1. YAZARLAR

  2. Serdar Arseven

  3. Rauf Denktaş!.. Ve tebrikler Murat Alan!..
Serdar Arseven

Serdar Arseven

Yazarın Tüm Yazıları >

Rauf Denktaş!.. Ve tebrikler Murat Alan!..

15 Ocak 2012 Pazar 00:06A+A-

Rauf Denktaş var... Bir: Müthiş “mücadele” adamı, müthiş “müzakere” dehası.

İki: Süleyman Demirel’in Kıbrıs versiyonu!

İlki malûm;

Sevseniz de sevmeseniz de saygı duyuyorsunuz...

İkincisi...

Oraya baktığınızda, sıkıntılı bir tablo görüyorsunuz...

Bilhassa Kıbrıs’ın yerlilerinin önemli bir bölümünde, Anavatan’a bağlılık noktasında büyük sıkıntılar var.

Maneviyat, kıyıda köşede.

Anne, babalarının ardından bir “Dua” okuyamayacak durumdaki nesiller.

Rahmetli Erbakan Hoca ile vefatından birkaç ay önce bir “Kıbrıs” röportajı yapmıştık...

Demişti ki Büyük Dâvâ Adamı:

“Kıbrıs’taki manevi boşluğu bir nebze olsun doldurabilmek için İmam Hatip Okulu yaptırmak istedik... Bir yandan Demirel, diğer yandan da Kıbrıs’taki idare, bunu engellemek için ellerinden ne geliyorsa yaptı ve engellemeyi başardı!..”

Bir bakın;

Kıbrıs’ta yıllar boyunca neler yaşandı?..

Din İşleri Başkanı olarak görev yapanların bile “Kur’an öğretmek” suçundan (!) içeri alındıklarını bütün Kıbrıslılar biliyor.

Kıbrıs’ta Kur’an alfabesini öğretme çabası içine girenlerin başlarından “o dönemlerde” geçenleri, belgeleriyle kamuoyunun dikkatine sunan çok sayıda haberimiz var.

Denktaş, meseleye, tıpkı Demirel gibi bakıyordu.

Ve Demirel kıvraklığı ile hareket ediyordu.

İlginç değil mi; daha sonra 28 Şubatçılarla kol kola girecek olan Demirel, siyasi yükselişinde “Nur”lu kaynaklara bolca yaslanmış, Yeni Asya grubundaki kardeşlerimizin “yayınları” aracılığı ile “mukaddesatçı” bir portre çizmişti.

Denktaş da aynı yöntemi izledi;

Yeni Asya Yayınları’ndan çıkan bir dizi kitapla, “Demirel gibiyim” mesajını verdi.

Hiç unutmam...

Bir mübarek Berat akşamı, gündemde “Rauf Denktaş’ın kızının yeni çıkan kasedi için vereceği kokteyl”in yer aldığını gördüm.

İstanbul’un beş yıldızlı otellerinden birindeydi kokteyl.

Kalktım, mübarek Berat akşamı oraya gittim.

İçki gırla gidiyordu...

Biraz sonra Sayın Rauf Denktaş geldi.

Konuşmasını yaptı.

Yarım saat kadar sonra yanına yaklaştım...

Ve “Sayın Denktaş. Berat gecesi bu türden içkili bir resepsiyon düzenlemiş olmanız, ya da kızınızın düzenlemesine rıza göstermiş olmanız beni şaşırttı!” dedim.

Sayın Denktaş, “Tamam da” diye karşılık verdi: “Ben içmedim. Başkalarından da ben mesul değilim. İsteyen içer, isteyen içmez!”

“Koca Devlet Başkanı... Daha önemlisi bir Baba... Kızına, pekala ‘Bak evladım; gel şu kokteyli bâri o mübarek gecede verme!’ diyebilirdi.”

O an bunları düşündüm ama o gecenin hatırına daha fazla deşmedim.

Rauf Denktaş dönemlerinin alkışı hak eden bir “Yabancıya Karşı Dik Duruş” görüntüsü vardı.

Bir de Kıbrıs’ı manevi olarak elimizden çıkma noktasına getiren yanlış uygulamaları.

Kıbrıslı tembelliğe itildi.

Başta radyo, televizyon kurumu olmak üzere, “devlet” birimleri, “neredeyse çalışmadan” yüklü maaşlar alan şahısların mekanları haline getirildi.

Vekiller; türlü kıyaklar ile ziyadesiyle memnun edildi.

Rumlardan kalan gayrimenkullerin dağıtımını esas olan “Mücahit Puanları”nın, üç otuz paralara “bazı ailelerin” eline geçmesine müdahale edilmedi.

Ada’da misyonerlik faaliyetlerinin üzerine gidilmedi ama Kur’an eğitimi verenlerin, İmam Hatip açmak isteyenlerin yolları kesildi.

Misyonerler gençlerimizi “zehir”lerken, “panzehir” üretmek için çaba gösteren hassas insanlara olmadık sıkıntılar yaşatıldı.

“Bunların ne kadarından Sayın Denktaş mesuldür?” diye sormanın anlamı yok; şurası burası yarım asır boyunca Kıbrıs Türk Tarafı’nı yönetmiş olan bir Devlet Adamı’nın olan bitenden hiç “sorumlu olmadığı” söylenemez herhalde.

Artıları ve eksileri ile bir devlet adamı daha göçtü gitti.

Kederli ailesine sabırlar dileyelim.

Allah, amelince Rahmet eylesin.

AFERİN MURAT ALAN!..

Muhabirimiz Murat Alan yılın haberine imza attı. Tüm Türkiye, “34 köylüyü PKK bombalattı!” haberini konuşuyor.

Yeni Akit, o çevrenin ağır toplarının, bombalamayı bombalamadan 4.5 saat önce “Sosyal Medya”dan duyurduklarını ortaya koymakla büyük bir “tezgahı” gözler önüne sermiş oldu.

Tebrikler Murat Alan.

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT