‘Saadet’lilerin çıkmazı: Erdoğan mı Altılı Masa mı?
Ersin Çelik, CHP ve İYİ Parti ile ittifakın Saadet Partisi'nde sebep olduğu sorunları analiz ediyor.
Ersin Çelik / Yeni Şafak
‘Saadet’lilerin çıkmazı: Erdoğan mı Altılı Masa mı?
Pazartesi günkü “Saadet Partisi Sessiz Sedasız Bir Kez Daha Bölündü” başlıklı yazıyı Saadet cephesindeki gelişmeleri yazacağımı belirterek bitirmiştim.
Bu yazının odağında iki isim olacak. Milli Gazete eski yazarı İdris Cevahir ve geçtiğimiz günlerde AK Parti’ye katılan Saadet Partisi eski GİK üyesi ve eski Eyüp İlçe Başkanı Emre Ustaosmanoğlu. Saadet’teki görevinden el çektirilmesinin ardından Ustaosmanoğlu’nun AK Parti’ye katılması üzerine İdris Cevahir, çok yakından bildiği ve felsefesine derinden hâkim olduğu Milli Görüş siyasetinin geldiği noktayı ele alan bir yazı kaleme aldı. Bu yazı herhangi bir platformda yayımlanmadı ancak elden ele dolaştı ve özellikle de Saadet Partisi teşkilatlarında çok fazla ilgi gördü. Mevcut durumdan rahatsız bazı Saadet Partililer, Cevahir ile röportaj yapmamı istedikleri yönünde mesajlar attılar. Milli Gazete’deki yazılarını ilgiyle okuduğum İdris Cevahir ile en kısa zamanda yüz yüze görüşeceğiz. Ancak dün, yeni AK Partili Emre Ustaosmanoğlu ile görüştüm. Bu arada soru-cevap da yapmış olduk. Emre Ustaosmanoğlu ile röportaja geçmeden önce bir değerlendirme yapmak istiyorum.
İlk yazıya, “Dedikodu yapıyorsun, Saadet Partisi bölünmüş falan değil” şeklinde geri dönüşler de oldu. Ancak daha çok Saadet tabanından bana hak veren, Altılı Masa ve CHP çizgisindeki siyasetten duydukları rahatsızlığı ileten mesajlar aldım.
Saadet Partisi’nin içinde bulunduğu fikri ayrışma tabanda da hissediliyor. Saadet Partisi’ni ve dolayısıyla Milli Görüş hareketini insanlığın kurtuluşu olarak gören ve böyle konumlandıranlar bir çıkmaz içindeler. Çünkü CHP ile beraber yol yürümek zorundalar ve bu birlikteliği sindiremiyorlar. Buna karşılık, reel politiği dikkate alan ve mevcut duruma göre siyaset belirleyenler de Altılı Masa’da olmayı tek kurtuluş olarak görüyorlar. “Neyin kurtuluşu?” sorusuna ise; “Recep Tayyip Erdoğan’dan ve AK Parti’den” yanıtını veriyorlar. Fikri ayrılığın temel argümanları bunlar. Oysa Altılı Masa’nın söylemleri ve iddiaları Milli Görüş hareketinin temel savunularını ve temel ilkelerini reddediyor. Bu gerçekliğe rağmen Altılı Masa’ya oturmak için “Erdoğan karşıtlığında” buluşmak gerekiyor.
Emre Ustaosmanoğlu ile konuştuklarımıza geçmeden önce bir meseleye daha dikkat çekmek istiyorum; Yeni Refah Partisi’ne geçişler... Fatih Erbakan’ın hem Altılı Masa hem de iktidara karşı tutumu Saadet Partisi’nin mevcut durumundan rahatsız olanlara bir yol açmış. Hem anketlere hem de üye sayılarına yansıyor bu tercihler. Saadet tabanından AK Parti’ye geçmeyenler Yeniden Refah Partisi saflarına katılarak hem Erbakan Hoca aidiyetini yitirmemiş, hem de Milli Görüş şemsiyesinin altından çıkmamış oluyorlar. Yani “daire içerisinde yer değiştirerek” tavırlarını gösteriyorlar.
***
TEMEL BEY BİZİ DIŞARIDA BIRAKTI
Emre Ustaosmanoğlu, Saadet Partisi Eyüpsultan İlçe Başkanı görevindeyken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in Osmanlı’yı hedef alan konuşmasından sonra sosyal medya hesabından tepki göstermişti. Bu, Altılı Masa denkleminde tepki görmüş olmalı ki görevinden alındı. Ustaosmanoğlu da bir süre sonra AK Parti’ye geçti ve kendisine rozeti bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan taktı. Bazı yazılarda ve sosyal medya paylaşımlarında Emre Ustaosmanoğlu’nun AK Parti’ye geçişinin Saadet tabanında dip dalga etkisi yapacağı belirtildi. Ben de konuşmamıza bunu sorarak başladım.
Şunları söyledi Emre Ustaosmanoğlu: “Ben de bir dip dalgayı öngörüyorum. Böyle olacağını düşünüyorum. En yukarılardan sandık müşahidine kadar benim gibi düşünen çok fazla kişi var. Bir beklentileri yok. Mevki makam derdinde değiller. Sadece Cumhurbaşkanı’na oy verecekler.”
Kendisi de bir çalışma içindeymiş: “Ben mevcut durumda Cumhurbaşkanı’mızla yürümemiz gerektiğine inanıyorum. Bu yönde davetler yapıyorum. Bundan Cumhurbaşkanı’mızın da haberi var.”
Emre Ustaosmanoğlu ile soru-cevap faslımız şöyle devam etti:
- Saadet Partisi’ndeki rahatsızlıkların temel sebebi ne?
En başta Altılı Masa ittifakına karşılar. CHP ile yan yana gelmek istemiyorlar. Bir de şu var; ülke adına ortak bir masa kuruluyor. Birliktelik ortaya konuluyor. Bütün hataların, kavgaların üstü kapanabiliyor. Ama bizim partimizde sesini çıkartan her muhalif ses aforoz ediliyor. Ya benim gibi sert bir şekilde görevden alınmalar oldu ya da yumuşak geçişlerle teşkilattan kopartıldılar.
- Sizden başka görevden el çektirilenler oldu mu?
Bir sürü isim var. Temel Bey kelle almaktan imtina etmiyor. Bizimle oturup bizi dinlemiyordu bile. Ya da dinliyor “he he” diyerek geçiştirirdi. Bizi dışarıda bıraktı. Ama CHP’yle ittifak kurmak isteyen isimleri ve HDP ile yakın temasta olanları parti yönetiminde tuttu. Hatta Saadet Partisi’nde ağırlığı olan, saygın birçok önemli ismi TV5 kanalına bile çıkarmamaya başladılar.
- Eski partinizden destek mesajları aldınız mı?
Çok fazla telefon aldım. Hem partiden hem teşkilatlardan. Tepki gösterir beklentisinde olduğum, büyüğüm saydığım isimler vardı. Onlar bile destek oldular.
- Siz ayrılmadan önce Temel Karamollaoğlu ile görüştünüz mü?
Görevden alındıktan sonra oldu. Temel Bey beni çağırdı. Dedi ki; Emre nedir durum? Anlattık, konuştuk. Eleştirilerimi dile getirdim, rahatsızlıkları söyledim, gidişatı anlattım. “Emre, üç-beş kişisiniz siz” dedi bana. Bu cümleyi televizyonda da kurmuştu.
- Sizce kaç kişisiniz, elinizde bir sayı var mı?
İnşallah sayısını göreceğiz yakında. Elli kişi mi? Kesinlikle öyle değil. Belki binlerce insan ayrılmayacaklar partiden ama Altılı Masa için de çalışmayacaklar. Bunu çok net biliyorum.
Ve gidip oylarını en azından Cumhurbaşkanı’mıza verecekler.
HABERE YORUM KAT