Cihat Arpacık / Yeni Şafak

Almanya'nın Münih şehrinde 10 Şubat'ta başlayan Uluslararası Suriye Destek Grubu toplantısında, Suriye'de tarafların karşılıklı olarak silah susturmasına yönelik bir karara varılmıştı. Münih'te özellikle Rusya ile ABD arasında yapılan anlaşmaya göre Suriye'de savaşan taraflar 27 Şubat günü karşılıklı olarak silahları susturacak. Bu durum kamuoyuna “ateşkes anlaşması” şeklinde yansıtılsa da kabûl gören metinde “ateşkes”e dair herhangi bir atıf yapılmadı; durum, “hasmane tutumların sonlandırılması” şeklinde ifade edildi. Üstelik anlaşma, IŞİD ve Nusra Cephesi'ni kapsamıyor. Aynı şekilde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) “terör örgütü” olarak kabûl ettiği örgütler de kapsam dışı tutuluyor. Ancak hem Rusya hem de Beşşar Esed, ülkedeki tüm direnişçileri “terörist” olarak nitelendiriyor. 30 Eylül'den beri Özgür Suriye Ordusu'na bağlı direnişçi grupları bombalayan Rusya'nın, 27 Şubat itibariyle bu eylemine son verip vermeyeceği merak konusu.

Anlaşmayı İhlal Edene Yaptırım Yok!

Münih anlaşmasının handikaplarından biri, saldırmazlığı bozan tarafın herhangi bir uluslararası yaptırımla karşılaşmayacak olması. Bu durumun en fazla Rusya ve Esed rejiminin işine yarayacağını belirten direnişçiler, kendilerinin zâten ağır bombardıman uçakları kullanan Rusya'ya karşı savunma pozisyonunda olduğunu ve bu anlaşmanın Rusya'yı koruduğunu ifade ediyor.

“Dünya, Rusya’nın Yalanlarına Sesini Çıkarmıyor”

Suriyeli direnişçiler saldırmazlık anlaşması konusunda çekinceli. Muhaliflerin siyasi kanadı insanî taleplerin karşılanmasını şart olarak öne sürüyor. Bunlar kuşatmaların kaldırılması, insanî yardım yollarının açılması ile sivil alanlara yönelik bombardımanın durması.

Halep, Lazkiye ve İdlib'deki direnişçiler ise ne Rusya'nın ne de Esed'in katliamlarına ara vereceklerini düşünüyor. Direnişçi komutan Ebu Bara, “Rusya, muhalifleri vurup “IŞİD'i vurduk” demeye devam edecek. 5 aydır böyle yapıyorlar ve tüm dünya bu aldatmacaya karşı sesini çıkarmıyor. Şimdi neden çıkarsınlar ki?” ifadelerini kullandı.

Diğer yandan eğer, 27 Şubat itibariyle gerçekten bir “saldırmazlık” durumu hayata geçirilebilirse Cenevre görüşmeleri bu sefer çatışmasız bir ortamda yapılabilecek.

Ahraru’ş-Şam’ın Nusra Hamlesi

Suriye'deki en önemli direniş gruplarından biri olan Ahraru’ş-Şam bir karar alarak, içinde Nusra Cephesi'nin bulunmadığı bir ateşkes anlaşmasına yanaşmayacaklarını belirtti. Diplomatik kaynaklara göre, Ahraru’ş-Şam'ın bu hamlesi, Rusya'nın diğer direnişçileri vurarak “Nusra'yı vurduk” bahanesine sığınmasının önünü kesmek için yapıldı. Ahraru’ş-Şam, Nusra Cephesi ile birlikte ülkedeki önemli bir askerî koalisyon olan Fetih Ordusu'nun en önemli 2 bileşeninden birisi.