'Rus Ergenekoncu'nun dönüşü!
Kanlı provokasyon eylemlerine adı karışan, darbe planları yapan, sağdan sola birçok terör örgütüyle ilişki kuran Ergenekon yapılanmasıyla ilgili ayrıntıların gün yüzüne çıkması, hem içeride hem dışarıda demokrasi adına bir fırsat olarak görüldü.
Bu yapı ile hesaplaşılması halinde, yakın tarihteki birçok karanlık nokta aydınlanacak ve demokrasinin önündeki önemli bir engel bertaraf edilecekti. Mesela, Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye raportörü Ria Oomen-Ruijten, Ergenekon'da sonuna kadar gidilmesini isterken, bu fırsata işaret ediyordu. Uluslararası medya da genelde hadiseye bu açıdan yaklaştı. Türkiye'deki siyasi gelişmeleri yakından izleyen çevrelerin yaklaşımı bu çizgideydi.
Şimdiye kadar bu yaklaşıma uymayan tek istisna çıktı. O da Rus siyaset bilimci Alexander Dugin'in liderliğini yaptığı Avrasyacılık akımından Ergenekon'a gelen dayanışma mesajıydı.
'Ergenekon terör örgütünün üst düzey yöneticisi olduğu' gerekçesiyle Silivri'deki mahkemede yargılanan Doğu Perinçek'e, emekli Tuğgeneral Veli Küçük'e ve diğer zanlılara Rusya'dan destek gelmesi manidardı. Dugin liderliğindeki grup, www.evrazia.org adlı sitelerinde, yanlış anlaşılmaya mümkün olmayan bir biçimde Ergenekon'dan yana tavır aldı. Veli Küçük gibi isimlerin gözaltına alınmasından sonra bu sitede yayınlanan duyurulardan biri şu başlığı taşıyordu: 'Tutuklamalar Rusya'ya meydan okumaktır.'
"Türkiye'de Rusya yandaşı bir çevreye yönelik bu hareket, kimin dostumuz kimin düşmanımız olduğunu göstermiştir." diyen Dugin, Rusya'yı bu meydan okumaya cevap vermeye çağırıyordu. Bu duyurularla hızını alamayan Dugin ve arkadaşları, Moskova'daki Nezavisimiya basın merkezinde bir toplantı düzenleyerek, Ergenekon'a Türkiye'nin iç işi olarak bakılamayacağını söyledi.
Ergenekon'a gelen bu ilginç dış destek, Rus kültürüne katkısı dolayısıyla Puşkin Devlet Madalyası ile ödüllendirilen Hakan Aksay'ın da dikkatinden kaçmamıştı. Aksay, Taraf gazetesindeki yazısında (27 Mart 2008) Dugin'in Ergenekon'un baş aktörlerinden Veli Küçük'e nasıl baktığına dikkat çekiyordu: Dugin, 'Türkiye'nin yönünü Rusya'ya çevirme siyasetinin ordu içindeki inisiyatifinin Veli Küçük'e ait olduğundan' övgüyle söz ediyordu.
Dugin'in Ergenekon'a verdiği bu destek bizim de dikkatimizi çekmiş ve konuyu bu sütunda ele almıştık. Ama şimdi yeni bir durum söz konusu. Moskova'daki Cihan Haber Ajansı muhabirleri Faruk Akkan ve Yaşar Niyazbayev'in sorularını cevaplandıran Dugin, sanki bütün bu girişimlerden haberi yok gibi konuşmuş. Ergenekon'la bağı olmadığını söylemiş.
Dün Ergenekon operasyonu yüzünden Rus hükümetini Türkiye'ye karşı tavır almaya çağıran Dugin, şimdi Ergenekon'un değil Avrasya hareketinin destekçisi olduğunu söylüyor. Söz konusu isimlerle bir araya geldiğini ve bu kişilerin Amerikan karşıtı bir tavır içinde olduklarını kabul ediyor. Ama kriminal örgütlere destek verme gibi bir düşüncesinin asla olmayacağını ifade ediyor. Konunun, Türkiye'nin iç işi olduğunu söylüyor.
Bu durumda hangi Dugin doğru söylüyor: Ergenekon'a arka çıkan Dugin'e mi, 'benim alakam yok' diyen Dugin'e mi? Bu sorular elbette önemli. Ama Dugin'i biraz yakından tanıyanlar için bu dönüş fazla sürpriz değil. Zira ulusalcı çevrelerde, Batı karşıtı bir stratejist olarak yıldızı yükselirken, onun 'Rus Jeopolitiği' adlı kitabını okumuş ve bu kadar Türkiye karşıtı fikirlere sahip birine ulusalcıların kucak açmasına şaşırmıştım. Çünkü Dugin kitabında, Avrasya'daki Türk unsurunu tehdit olarak görüyor; Kafkasya ve Orta Asya'nın İran'ın nüfuzuna terk edilmesini öneriyordu. Rusya'daki 'Tatar, Başkurd gibi Türk kökenli unsurların etkisiz hale getirilmesi' için formüller sunuyordu. Bir röportajda, kendisine bu hususları hatırlatınca, fikirlerinin değiştiğini söylemişti.
Dugin, Ergenekon konusunda da fikir mi değiştirdi, yoksa bu dönüşün başka bir nedeni mi var? Rus makamları 2455 sayfalık iddianameyi inceleyip Ergenekon'a atfedilen suçları ve ortaya konan delilleri gördükten sonra Dugin ve arkadaşlarının ağzına biber sürmüş olmasın!
ZAMAN
YAZIYA YORUM KAT