizimleri söyledir..2:15..256--4:51-60-76--
Yanıtla (0) (0)6:110--7:186-- 10:11-- 16:36--17:60-- 18:80--23:75-- 39:17.. Hüküm ayetleride 4:65-80-- 12:40--33:36 ayetler günümüzün dersi sayilsin ders yapan kardeslerimiz varsa. Bakarmisiniz ezanizi yasaklayan Türkcelestiren, 18 yil okutturan kisilerin hangisi camiiye gelmiste, Türkce namaz(!) kilmistir?...Günde 5 vakit okutulan Ülkemizde ezanlarimizin anlamini bilen tahminen % kacdir bilen varmi?.. Ve sistemin isine gelende bu "bilmedigimizin " bilinci olmasin ?! Düsünmeye deger... Selam olsun böyle anlayip böyle inanip böyle yasayanlara . Rabbim Zalimlerin Tagutlarin sonunu getirsin insaAllah. Inanmayan inanmak istemeyenlere sözümüüz yoktur...Cenneti kaybetmek isteyenler o tapinaga gidip tapinabilirler bize ne onlarin ne halt ettiklerinden ne halt yediklerinden..
Belki tekrar etmis olacagiz ki "Ben Müslümanim elhamdülillah" diye iddia eden biri Yüce Allahdan gayri bir yola talip olamaz Olmamalidir cünkü bu büyük bir Hüsranla sonuclanacaktir..cünkü Islam olusunun ilk sarti "LA ILAHE" ile reddederek baslar (sonra kabul gelir)yüce Allah ile sözlesmesine bu imzayi atmis oldugundan dolayi "Kardesimiz" sayilir."LA ILAHE" sözümüzle öce neleri reddetmemiz gereken seylerin neler oldugunu bilmek zorundayiz. bu sözumüzle sunlar reddedecegiz
Yanıtla (0) (0)1..Alahdan gayri kimseleri "Allahi sever gibi" sevmeyecegiz..
2..Allahin karsisinda ilahlasan tagutlasan kisi kurum ve isbirlikci islam dusmanlarini reddedecegiz
3..Bütün Beseri : ....IZM leri reddedecegiz.
4.. Yüce Allahin hükümlerinden baska heva ve heveslerinden uydurulan ve Yüce Allahin karsisinda hüküm vaaz eden kisi ve kurumlarini reddecegiz..
5..Yüce islami ve insani degerlerimize kiyanlari iyi taiyacagiz ve onlara ibadet/kulluk yapmayacagiz
6.. Allaha ve Resulune dusman olanlar babamizda olsa affetmeyecegiz
7..Allahi ve Resülünün hükümlerini göge kaldirip, göklere hapseden yeryüzüne karistimayanlari iyi taniyacagiz ve onlari dost veli arkadas edinmeycegiz reddedecegiz.. Bütün bunlari icine alan tagut kavrami nedir nasil tarif edilir ona bakalim.. nedir "TAGUT" Yüce Allahin indirdigi hükümlere muhabil olmak ve onun yerine gecmek üzere hüküm kanun yasa vaaz eden her kisi ve kurum taguttur tagutidir... Bunun insan olmasi, put olmasi, seytan olmasi , veya insanlaarin disinda her hangi bir sey olmasi mahiyetini degistirmez. Bununla beraber "CIBT" kavramida bilinmelidir Tagut Kuranda 8 küsür yerede gecer.. Ve Allahin hükümlerinden baska kanun ve hükümlerle yönetilen her devlet veya kurumu tagutidir Taguti sistemdir
Bunu böyle bilip böyle kalbiyle tasdik edenin imani gercek imandir. . kelimei tevhidin ilk "La ilahesi" yerine getirilmeden devami oln sözlerimizin hic bir gecerliligi olmayacakdir ve böyle inanmayanlarin imani ve dinide gecerli olmayacakdir.sonuc: hüsranida kurtulusuda secmek kulun iradesine baglidir. biz bu nedenle Tüm Taguti sistemleri ve tüm ...IZM leri reddediyor "ILLA ALLAH MUHAMMEDPR RESULLULLAH DIYOR SEHADET EDIYORUZ KI Yuce Allahdan baska hüküm vaaz edenleri tümüyle reddediyoruz . biz böyle inaniyoruz ve aksi idialarida kabul etmiyorz.. (mesela ayetel kürsifden sonra gelen ayette ne diyo
Rıdvan Kaya üstadımız' in ..
Yanıtla (0) (0)✓ ülkede Kronik hâl almış ritüel faziletmiş gibi beyinlere işlenmiş başat / mühim bir konuyu enine boyuna işleyerek ,
✓ uygun bir üslupla insani ve vicdani kanaatlerini önceleyerek,
✓ kişi kültü üzerinden iman etmenin insanları nasıl savurduğuna vurgular yaparak ,
✓ akidemizi dinamitlemeye , amentūmüzü törpüleyen ve maruz bıraktığı " putçukuk hastalığını " hatırlattığı için kendisine teşekkür ediyoruz ..
Hele son paragrafta işaret ettikleri husus , bir asra yakın zamandır ülke ve insan gerçeğimizi / sistemin / rejimin zulmünü yansıttığına şahidlik ediyoruz ..
Rabbim razı olsun, ilminizi ve cehdinizi arttırsın üstadım ..