Ramazan'da da gündemimiz her daim Gazze olmalı!
Ahmet Varol, Ramazan ayında Gazzeli kardeşlerimizin yaşadığı vahşeti gündemden düşürmememiz gerektiğini vurguluyor.
Ahmet Varol / Yeni Akit
Ramazan’ın farkında olmak
Allah nasip ederse önümüzdeki haftanın başından itibaren yeni bir Ramazan ayına gireceğiz. Yüce Allah’tan bu mübarek ayın tüm İslam âlemi ve tüm dünya Müslümanları için hayırlara vesile olmasını ve hepimizi bu ayı en iyi bir şekilde değerlendirmeye muvaffak kılmasını diliyoruz.
Ramazan bir arınma ve nefis terbiyesi, günahlardan temizlenme ve yenilenme ayıdır. Ancak bu konuda birçoklarının konuşma yapacağını ve yazı yazacağını, zaten şimdiye kadar yazılmış olanların da geniş bir potansiyel oluşturduğunu düşünerek daha çok bu dönemin bizim sahamıza giren kısmıyla ilgili bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyoruz. Bunların bilinen şeyler olmadığını iddia etmiyoruz. Ama bizim amacımız da zaten bilinmeyen şeyleri öğretmek değil hatırlatma yapmak ve bazı konulara odaklanılmasına öncülük etmek, bizi takip edenlerin bu konularda başkalarına da hatırlatma yapması için farkındalık oluşturmaktır.
Ramazan aynı zamanda bir dayanışma ayıdır. Yüce Allah Müslümanları, bir dayanışma ve güç birliği içinde olmaları için ümmet kılmıştır. Ama günümüzde bu dayanışmanın fiiliyattaki karşılığının ve tesirinin çok yetersiz olduğu da bir gerçektir. Eğer ki bu dayanışma ve güç birliği yeterli düzeyde olsaydı siyonist işgalciler, küresel emperyalizmin başını çeken ABD ve onun cephesinde yer alan diğer emperyalist güçlerin tam desteğini almalarına rağmen yine de Gazze’de bu katliamı yapma, orada iki milyon insanı açlığa mahkum etme gibi bir arsızlığa ve aşırılığa cesaret edemezdi. İslam coğrafyasının kalbi durumundaki Filistin topraklarında ve Kudüs’te böylesine bir vahşetin hüküm sürmeye devam ediyor olması ümmet dayanışmasının ve güç birliğinin yeterli düzeyde olmamasından kaynaklanıyor. Bu da ümmet bilincimizin zayıflığından ileri geliyor. O yüzden bir yenilenme dönemi olan Ramazan’da ümmet bilincimizi ve duyarlılığımızı da gözden geçirmemiz, bu konuda da kendimizi yenilememiz, dayanışma ve ittifakımızı güçlendirmemiz, Müslüman halkların iradeleri dışında, küresel emperyalizmin oynadığı oyunlarla ve dayatmalarla çizilen sınırları aşmamız gerekir.
Dayanışma ve güç birliği en başta yardımlaşma ve yaraları sarma ile kendini gösterir ki bunu Ramazan ayında belirgin bir şekilde gözlemliyoruz. Tabii yardımlaşma ve yaraları sarmada yakınlığı nazarı dikkate almamız gerekiyor. Çünkü en başta elimizi uzatmamız gerekenler en yakınımızdaki ihtiyaçlılardır.
Ancak bazı dönemlerde bazı yerler yangın yeri hükmündedir. O yüzden o gibi yerlerin ve oralarda zorluk içinde olanların meselelerinin bir öncelik hakkı olduğundan, mesafe olarak bizden uzak olsalar da onlara öncelik vermemiz ve kendilerine ulaşmanın yollarını bulmaya çalışmamız gerekir.
Bu yıl İslam dünyasında en büyük zorluğu yaşayan dolayısıyla en öncelikli yangın yeri konumunda olan bölge özel anlamda Gazze, genel anlamda Filistin’in tamamıdır. Dolayısıyla Ramazan’daki dayanışma ve güç birliği duyarlılığını siyonist vahşetin mağdur ettiği Filistin halkı özellikle de Gazze halkı yararına çok yönlü olarak değerlendirmemiz gerekir.
Orada siyonist vahşetin mağdur ettiği insanlarımıza yardım ve desteğimiz sadece maddi destekten ibaret kalmamalı. Maddi destek elbette önemlidir ve ihmal edilmemesi gerekir. Ama aynı zamanda katil siyonistleri saldırganlıklarına son vermeye, onlara yardım eden güçleri geri adım atmaya, Filistin’de mağdur edilenlere yardım ulaşmasını engellemeye çalışan ihanetçileri bu ihanetlerinden vazgeçmeye zorlamak için de siyasi baskılarımızı ve bu amaca dönük dayanışma faaliyetlerimizi artırmalıyız.
Bu arada işgal rejiminin ve onunla perde arkasında işbirliği yapan ihanetçilerin tüm kuşatmalarına ve engellemelerine rağmen yine de orada kuşatma altında tutulan insanlara ulaşılması için çalışmaların sürdüğünü bilmek ve “yardımlar yerine ulaşmıyor” ön yargısıyla hareket etmemek gerektiğini, en önemli yardım döneminin bu hassas dönem olduğunu, o yüzden bu dönemde yardımları ihmal etmenin doğru olmayacağını da hatırlatmakta yarar görüyoruz.
HABERE YORUM KAT