1. YAZARLAR

  2. Serdar Demirel

  3. “Rumeli kökenli Cumhuriyet”
Serdar Demirel

Serdar Demirel

Yazarın Tüm Yazıları >

“Rumeli kökenli Cumhuriyet”

23 Aralık 2009 Çarşamba 03:36A+A-

Geçen yazımızda batılılaşma sürecimizde Selanik şehrinin oynadığı rolü tahlil eden bir yazı yayımlamıştık. Kaldığımız yerden devam edelim.

Selanik herhangi bir şehir değil, bunu iyi bellemek lâzım. Osmanlı İslâm kültürüne bağlılıkta ruhen bir kopuşun merkezi ve bu kopuşu hızlandıran kurumların temerküz mekânıdır.

Bir diğer ifadeyle Osmanlı elitlerinin Müslüman medeniyetine yabancılaşmasının fitilini ateşleyen bir odaktır. Bu şehirde yaşayan gayrimüslimlerin Osmanlı medeniyet tasavvuruna bağlı olmadıkları bilinir. Sabataycılar ise Osmanlı medeniyet tasavvuruna zâhiren bağlı gözükmekle beraber ruhen hep kopuktular zaten.

Osmanlı Devleti’nin zayıflaması ve parçalanmasında Yahudi, Mason ve diğer gayrimüslimlerin yanında Dönmelerin oynadığı rol belirleyici olmuştur.

Jön Türk Hareketi’nde, İttihat ve Terakki Cemiyeti içerisinde Dönmelerin rollerine; hareketin asıl beyinlerinin arasında Dönmelerin bulunduğuna ve Selanik Dönme zenginlerinden mali destek aldıklarına yapılan araştırmalar temas etmektedir. 31 Mart Vak’ası’nda (13 Nisan 1909) rol oynayan Rumeli’den gelen Birlik’in (Nigehban-ı Hürriyet) askerlerinin çoğunluğunun gayr-i Türkler’den meydana geldiği ve başındaki Ramzi adındaki komutanın Dönme olduğu; Halife 2. Abdulhamid’in tahtan indirilmesini sağlayanların, Osmanlı’yı yıkmak için uğraşanların başında Dönmelerin geldiği yazılmaktadır. (Prof. Abdurrahman Küçük, Dönmeler Tarihi, s. 439)

Selanik Osmanlı’dan seküler Türkiye’ye geçişte ve sonrasında eğitim alanında da etkisini sürdürmüştür. Bu durumla ilgili olarak tarihçi profesör İlber Ortaylı, Selanik Sabetaycılarının İstanbul’a göç ettiklerinde Batı tarzı mektepler kurarak laik-ulusalcı bir Türk eğitim sisteminde öncü olduklarını belirtmektedir. (İlber Ortaylı, Osmanlı Modernleşmesi ve Sabetaycılık, Alevi Kimliği. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2b, 2003, s. 123)

Bu meyanda Şemsi Efendi’yi hatırlayabiliriz. Şemsi Efendi’nin Sabataycı gençleri yetiştirmek amacıyla kurmuş olduğu ama Sabataycı olmayanları da okullarına alan Fevziye Mektepleri Cumhuriyet döneminde de devam etmiştir.

Kendisi de Sabataycı bir aileden gelen araştırmacı yazar Ilgaz Zorlu, Şemsi Efendi’nin köken itibarıyla Sabataycı Cemaatin “Kapancılar” grubundan olduğunu söyler. Zorlu, onun bir diğer özelliğinin de, Sabatayist mistizmi uzmanı olduğunu belirtir. (Ilgaz Zorlu, Evet Ben Selanikliyim, İstanbul: Zvi-Geyik Yayınları, 12b, 2006, s. 19-23)

Selanik’te odaklanan Sabataycıların Avrupa’da yaşanan gelişmelere açık bir heteredoks cemaat yapılanması olduğu açıktır. Yabancı dil öğrenmeye gayret gösteren ve bunun sağladığı imkânla da ticarî ve endüstri sahasında Osmanlı devletinin en cazip mevkilerinde önemli konumlar edinmişlerdir. Politikadan sanayiye, basından kültür hareketlerine nüfuz ederek batılılaşma sürecinde etkin roller üstlenmişlerdir. (Dönmeler Tarihi, s. 479)

Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti’ni Rumeli kökenlilerin kurduğu Cumhuriyet olarak niteleyenler çıkmıştır. Böylece Selanik şehrinin modern Türkiye’nin ortaya çıkışında oynadığı role vurgu yapılmaktadır.

Son on yıllarda Türkiye’de krizlerle yaşanan siyasi, sosyal ve iktisadi dönüşümleri, devlet ve toplum arasındaki gerginliği, Rumeli kökenli elitlerin Anadolu’dan yükselen yeni sermaye sınıfına, siyasi aktörlere yerini terk etmemek için verdiği kavga olarak görenleri yabana atmamak gerekir.

Meselâ, Özlem Madi, Akşam Gazetesi'nde Gülay Altan'ın yaptığı söyleşide Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı Ak Parti ve devleti temsil eden kurumlar arası çatışmayı, “Rumeli kökenli Cumhuriyet'in Anadolu kökenli bir Cumhuriyet'e dönüşme süreci” diye tarif etmişti. Şöyle demişti Madi:

“Yeni sınıfın ortaya çıkması ile aslında çok derin bir sınıf mücadelesi oluyor; çevreden gelen çalışkan ve motivasyonlu yeni yükselen muhafazakâr sınıf; tembel, şımarık ve motivasyonunu kaybetmiş merkezdeki eski sınıfı yerinden etmeye gayret ediyor. Bu süreçte yeni sınıf kendi değerlerini merkeze taşıyacak ve merkezdeki eski değerlerin bir kısmını olduğu gibi tutacak ve bir kısmını da dönüştürecektir. Belki bu söylediğim biraz abartılı olabilir ama bence bir anlamda Rumeli kökenli Cumhuriyet'in Anadolu kökenli bir Cumhuriyet'e dönüşme sürecidir gördüklerimiz...” (Akşam Gazetesi: 8 Şubat, 2009)

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT