"Ramazan iklimini hakim kılabilirsek 'Kuran ayı' bugün de çok güzel"
Ramazan ayına veda etmeye hazırlanırken pandemi şartlarının ikinci Ramazan'ı hakkında gazeteci-yazar Adem Özköse ile hasbihal ettik.
HAKSÖZ HABER
Ramazan ayının sonuna yaklaşırken pandemi şartlarında geçirdiğimiz ikinci Ramazan hakkında kıymetli Müslümanlarla hasbihal etmek istedik. Haksöz Haber'in soruşturma serileri bu bağlamda 'Ramazan sohbetleri' üst başlığıyla bir dizi röportaj gerçekleştirdi.
İkinci röportajda gazeteci-yazar Adem Özköse pandemi şartlarında Ramazanı bereketli geçirmek için önemli tavsiyelerde bulunuyor. Sorularımıza cevap verme nezaketini gösterdiği için kendisine bir kere daha teşekkür ediyoruz...
Adem Özköse: "Ramazan iklimini hakim kılabilirsek 'Kuran ayı' bugün de çok güzel"
Ramazan ayının Müslümanların düşünce dünyalarında birçok çağrışımı var. Zekat, yardımlaşma kültürü, teravih namazları vb. ayırt edici hususlar söz konusu. Sizce Ramazan ayının mahiyetini gereğince idrak edebilmek için nasıl bir usul ve söylem takip edilmeli?
-Şu an Kaşgar’dan Saraybosna’ya, Şam’dan Kurtuba’ya, Moro’dan İşkodra’ya, Anadolu’dan Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyada Müslümanlar Ramazan coşkusu yaşıyor. Ramazanla birlikte Müslümanların evlerinde bambaşka bir heyecan hakim oldu. Bir taraftan Müslümanlarla yoksullar, garibanlar, ihtiyaç sahipleri arasında dayanışma artarken diğer taraftan ruhu çekilmiş dünyaya Ramazanla birlikte adeta yeni bir ruh iniyor. Her şeyi haz ve hıza, görsele dönüştürmeye çalışan modernizmin huzursuzluğuna karşı Ramazan Müslümanları nefisle mücadelenin, yavaşlamanın, sükunetin, tefekkürün huzurlu kollarına bırakıyor. Ramazan’ın merkezinde ise şüphesiz Kuran var. Ramazan hem bizim hem de insanlığın Kuran’ı yeniden tanıması, yeniden keşfetmesi için büyük bir fırsat. Kendi kişisel tecrübemden yola çıkarak ifade etmek istiyorum ki Kuran her okuyuşta insana yepyeni ufuklar sunan bir kitap. Burada Arapça, meal ve tefsirlerle birlikte mutlaka siyer ile hadis kitaplarına da yönelmeliyiz diye düşünüyorum. Böyle bir program ve usul geniş bir zenginlik ve bütünlük oluşturacak, Kuran’ı çok daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır.
Ramazan ayının kendine has bir ruhu var. Bu yönüyle herkes için ayrı bir mana ve duygu derinliğine sahip. Çocukluğunuzdan bu yana gelen Ramazan aylarını düşündüğünüzde olumlu veya olumsuz ne değişti ve gözden kaçırılan hususlar neler?
Çocukluğumun Ramazanlarından en çok aklımda kalan hatıralardan biri de babam evimize Ramazan’da bizim ilçede yaşayan Çeçen muhacirleri davet eder, soframızı bu muhacirlerle paylaşırdık. İftar sonrası ailecek bu muhacirlerden Çeçenistan’ı, orada yaşanan savaşı dinlerdik. Benim ümmete dair ilgi ve sevgimde ekmeğimizi, çorbamızı muhacirlerle bölüştüğümüz bu iftar sofralarının büyük katkısı oldu. Ben geçmişteki Ramazanları da seviyordum şimdiki Ramazanları da çok seviyorum. Aynı heyecanı, neşeyi hissediyorum. Çocuklarımla iftarı beklemek, yeryüzünün farklı bölgelerindeki mazlumlar için iftar öncesi dua etmek, hep birlikte teravih kılmanın zevkini dünyada çok az şeye değişirim. Bu nedenle sürekli geçmişe, eski Ramazanlara öykünmeyi doğru bulmuyorum. Eğer iyi değerlendirebilir, evlerimizde Ramazan iklimini hakim kılabilirsek “Kuran Ayı” bugün de çok güzel.
Pandemi şartları bütün dünyayı etkisi altına aldı. İnsanlar artık daha zorlu koşullar içinde gündelik yaşamlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Ancak bunun yanında bir takım yeni imkânların da ortaya çıktığı söylenebilir belki. Koronavirüs gerçekliğinde Ramazan ayınız nasıl geçiyor?
Ramazan’ı başından beri aksatmamaya çalıştığım bir programla geçiriyorum. Günlük hem Arapça hem de mealden Kuran okuyorum. Kuran’ın yanında hadis ve siyer kitaplarını da okuyorum. Pandemi sürecinde de olsak evimizde Ramazan havasını en yoğun şekilde yaşamaya ve çocuklarımıza hissettirmeye çalışıyoruz. Çünkü İslam sadece bir kural veya hükümler bütünü değil; aynı zamanda fıtratla barışık bir zevk ve güzelliktir. Pandemi bize kendimizi daha fazla fark etme, kendimizle daha fazla yüzleşme imkânı sundu. Bu sakinleşme ve kendimize çekilme varoluşumuza dair meseleleri, hayatın anlamını, dünyanın nereye gittiğini, yeryüzünün insan eliyle neye dönüştürüldüğünü düşünmek için kesinlikle iyi bir imkan. Rabbimiz Rum Suresi’nde şöyle buyuruyor: “İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu. Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın, belki de (tuttukları kötü yoldan) dönerler.” Pandemiyi, başımıza gelen küresel felaketleri değerlendirirken zannımca bu ayeti de tefekkür etmeliyiz.
Ramazan ayı muhtevası gereği daha fazla ibadetle iç içe olunan bir zaman dilimi. Modernleşmeyle birlikte içine hapsolduğumuz veya kendimizi hapsettiğimiz şartlar ise Müslümanları ‘hayra çağıran ümmet’ vasfından uzaklaştırıyor ne yazık ki. Bu bağlamda Ramazanlarımızı daha verimli geçirmek adına önerileriniz nelerdir?
Ramazan bir Kuran ayı olduğu kadar aynı zamanda bir dayanışma ayıdır. Bu konuda Türkiye halkı, bizim coğrafyamız iyi bir sınav veriyor. Allah’a şükürler olsun Anadolu’nun duyarlı Müslümanları özellikle Ramazan ayında dünyanın dört bir yanında adeta bir ümmet seferine çıkıyorlar. İnşallah bu duyarlılık daha da artar, çocuklarımız bu konularda bizlerden daha şuurlu olurlar.
Ramazan ayının sonuna yaklaşıp bayrama hazırlanırken okurlarımız için sizden kitap tavsiyesi istiyoruz.
Wadah Khanfar’ın Vadi Yayınları’ndan çıkan “İlkbahar” isimli siyer kitabını tavsiye edebilirim. Allah Rasulü’nün siyasi ufkunu anlamak için oldukça iyi bir siyer. Kitabın son bölümünde siyerin bugüne ne söylediğini anlatan önemli bir bölüm var.
Sorularımıza cevap verdiğiniz için teşekkür ederiz. Şimdiden hayırlı bayramlar…
“Ramazanımızı hepimiz içimizde taşırız”
HABERE YORUM KAT