1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Reyting uğruna çürütülen ahlak ve eğitimle yozlaşan gençlik
Reyting uğruna çürütülen ahlak ve eğitimle yozlaşan gençlik

Reyting uğruna çürütülen ahlak ve eğitimle yozlaşan gençlik

Ali Osman Aydın, reyting uğruna toplumun en uç ve çürümüş örneklerini ekranlara taşıyan televizyonların, ahlaki değerleri sistematik şekilde tahrip ederken, CHP’nin eğitim sistemindeki hâkimiyetiyle çocuklar ve gençlerin yozlatırılmasını eleştiriyor.

16 Nisan 2025 Çarşamba 12:30A+A-

Ali Osman Aydın/Yeni Akit

Reyting için memleketi yakmak

Bir kişinin kayınvalidesiyle yaşadığı ahlaken çürümüş bir ilişki, Esra Erol’un programında milyonların gözü önüne serildi. Peki neden? Gerçekten neden böyle bir şey ekranlara taşınır? Toplumun bundan çıkarı nedir?  

Eğer gözden kaçırdığımız bir şey varsa, ATV yetkilileri bize açıklasın: Bu programları yayınlamanızın ardında yatan “toplumsal fayda” nedir? Lütfen açıklayın! Deyin ki: “Bu içerikleri yayınlıyoruz, çünkü toplum bu kötü örneklerle şunları şunları öğreniyor.” 

Ama böyle bir açıklamanız olmadığını biliyorum. Çünkü bu programların tek amacı reyting. Kanalın ve Erol’un kasasını doldurmak… 

Kasalarınızı doldurmak için toplumun üzerine her gün pislik boşalttığınızın farkında mısınız? Türkiye’nin en sorunlu tiplerini, ahlaken en sıradışı olaylarını her gün ekranlarınıza taşıyarak oluşturulmaya çalışılan “berbat Türkiye, kaçılası Anadolu” algısına bir tuğla da siz koyuyorsunuz. 

Sizinkisi gibi programlarda o ruh hastası tipleri görenler de, “Artık bu ülkede yaşanmaz, bu ülkede kimseye güvenilmez” kanaati daha da güçleniyor. İnsanların zor zamanlarda sığınacağı yakın ilişkilerin; merkezinde amca, hala, dayı, dede olan bağların tamamını bozulmuş, çürümüş, berbat şeyler olarak göstererek büyük bir güven erozyonu oluşturuyorsunuz. 

“Sığınılacak hiçbir yer ve hiç kimse yok” diye düşünen insanlar duygusal olarak sarsılıyorlar. Çünkü yabancı, acımasız ve düşman bir toplumda yaşadıklarına inanmaya başlıyorlar. Çünkü siz inandırıyorsunuz. Sapık arkadaşları, enişteleri, teyzeleri, kayınvalideleri ekranlara taşıyan sizinkisi gibi programlar inandırıyor.   

Reklam gelirlerini yükseltmek uğruna bu toplumu manen çökertiyorsunuz. Bu bir tür psikolojik saldırı. Ve RTÜK’ün televizyondan akan bu pisliğe gerektiği gibi müdahale etmemesi ise sözün bittiği yer! 

 SIRA KREŞ ÇOCUKLARINDA MI?

Üniversiteli çocukların kaymağını yediler Saraçhane olaylarında. Şimdi de liselileri provoke edip sahaya sürdüler. Bunlar da tutmazsa, sonraki adım ortaokul ve sonra ilkokul çocukları olacak galiba… Finali de kreş çocuklarını meydanlara toplayarak yapabilirler. 

Kreş çocukları için meydanlara şişme oyun alanları, yüz boyama stantları, maskotlar, kukla gösterileri koyarak bir eylem tertip edebilir CHP. Ve bol bol da abur cubur ikram ederler... Havalar ısınıyor, dondurma bile olabilir... Herhangi bir duruma karşı da bebek bezi de bulundururlarsa iyi olur…

Atacakları sloganları şimdiden görebiliyorum. 

“İktidar ağzı süt kokan çocuklardan da korkar hale geldi!”

Bu kafa yapısıyla hepsi mümkün. “Değil, olmaz, kesinlikle yapmazlar” diyemiyorum. Çünkü şimdiden sol örgütleri lise önlerinde örgütlemiş durumdalar! Ne kadar kaos o kadar görünürlük demek. Karşımızda iktidarı düşürmek için çoktan ruhunu şeytana satmış bir akıl var. Sadece ruhunu satmamış da olabilir! 

Bu artık siyasi bir rekabet değil; toplum mühendisliğinin en tehlikeli versiyonu. Bir siyasi çıkar uğruna çocukların, gençlerin bu denli araç haline getirilmesi, çocuklardan medet ummak, sağlıklı bir demokraside de, sağlıklı düşünen bir toplumda da yadırganacak bir şeydir diye düşünüyorum. 

KİMİN İKTİDARI?

Olayın bir başka boyutu daha var. 

CHP gibi çağdışı ideolojiye sahip bir partinin, eğitim sistemi ile organik bağının hâlâ devam etmesi Türkiye için çok büyük ve çok hayati bir problem. 20 yıllık bir AK Parti iktidarından sonra bile CHP’nin ilkel ideolojisinin eğitim sisteminde hâkim olması gerçek “iktidar kim” sorularını akla getiriyor?  

Atilla Yayla’nın “eğitim sistemi CHP’li yetiştiriyor” ifadesi, apaçık bir gerçeği işaret ediyor. Türkiye’de çocuklar neden Cumhuriyet Halk Partisi’nin kuruluş döneminden kalan tek tipçi ideolojik anlayışına göre yetiştiriliyor ki?  

Neden diye sormak hakkımız! 

Biz bu ideolojiye mahkûm muyuz? 

Biz Türk halkı olarak CHP’nin tutsağı mıyız? 

Çocuklarımızı Özgür Özel’in, İmamoğlu’nun piyadesi yapmak zorunda mıyız?   

İçi ne idüğü belli olmayan bir Batıcılıkla doldurulmuş, kendi değerlerine düşman çocuklar yetiştiren; körleştirici, sağırlaştırıcı, dumura uğratıcı bu ideolojiyi okullarımızda istemiyoruz… 

Amacı değişmeyen bu eğitim sisteminden dolayı çocuklar ideolojik “bir kampın içinde” dünyaya gözlerini açıyorlar. Bütün çocukluklarını farkında olmadıkları bir kampın tel örgüleri içinde geçiriyorlar. O kamptan salıverildiklerinde de içinde yaşadıkları topluma düşman hale geliyorlar.

Siz de sonradan onları doğru-düzgün düşünmeye yönlendirecek bir telkinde bulunduğunuzda toplumu kamplaştırmış oluyorsunuz! 

Türkiye bu kısır döngüden çıkmak zorunda. Başka bir alternatifi yok! Elbette, kısır döngüde yaşamaya devam etmek dışında… Böyle söylüyorum ama yirmi küsur yıllık bir iktidar döneminde bile değişim olamıyorsa başka nasıl olur diye de kara kara düşünüyorum. 

HABERE YORUM KAT

8 Yorum