HAKSÖZ HABER

“Dış güçler” söylemi insanların ne olduğunu anlayamadıkları konularda işlerine gelen izahı yapmak için öne sürdükleri bir komplo. Tekraren söylüyoruz birilerinin (dış güçler vb.) bir yerlerde yaşanan hadiseler ile alakalı bazı planları olabilir. Ancak bu durum iç dinamiklerin esas belirleyiciliğini göz ardı edeceğimiz anlamına gelmez!

Şahıslar veya gruplar arasında herhangi bir analoji kurmadan Allah Resulü’nün (sav) yaşadığı dönemi düşünelim. Mekkeli müşrikler Müslümanlar hakkında benzer bir söylemi dile getirmiş olsalar nasıl yaklaşırdık? Netice olarak o dönem Müslümanlar Mekke dışındaki birçok güç odağı ile ilişki ve irtibat kurmaya çalışıyorlar. Mekkeli Müşrikler buradan yola çıkarak “dış güçler tarafından desteklenen birilerinin Mekke’de kaos ve kargaşa çıkartmaya çalıştıklarını” ileri sürmüş olsalar bizler bugünden bakarak bunun karalamadan/iftira kampanyasından ibaret olduğunu Mekke’nin iç dinamiklerinin ve vahyin gelişi ile yaşanan esas kırılmanın unutturulmaya çalışıldığını söylerdik!

Dünyanın neresinde bir gelişme olsa hemen olayın arkasında Yahudilerin, masonların, ABD veya CIA’nın olduğu ileri sürülüyor. Bu okuma biçimi az evvel zikredildiği gibi oldukça hatalı bir zeminde güç alıyor. Olayların yaşandığı bölge veya ülke -her ne ise- oranın kendi tarihsel, toplumsal, ekonomik ve siyasi gelişmeleri göz ardı ediliyor!

Benzer bir yaklaşım Kazakistan’da yaşananlar hakkında yapılan yorumlarda da görülüyor. Doğu Perinçek Kazakistan’da geniş katılımlı gösterilerin arkasında ABD destekli grupların başı çektiğini ifade etmiş bile. Ulusal Kanal’a yaptığı açıklamalarda Rusya’nın ve Türki Cumhuriyetlerin de bu durumun farkına vararak “oyunu bozduklarını” da ilan edivermiş!

Asıl üzücü olan ise Müslümanların da benzer açıklamalara başvurmaları. İhsan Şenocak, Kazakistan’da yaşananlar hakkında konuşurken “dış güçler” söylemiyle konuyu izah ediyor ve “fitneye mahal vermemek gerektiğini” ifade ettikten sonra Kazak halkına "Evinize dönün!" çağırısı yapıyor.

Öncelikle en basitinden şunu sormak istiyoruz: Diyelim ki dış güçler Kazakistan’ı karıştırmak istiyor. O halde ülkeye silahlı güçleriyle girip göstericilere ateş açanlar kimler? Rusya’nın başını çektiği ve içinde Belarus ile Ermenistan’ın da bulunduğu Kolektif Güvenlik Anlaşması Birlikleri değil mi? Peki, Rusya dış güçten sayılmıyor mu?

Kazakistan’da yaşananlar hakkında bildiklerimiz uzun yıllar Sovyetlere bağlı olan bir ülkenin yönetici elitinin de dağılmış olan Sovyetlerin dünya görüşüne çok uzak olmadıkları gerçeğinden ibaret. Zaten protesto gösterilerini gerçekleştirenlerin istekleri de oldukça basit. Hukuk düzeninin sağlanması ve siyasi aktivistlere yönelik baskıların ortadan kaldırılması gibi…

Kendi halkına karşı “barış gücü” olarak Rusya’ya sığınmak!

Gösteriler hakkında yorum yapanlar kimin çektiği, ne zaman çektiği ve kimlerin çekildiği belli olmayan "göstericilere silah dağıtıldığı" iddia edilen videolar üzerinden “değerlendirmelerini” temellendiriyorlar. Kimin kime nerede silah verdiğini ise kimse bilmiyor!

Bahse konu olan ve elden ele dolaşan video:

Kazakistan’da gösteriler sebebiyle birilerinin “kafasının kesildiğini” öne sürenler dahi oldu. Buna benzer iddialar 15 Temmuz’da ve Arap ülkelerindeki isyanlarda da servis edilmiş ve müspet hareketler, direniş çabaları karalanmaya çalışılmıştı hatırlatmak isteriz!

Rusya’nın Müslümanlar üzerinde kurmaya çalıştığı tasallut gizli saklı bir şey değil. Kafkaslara, Bosna’ya ve sıcağı sıcağına Suriye’ye bakmak yeterli olacaktır. Kazakistan Cumhurbaşkanı'nın "daveti" üzerine ülkeye silahlı birlikleriyle giren Rusya'nın liderliğini yaptığı kuvvetlerin başına Çeçenistan savaşmış olan ve Suriye'de Rus birliklerini idare eden General Andrei Serdyukov getirildi. Hem de Tokayev'in emri (ricası desek daha doğru olur herhalde) üzerine! 

Çeçen katili Rus general, Tokayev’in emriyle “barış gücünün” başına getirildi!

Son tahlilde Kazakistan'da halk yöneticilerin baskılarına tepki olarak sokağa döküldüğünde Rusya silahlı birlikleriyle hadiseyi sonlandırmak için Rusya'ya göbeğinden bağlı Kazakistan idarecilerinin isteğiyle ülkeye giriyorsa, “aman Kazakistanlı kardeşlerim fitneye kapılıp dış güçlerin oyununa gelmeyin” demek insaflı bir şey midir? Adil midir? Müslüman hikmet ehli olur! Düşünmeden konuşup fitneye sebep olmaz!