Rusya’nın İdlib-Türkiye Sınırına Asker Konuşlandırmasına Göz mü Yumulacak?
Lavrov’un, Türkiye ile “Kürtler” dediği YPG/PYD konusunda anlaşamadıklarını belirtmesi HTŞ “tehdid”i karşısında İdlib-Türkiye sınırına asker konuşlandırmayı planladıklarını ifade etmesi katil Rusya’dan medet umanların ağzının tadını kaçırır mı?
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Türkiye ile “Kürtler” dediği YPG/PYD konusunda anlaşamadıklarını ve HTŞ “tehdid”i karşısında İdlib-Türkiye sınırına asker konuşlandırmayı planladıklarını ifade etti.
Karar gazetesinin manşetten verdiği konuyla ilgili gelişmeleri içeren haberi şöyle:
ABD’nin önce çekilme ardından güvenli bölge hamleleriyle toz duman altında kalan Suriye’nin kuzeyi için bir plan da Rusya’dan geldi. Türkiye ile Astana ve Soçi’de çözüm masaları kuran Moskova, Türkiye sınırına ‘Rus askeri polisinin’ yerleştirilmesini önerdi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye ile Suriyeli Kürtler konusunda ortak bir anlayışa varamadıklarını söyledi. “Türkiye’nin farklı bir tavrı var” diyen Lavrov, Kürtler konusunda ‘sapla samanın ayrılması gerektiğini’ söyledi. Rus bakanın, Suriye-Türkiye sınırında El Kaide’nin eski Suriye kolu El Nusra kontrolünde bulunan İdlib’e Rus askeri polisinin konuşlandırılabileceğini söylemesi de dikkat çekti.
Tampon bölge konusunda Türkiye’nin çıkarlarının da maksimum düzeyde dikkate alınmaya çalıştıklarını vurgulayan Lavrov, ortak bir askeri adım atılmasının söz konusu olmadığını kaydetti. Lavrov “Prensipte karada ateşkes, güvenlik tedbirlerine riayet ve gerilimi azaltma bölgelerine yönelik anlaşmalarda Rus askeri polisinin konuşlandırılması deneyimine sahibiz. Sözkonusu tampon bölge için de bu hâlâ mümkün. Ancak bir kez daha vurgulamak isterim: Askerler Şam ve Türkiye’nin pozisyonlarını göz önünde bulundurarak konuyla ilgili detaylar üzerinde anlaşmaya çalışıyor” dedi.
Lavrov açıklamalarına şöyle devam etti: “Suriye’nin büyük bölümünde ateşkes rejimi var. Yapıcı muhalifler ve teröristlerin birbirinden ayrılması gereken İdlib’de ve elbette ABD’nin Arapların topraklarına yerleşmeye başlayan Kürtler üzerine oynayarak yarattığı sorunlar var. Belki de Washington’un daha sonra süreci istediği gibi yönetebilmek için olabildiğince sorun yaratma planı vardı.”
Vietnam ve Çin ziyaretleri sırasında Vietnam, Çin ve Phoenix televizyonları ile söyleşiler yapan Lavrov, ‘Kürtlerin eylemlerinin Türkiye’nin endişelenmesine yol açtığını’ ve Soçi’de önceki hafta yapılan Rusya-Türkiye-İran zirvesinde bu endişelerin ele alındığını söyleyip ekledi: “Türkiye ile hangi Kürtlerin terörist sayılması konusunda ortak bir anlayışa varılamadı. Türkiye’nin farklı bir tavrı var. Endişelerini anlıyoruz ancak yine de sapla samanın birbirinden ayrılıp, gerçekte hangi Kürt grupların aşırıcı olduğu ve hangilerinin Türkiye’nin güvenliği için tehdit oluşturduğunun görülmesi gerek.”
Lavrov, ABD’nin Suriye’den çekilmesi sonrası kurulacağı belirtilen tampon bölge konusunda ise görüşmelerin sürdüğünü belirtti. “Türkiye ile Rusya arasında 1998 yılında imzalanan bir anlaşma (Adana Mutabakatı) çerçevesinde bir tampon bölge kurulması konusu konuşulmuştu” diyen Lavrov şöyle devam etti: “Anlaşmada sınır bölgesinde terör tehdidini ortadan kaldırmaya yönelik işbirliği yapılması ve Türkiye tarafının Suriye topraklarında sınırın belli bölümlerinde faaliyet gösterebilmesi öngörülüyor. Şimdi askerler tarafından, Şam’ın tavrı göz önünde bulundurularak bu tampon bölgenin nihai formatı üzerinde anlaşılıyor.”
Tampon bölge konusunda Türkiye’nin çıkarlarının da azami düzeyde dikkate alınmaya çalışıldığını vurgulayan Lavrov, ortak bir askeri adım atılmasının ise söz konusu olmadığını kaydetti. Lavrov “Prensipte karada ateşkes, güvenlik tedbirlerine riayet ve gerilimi azaltma bölgelerine yönelik anlaşmalarda Rus askeri polisinin konuşlandırılması deneyimine sahibiz. Söz konusu tampon bölge için de bu hâlâ mümkün. Ancak bir kez daha vurgulamak isterim: Askerler Şam ve Türkiye’nin pozisyonlarını göz önünde bulundurarak konuyla ilgili detaylar üzerinde anlaşmaya çalışıyor” dedi.
Lavrov sözlerini şöyle sürdürdü: “Rusya, Türkiye ve İran arasında Suriye toprakları üzerinde ortak askeri operasyonlar planlanmıyor. Rusya ile İran, Suriye’de Şam’ın daveti üzerine faaliyet gösteriyor. Türkiye de kendi güvenliğine yönelik endişelerini belirtti. Şam ise Türkiye askerlerinin Suriye toprakları üzerinde olmasına karşı çıkıyor. Şam yine de kimsenin başaramadığını, yani Suriye’nin büyük bölümünde ateşkes ve hükümetle silahlı muhalefet arasında diyaloğu sağlayan Astana formatının kurulmasını destekledi.” Daha önce muhaliflere kimsenin diyalog çağrısı yapmadığını söyleyen Lavrov, “Batılı ülkeler Suriye’den çıkan ve sınırdışında, ya Basra Körfezi ülkeleri ya da Avrupa’da yaşayan, yani göçmen muhaliflere bel bağladı. Ancak Astana formatı durum üzerinde kaliteli bir değişim sağladı. Sahada birbirine ellerinde silahlarla karşı koyan tarafları masaya oturttu. Bu önemli, zira nihayetinde sahadaki gelişmeler, Suriye ordusu ve silahlı muhaliflere bağlı” ifadelerini kullandı.
ABD ile Suriye’de istenmeyen kazaları önlemek için diplomatlar ve askerler arasında diyaloğun sürdüğünü belirten Lavrov “Bu diyalog ABD, Suriye’deki güçlerini çekeceğini belirttikten sonra daha da gerekli. Ama bunu ne zaman ve nasıl yapacağı belli değil. Birçok kişi bunu yapacaklarından şüpheli. Yine de diyalog faydalı” dedi.
HABERE YORUM KAT