Regeni cinayeti Mısır yönetimini zora soktu
İtalyan savcılar, Regeni cinayetiyle ilgili olarak 4 Mısır gizli servisi yetkilisini “adam kaçırma, işkence ve cinayetle” suçladı.
İtalyan yargısı Mısır’da 2016 yılında 25 Ocak Devrimi’nin 5’inci yıldönümünde ortadan kaybolan ve sonra bir yolun kenarında ölü bulunan İtalyan doktora öğrencisi Giulio Regeni davasının peşini bırakmıyor.
İtalyan savcılar, Regeni cinayetiyle ilgili olarak 4 Mısır gizli servisi yetkilisini “adam kaçırma, işkence ve cinayetle” suçladı.
Soruşturma sonucunu geçen 10 Aralık’ta açıklayan Roma Savcılığı, Regeni'nin kaçırılması, “işkenceye uğraması ve öldürülmesinden Mısır Ulusal Güvenlik Kurumu yetkililerinin sorumlu olduğu” şeklinde iddialarda bulundu.
Regeni cinayeti, Mısır’daki hak ihlallerinin aynasıdır
Kahire’de kaybolan İtalyan genç için Mısır’a tepki vermekten kaçınılıyor
Mısır yönetiminden karşı atak
İtalyan yargısının söz konusu açıklamasından bir hafta sonra Mısır yönetimi çok ilginç bir hamlede bulundu. Mısır İnterpol’den Kahire’de daha önce görev yapan 2 İtalyan eski diplomatın Kahire’ye teslim edilmesini istedi.
İki diplomattan birisinin İtalya’nın eski Mısır Konsolosu Skakal Otakar olduğu kaydedildi. Otakar’ın Mısır’da görev yaptığı 2016-2018 yılları içinde, 22 bin civarında tarihi eserin İtalya’ya kaçırılması olayına karıştığı suçlamasıyla aldığı ceza tekrar gündeme getirildi.
Otaka hakkında 15 yıl ağırlaştırılmış hapis ve bir milyon Mısır cuneyhi (yaklaşık 66 bin dolar) para cezası verildiği bilgisi paylaşıldı. Diğer diplomatın ise İtalyan Büyükelçiliğinde daha önce görev yapan Ticaret Müsteşarı Massimiliano Spunzelli olduğuna yer verildi.
Kahire Ceza Mahkemesi geçen 15 Şubat'taki duruşmada 2 İtalyan diplomat ve 4 Mısırlı hakkında söz konusu kararı vermişti.
Avrupa Parlamentosu’ndan Mısır aleyhinde karar
Avrupa Parlamentosu (AP) da konuya müdahil oldu. AP milletvekilleri, “Mısır'da kötüleşen insan hakları durumu" hakkındaki karar tasarısını 18 Aralık’ta kabul etti.
Mısır yönetiminin 3 yetkilisini gözaltına aldığı ve uluslararası baskılar nedeniyle serbest bıraktığı, "Mısır Kişisel Haklar Girişimi (EIPR) aktivistleri özelinde ve İtalyan savcılığının Regeni cinayeti hakkında açıklama yaptığı bir dönemde” böyle bir tasarının AP’den geçmesi dikkatleri Mısır’a çevirdi.
Tasarıda, “Mısır'da insan hakları savunucuları, sivil toplum, gazeteciler, muhalifler, akademisyenler, avukatlar gibi birçok kişiye baskıların arttığı, insan hakları durumunun giderek kötüleştiği belirtilerek, EIPR'nin 3 yöneticisinin yabancı diplomatlarla görüştükleri için gözaltına alındıkları” hatırlatıldı.
Milletvekilleri ayrıca, Mısır'a idam cezalarını durdurma çağrısı yaparak, AB üyesi ülkelerle AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi'nin tüm imkanlarını kullanarak, bu ülkedeki insan hakları ihlallerine ve baskılara kararlı şekilde karşılık vermesini istedi.
Tasarıda dikkati çeken diğer çağrı ise, “AB ve üye ülkelerin insan hakları ihlallerinden sorumlu liderlere ödül vermemesi gerektiği” hatırlatması oldu.
Ancak Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'ye geçen 9 Aralık’ta düzenlediği Paris ziyaretinde, "Legion d'Honneur" nişanı vermiş ve bunun medyadan gizlendiği sonradan ortaya çıkmıştı.
Macron’un Mısır hakkındaki söz konusu karar tasarısının çıkacağını bildiği için önce davranıp nişanı Sisi’ye nişanı verdiği değerlendiriliyor.
Mısır Parlamentosu’ndan AP’ye tepki
Mısır parlamentosu, AP’ye aynı gün ivedilikle tepki gösterdi. Parlamento’dan yapılan açıklamada, “Söz konusu karar taslağının kesinlikle kabul edilemez olduğu" ve "Mısır-Avrupa stratejik ortaklığıyla bağdaşmadığı" ifade edildi.
Mısır 25 Ocak Devrimi’nin 5’inci yıldönümünde Regeni cinayetinin “Mısır’da Sisi yönetimini devrimin 10’uncu yıldönümünde epey zor durumda bıraktığı, batılı diplomatlarla görüştükleri gerekçesiyle, EIPR yöneticilerinin gözaltına alınmasının ise Mısır’daki insan hakları konusunu Avrupa’nın gündemine taşıdığı” yorumları yapılıyor.
3 Şubat 2016'da Kahire yakınlarında bir yol kenarında cesedi bulunan Regeni 28 yaşında ve Mısır’da sendikalarla ilgili doktora yapmaktaydı.
Regeni’nin annesi, oğlunun cesedini ancak "burnunun ucundan" tanıyarak teşhis edebildiğini söylemişti. Yıllardır süren soruşturma sürecinde İtalyan makamlar, Mısırlı yetkilileri iş birliğinden kaçınmakla suçluyordu.
HABERE YORUM KAT