Rüzgâr ve balon
Acaba Kılıçdaroğlu, medya güzellemesinden öte, kendi enerjisi ile siyasette yeni bir rüzgâr estirebilecek mi?
Acaba Kılıçdaroğlu, medyanın "Tayyip fenomeni"ne karşı şişirdiği bir balon mu?
Öncelikle, Kılıçdaroğlu rüzgârına tutulmuş bir kesim olduğunu kabul etmek gerekiyor. İktidar ve devlet rantı özlemi yaşayan CHP camiası, körkütük Tayyip Erdoğan karşıtları, bunların medya uzantıları böyle.
Ama bu körkütük dünyanın ötesinde açık veya örtülü bir sorgulama sürüyor ve sorgulamanın derinliğinde "Ya bir balondan ibaretse... Ya Türkiye'yi bir maceraya sürükleyecekse... Ya Önder Sav prodüksiyonunun ürünü ise..." kaygısının varlığı hissediliyor.
Dersim tartışmasındaki tornistanı...
Başörtüsü konusundaki tornistanı...
Terör ve açılım konusunda nerede durduğunun belirsizliği...
Şu ana kadar Kılıçdaroğlu'nun sergilediği profil, son derece kaygan bir siyasetçi manzarası çiziyor. Elinizden kaçan bir şey, tutamadığınız, nerede durduğunu algılayamadığınız bir olgu anlatmak istediğim.
Mesela bir siyasi lider "Kanı kanla yıkamamak lazım" dediğinde nerede durduğunu düşünürsünüz? Bu sözü terör örgütüne mi söylemiştir, terörle mücadele edenlere mi? Haydi tanımlayın bakalım Kılıçdaroğlu'nu...
Tayyip Erdoğan'ı aşağılama, imajını yıpratma üzerine kurulu bir strateji...
Tamam, bu muhalefettir.
Ama buradan, bir iktidar profili çıkmaz.
"Siz ne yapacaksınız" diye sorarlar.
Nitekim soruluyor.
AK Parti hükümeti, memurlara yüzde 1.06 enflasyon farkı ödeyecek. Bu, en düşük memur maaşı için 44, en yüksek için 167 lira olacak. Sokaktaki insana mikrofon tutun, "Bozdur bozdur harca" tepkisini gösterecek. Bu para ile hangi derdine çare bulacağını sorgulayacak.
Kılıçdaroğlu bunu alsın, kürsülere taşısın.
Tamam, bunun adı muhalefettir.
Peki siz ne yapacaksınız? Memur maaşları siz gelince yüzde kaç artacak? Bunun kaynağını nasıl bulacaksınız?
Bakın işte, benim de zihnimden geçen soruları, Mahfi Eğilmez Radikal'de sormuş Kılıçdaroğlu'na. Okuyalım ve cevap bekleyelim:
"Bugüne kadar ekonomiyle ilgili yaklaşımlarını hep iktidar eleştirisi üzerine oturtan CHP, vatandaşla birlikte birçok konudan şikâyetini dile getirdi. İşsizlik, enflasyon, istihdamsız büyüme bunların en önde gelenleri. Ve bütün bu eleştiriler, şikâyetler haklı.
Bugün Türkiye ekonomisinin karşı karşıya olduğu sorunlar konusunda CHP'nin çözüm önerileri nedir? Örneğin yüzde 13 ile 14 aralığına oturmuş bulunan işsizlik sorununu CHP nasıl çözmeyi planlıyor? Bu sorunu çözerken geçmişte yaşanmış bulunan sıkıntılar yeniden yaşanacak mı yoksa CHP'nin yeni bir çözüm önerisi mi var? Cari açık vermeden büyüyemeyen ekonomik yapıyı değiştirmek, ithalatla büyümeyi iç dinamiklere dayalı bir büyüme modeline çevirebilmek için nasıl bir değişim planlıyorlar? Hayvancılığı yeniden canlandırmak için hangi modeli uygulayacaklar? Milli gelirimizin önemli bir bölümünü alıp götüren terörle mücadele konusunda bir alternatif modelleri var mı? Bunlar ve bunun gibi yüzlerce sorunun yanıtını içeren bir programı var mı CHP'nin?
CHP mutlaka ekonomi programını açıklamak zorunda. Hem de en ince ayrıntısına kadar.
"Burada sözünü ettiğim şey 'yapılacaktır' veya 'yapılmalıdır'larla dolu olan bir parti programı değil. Gerçek anlamda bir ekonomi politikası metnini kastediyorum. CHP iktidara gelince nasıl bir para politikası ve nasıl bir maliye politikası izlemeyi düşünüyor? Bu politikaları hangi koşullarda nasıl ve ne yönde değiştirmeyi planlıyor? Gelir dağılımını düzeltmeyi düşünüyor mu? Bunu nasıl yapmayı hedefliyor? Zenginden daha çok vergi alarak mı yoksa daha hızlı büyüme sağlayarak mı? Eğer ilkiyse bunu nasıl yapacak? Eğer ikincisiyse hangi ekonomik politikayı uygulayarak büyümeyi hızlandıracak?" (Mahfi Eğilmez, CHP ekonomide ne yapacak? Radikal, 6 Temmuz 2010)
İktidar alternatifi ihtimali yükseldikçe bu soruların artacağı kesin. Kürt soracak, Alevi soracak, Sünni soracak, işveren soracak, işçi soracak, memur, köylü, dar gelirli-geniş gelirli, Gebze'de, bilmem hangi kömür ocağında çalışan soracak? AB soracak, ABD soracak, Ortadoğu soracak, Filistin soracak, İsrail, Azerbaycan, Türk dünyası, Rusya, Çin... vs... vs...
İktidar bir koalisyonla olacaksa, koalisyon ortağı ile CHP politikalarının nerede buluşup nerede ayrılacağının sorgulanacağı da kesin. Diyelim MHP ile nerede buluşuyorsunuz, nerede ayrılıyorsunuz?
Herkes, iktidar hasreti ile yanan CHP'nin kemik kadroları ya da medyanın Tayyip Erdoğan düşmanlığına kodlanan kesimi değil.
Başbakan'ın Suruç'a ilgisi
Dünkü yazımla ilgili Sayın Başbakan aradı. Suruç'ta sulama probleminin 2012 yılında sona ereceğini söyledi. "Dağları deliyoruz, Suruç ovasına su getirmek için canla başla çalışıyoruz" dedi. Mürşitpınar kapısı konusunda çalışmalar yapıldığını, önümüzdeki günlerde Suriye'ye yapacağı gezide konuyu gündeme getireceğini, iki tarafın atacağı adımlarla kapının faal hale geleceğini umduğunu söyledi. Sayın Başbakan'a ilgisinden dolayı teşekkür ediyorum.
BUGÜN
YAZIYA YORUM KAT