Ramazan’ımızın Mübarek Olması İçin
Bu gece nasipse saf tutup teravi namazı kılacağız, hep birlikte sahura kalkıp Ramazan orucuna niyet edeceğiz. Sevdiklerimize namazın, orucun, infakın önemine dair ayet ve hadislerden oluşan mesajlar göndermek üzere seferber olacağız. Gönderilen mesajları okuyup daha güzeliyle nasıl mukabele edeceğimize dair bizi tatlı bir telaş saracak belki de. Çarpıcı resimlerin altına nakşedilen şiir ve özlü sözlerle, öğretici ve ibret dolu mesajlarla örülen video mesajlarla sosyal medyada da Ramazan iklimini yaşayacağız.
Ramazanımız mübarek olsun. Dualarımız, namaz ve oruçlarımız kabul olsun. Allah için eşe-dosta, komşu ve muhtaçlara açtığımız sofralarımız gösteriş ve israftan uzak, ihlas ve bereket timsali olsun. Dilimizin yalan, gıybet ve iftiradan, kalbimizin haset ve nifaktan, tüm azalarımızın günah ve kötülüklerden arınıp ayrışmasına vesile olmayacaksa Ramazan’a kavuşmakla kavuşmamak arasında bir fark olmaz ki. Unutmayalım ki Ramazan’ı aylardan bir ay, zaman dilimlerinden bir zaman dilimi olmaktan çıkarıp ayrıcalıklı ve değerli kılan esas kriter Kur’anı Kerim’in bu ayda indirilmiş olmasıdır. Yol gösteren, hidayet yollarını açıklayan ve hakkı batıldan ayıran gibi daha pek çok vasıfla anılan Kur’anı Kerim’e ve onun yaşayan tefsiri ve öğretmeni Hz. Muhammed Mustafa (a.s.)’ya sıkı sıkıya tabi olmadan sadece güzel söz ve temennilerle maksat hâsıl olur mu?
Ekranlarda bazı hoca efendilerin Kur’anı Kerim’in açık emir ve yasaklarına dair nasihatler paylaşmaktansa reyting arttırıcı, şaşırtıcı fakat hiç de hayra vesile olmayan meseleler üzerinde yapacakları şovlara maalesef şahit olacağız yine. Kimi haz veren bir teganniyle okuyup mana, ahlak ve ibadete dair esasları es geçecek kimileri de eski alışkanlıklarla fal ve şifre kitabı muamelesi yapacak Kur’an’a. Bu batıni okuyuşlara, fırsatçı ve menfaatperest okuyuş tarzlarına tepki olarak modernist yaklaşım sahipleri de esasen Kur’an mesajının tarihsel bir metin olduğunu, kıssaların yaşanıp yaşanmadığının çok da önemi olmayan ibret dolu hikâyelerden ibaret olduğunu ilan edecektir. Lakin bütün eksik ve zaaflarına, bu ayartıcı tartışmalara rağmen Ramazan yine de büyük ve mucizevi bir bereket getirecektir topluma. Omuzlarımıza yüklenen sorumluluk ise oruç ve infak başta olmak üzere ihlas, ihsan ve takvaya eriştirecek ibadetlerin fert ve toplumun ana karakterine dönüşmesine öncülük ve örneklik etmektir. Sabır ve sebat göstermemiz gereken öncelikli alan burasıdır.
Tüketim ve gösteriş çılgınlığına teşvik edilen bir toplumu tasarruf ve tevazuu hayat tarzı edinmiş tam teşekkülü bir ahlak abidesine dönüştürecek ibadetlerden birisi de oruç değil midir? Lakayt ve laubali davranış tipinin salgın bir hastalık gibi yaygınlaşmasını önüne geçmek için namazın oruçla, orucun infakla, infakın cihadla, cihadın yetim ve yoksullara kol kanat germekle vd. olan zaruri bağını toplumsal zeminde içselleştirecek hikmetli örnekliklere muhtacız.
Orucun sahur ve iftar arasında aç kalmaktan daha öteye erişebileceğimiz nimetlere el sürmekten Allah rızası için uzak durarak duygu, düşünce ve davranışlarımızı terbiye etmek olduğu tüm incelikleriyle gündemin merkezine yerleştirilmelidir. Mübarek Ramazan ayı sözlü, bedensel ve mali ibadetlerle Müslümanlara adalet ve merhamet temelli bir kamusal hayat tarzı önermektedir.
Apolitik birey ve toplum olmak kadar aşırı politize olmuş birey ve toplum olmak da o kadar sakıncalı hatta zararlıdır. İfrat ve tefrit sarkacının nesnesi değil edebi ve haysiyetiyle, basiret ve ferasetiyle vasat şahsiyetler olmak mecburiyetindeyiz. Yakınımızda veya karşımızda bulunan insanları iyiliğin emri, kötülüğün nehyi hususunda birer muhatap kabul etmek durumundayız. Çünkü asabiyet, hizipçilik, cemaatçilik, milliyetçilik, kibir gibi gözleri körleştiren, kulakları sağırlaştıran, kalpleri katılaştıran her türlü hastalığa karşı mücadele ederek İslam kardeşliğini ihya ve inşa edebiliriz ancak.
Suriye ve Filistin’de işlenen cinayetlere, derinleştirilen işgale karşı sesimizi yükseltmek de farz ibadetlerdendir. Ramazan’ın rahmet iklimi Filistin ve Suriye halkını kuşatması için üzerimize düşen ve ertelenemez sorumluluklarımız var. Ramazanınımızın mübarek olması için oruçla başlayıp namaz ve infakla devam eden, şefkat ve cihadla şahikalara tırmanması gereken uzun ve zorluklarla dolu bir dünya var önümüzde. Ramazanımızın mübarek olması için salih amellerde topluca sebatkâr ve azimkâr olmak gerek vesselam!
Yeni Akit
YAZIYA YORUM KAT