Son zamanlarda gündeme, daha ziyade “Zahid Akman ve Deniz Feneri bağlantısı”na ilişkin haberlerle gelen Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun bazı “skandal kararları” gürültüye gidiyor…

İyisi mi buna müsaade etmeyelim!..

RTÜK’ten iki karar:

1) Kurul, geçtiğimiz hafta yaptığı toplantıda, “Başbakan”a, “AK Parti”ye, “Deniz Feneri”ne, “Zahid Akman”a ve bu çerçevedeki bilumum zevata çatır çatır hakaretler yağdıran televizyonlara kıyak çekti!.. İşledikleri 150 suçtan dolayı muazzam cezalara çarptırılmaları söz konusu olan kartel televizyonlarının tamamını, bir çırpıda affetti. RTÜK adına açıklamayı yapan Başkanvekili Abdulvahap Darendeli, “Kurul tarihinde ilk defa böyle bir iş yapmış olduk” diyerek marifetleriyle(!) övünmeyi de ihmal etmedi!..

2) Aynı RTÜK... Kartel televizyonlarını, “Reklam pastası daralıyor, bir de adamlara biz yüklenmeyelim” diyerek affeden RTÜK...

Tuttu...

“İsrail’i rahatsız eden bir yayınından dolayı” Denge Radyo’muzu “yayın durdurma cezasına” mahkûm etti!..

Yazıklar olsun!..

Kavanoz dipli dünya!..

Hükümete küfret, Başbakan’a sülale boyu hakaret et, bölücülük yap, kışkırtıcılık yap!..

Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini etkilemek, daha da kötüsü “darbe zemini oluşturmak için” düzenlenen o kirli Tandoğan, Çağlayan, Şeker“oğlan” mitinglerine, sabahtan akşama kadar “Tehlikenin farkında mısınız” höykürtüleriyle adam topla!..

Ne yaparsan yap!..

Yap da…

Siyonist’e dokunma!..

İsrail’i rahatsız etme!..

Şu hale bak;

“Karteli” şaaak diye affediveren RTÜK, “İsrail’i kızdıran” Denge Radyo hakkında “yayın durdurma” cezası veriyor!..

Mesele ne mi?..

Hatırlarsınız;

Gazze’deki “Soykırım Operasyonu”nun bütün alçaklığı ile devam ettiği günlerde, bir grup duyarlı Müslüman, bir basın açıklaması yaparak İsrail’in “Hasharon” takımı ile Türk Telekom arasındaki maçın iptalini istemişti.

“İsrail maçının iptali eylemine çağrı metni” ile kamuoyunu duyarlılığa çağıran bu kardeşlerimizin vakur ve kararlı protestoları üzerine, Yahudi takımı maça çıkmamıştı...

Denge Radyo’nun bu hadiseyle ilişkisi, “Çağrı Metni”ni okumaktan ibaret!..

Sen “Bu maç yapılmasın” metnini okursan!..

Birileri de senin canına okur!..

İsrail’i konuşturur…

Ve seni de aha böyle…

Susturur!..

“Ekonomik kriz var” diyerek Siyonizm’e destek veren televizyon kanalları hakkındaki “suç dosyalarını” yakan RTÜK…

Bununla kalmaz…

“Bu maç oynanmasın” bildirisini okudu diye…

Bir radyomuzu yakar!..

Neymiş; Denge Radyo, “Şiddet kullanımını özendirici ve ırkçı nefret duygularını kışkırtıcı nitelikte” yayın yapmış!..

Lâf!..

“İsrail terörü devam ederken böyle bir maçın oynanması yanlıştır” yollu bir metni okumakla, “şiddeti özendirmek, ırkçı nefret duygularını kışkırtmak” arasında nasıl bağlantı kurulabiliyor!..

O takım sahaya çıkmadı ki ve dolayısıyla Yahudi basketbolcuların kafalarının tribünden atılan cisimlerle kırılması gibi bir durum söz konusu olmadı ki…

Ne oldu?..

Sıradan bir protesto eylemi…

Bir hassasiyet çağrısı!..

Ve bundan dolayı da…

“Yayın durdurma cezası!..”

RTÜK, Zahid Akman, Deniz Feneri, şu, bu…

İsteyen takip etsin;

Ben hiç mi hiç takmıyorum!..

Siyonizm her durumda “takıyor” nasılsa!..

VAKİT