Rusya’nın Suriye aşkı, Afganistan ve Bosna’yı unutmak
Hafta sonu Cenevre’de Suriye’nin geleceği bir kez daha masaya yatırıldı.
Rusya ve Kofi Annan’ın formülleri tartışma konusu oldu. Sonuç tam bir fiyasko, alınan kararların uygulama şansının asla mümkün olmadığı çok açık. BM Güvenlik Konseyi üyesi ülkeler; Irak, Katar, Kuveyt ve Türkiye’nin katılımında gerçekleşen toplantı bir kez daha Rusya ve Çin’i ikna etmeye yönelik idi. Toplantıdan çıkan kararsızlığı karar olarak açıklayan metin; siyasi geçiş hükümeti kurulması ve Suriye’de Esad yanlıları ile muhaliflerin ortak bir hükümet kurmasını öneriyor, Esad’ın pozisyonuna asla dokunulmuyor.
Rusya’nın Suriye aşkı görüşmelere bir kez daha damgasını vurmuş oldu. Rusya, Irak’ta Saddam Hüseyin’i son ana kadar korudu bir süre sonra kaybetti. Arap devrimleri sürecinde Kaddafi’yi de son ana kadar kollayıp kaybetmesi ile, Beşşar’a sıkı sıkıya bağlandığını görüyoruz. Rusya, Afganistan işgalinden çok büyük yara alarak çıkmış idi, Afganistan’da askerleri ve en güçlü silahları ile uzun yıllar savaşıp çok ağır kayıplar verdikten sonra Afganistan’dan çekilmek zorunda kaldı.
Bosna savaşında Rusya, Sırplara da desteğini verdi 3,5 yıl süren savaşta Boşnaklar Sırpların ağır silahlı saldırı sonucunda direnmeyi başarmış ve Sırplar Bosna şehirlerinden çekilmek zorunda kalmış idi. Rusya Afganistan ve Bosna da siyasi anlamda çok büyük bir yara almıştı. Bugün Afganistan’da Rusya’nın bıraktığı yerden NATO devam ediyor, sonuç ve akıbet aynı.
Suriye, dünyanın karşılaştığı en büyük tehlike haline gelmiş bulunuyor. Suriye üzerinden Akdeniz ve bölgesel çıkarlar noktasında farklı ittifaklar ve ortaklıklar gelişiyor, bir yanda ABD-NATO–Türkiye, diğer yanda Rusya, Çin, İran, Suriye iki blok oluştu yani çift kutuplu bir dünyaya doğru yelken açılmış görünüyor. İki kutup Suriye üzerinden bölgede mücadeleye başladı. Bu mücadele çetin geçeceğe benziyor. Rusya’nın bölgedeki politikaları genelde pragmatik bir çerçevede ekonomik ağırlıklı olduğu gözleniyor.
Rusya, Irak, Libya gibi partnerlerini kaybettikten sonra Suriye’yi kolay bırakmak istemiyor. Suriye’nin uçağımızı düşürmesi ile ortaya atılan spekülasyonlardan biri de İngiliz Sunday Times’in iddiasında yer alan uçağın düşürülmesinde Rus uzman parmağı olduğu ve Rusya’nın NATO’ya; Suriye Libya değil, uçuşa yasak bölge uygulamasının bedeli ağır olur, mesajını vermiş olduğu konuşuluyor.
Herkes Suriye üzerinde bir hesap yaparken, Beşşar katliamlarını tırmandırıyor. Suriye, Bosna sürecine çoktan girdi bile, şehirler kasabalar bombalanıyor, insanlar evlerini terk ediyor, çocuk ve kadınlar hayatını kaybediyor. Suriye direnişi yerellikten bölgeselleşmeye doğru gidiyor.
Direniş Bosna’da olduğu gibi katliamın durmasına engel olamayan seyreden, Batı ve İslam dünyasının devletlerine karşı, bölge halkı ve Suriye halkı kendi direnişini örgütlemeye ve kendi katili ile baş etmeye çalışıyor. Beşşar ve Nusayri çeteleri Bosna’da Sırpların taktiğini uyguluyor. Fakat Sırpların akıbetini yaşamaya başladılar. Ülkenin birçok kasaba ve şehirlerinden yavaş yavaş çekilmeye başlıyorlar. Sırpların Bosna’dan çekilmek zorunda kaldıkları gibi Baas rejimi ve yanlıları bir müddet sonra Dera, Humus, Hama, İdlip’den geri çekilmek zorunda kalacaktır.
Bugün Rusya, NATO ve ABD, Suriye direnişini değil, Beşşar ve Nusayri kesimini Lazkiye, Tartus bölgesine nasıl yerleştireceklerinin hesabını düşünmek zorundalar. NATO, BM ve Rusya asla Afganistan ve Bosna’yı unutmamalıdırlar. Rusya’nın İslam dünyasındaki karnesinin Afganistan, Çeçenistan, Kosova, Bosna katliamları ile dolu olduğunu unutmayalım.
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT