Putin diktatörlüğünü tahkim ederken...
Yıldıray Oğur, Rusya'da muhalefetin en güçlü ismi olan Aleksey Navalny'nin ölümünü ve Rusya'daki tek adam diktasını inceliyor.
Yıldıray Oğur / Karar
Evine dönen cesur adamın sonu...
“Korkmuyorum. Burası benim evim”
2021 yılında tutuklanacağını bile bile Berlin’den Moskova uçağına eşiyle şen şakrak bindiğinde 44 yaşındaki Aleksey Navalny böyle demişti.
Uçakta eşiyle komik pozlar verdiler, onları dikkatli olun diye uyaranlarla şakalaştılar.
Aslında Navalny, kimsenin “vatan haini”, “Batı’nın uşağı”, “ajan” diyemeyeceği kadar bir Rus milliyetçisiydi.
Liberal Yabloko partisinden 2007’de Russian March adlı aşırı milliyetçi grupların gösterilerine katılmaktan ihraç edildi.
Sonra milliyetçilikten ülkedeki daha temel bir meseleye geçiş yaptı: Yolsuzluklar.
2008’de 30’larının başında genç bir avukat onu aşağılamak için “Blogger” diyen Putin’in dediği gibi blog yazılarıyla başladığı yolsuzluklar ifşalarını 2011’de kurduğu Yolsuzlukla Mücadele Kuruluşu ile devam etmişti.
Muhalefetinin temeli Çeçenlerle savaş, insan hakları ihlalleri, muhaliflerin öldürülmesi ya da daha sonra Kırım’ın işgali değildi.
Hatta Kırım’ı iktidara gelirseniz geri verecek misiniz sorusuna “Kırım alınıp verilen bir sandviç değil” diyerek gönülsüzce cevap vermişti.
Tam da bu yüzden Putin’in her muhalifi Batı’nın beşinci kol faaliyeti olarak gösteren KGB’den kalma ezberlerini bozuyordu.
2012-2014 yılları arasında 7 kez tutuklanan Navalny, davalarını AİHM’e taşımış, AİHM de 2018 yılında, Kavala ve Demirtaş kararlarındaki gibi bir karar vererek tutuklama ve gözaltıların siyasi amaçlı olduğuna hükmetmiş, Rusya’yı 63 bin Euro cezaya çarpıtmıştı.
Navalny, bu yüzden özgürdü.
Sık sık ekibiyle yolsuzlukların anlatıldığı belgeseller hazırlıyor ve Youtube’a yüklüyordu.
Tabii anında sansür geliyordu.
2017’de kaldırılan bir belgeselini, Pornhub adlı meşhur porno sitesine yükleyecek kadar fırlama bir muhalifti.
2020’de yine siyasi çalışmalar için gittiği Sibirya’dan dönerken uçakta içtiği çaydan zehirlenerek komaya girdi.
Daha sonra zehirlendiği şeyin Sovyetlerden kalma Noviçok sinir gazı olduğu anlaşıldı.
Ailesi tedavi için onu Berlin’deki bir hastaneye götürmek isteyince, hakkında bir davada verilmiş yurtdışı çıkış yasağı yüzünden Moskova’nın direnişini de yine AİHM’in devreye girmesi bitirdi.
Rusya’nın bile hala AİHM’i dinlemesi sayesinde komada Berlin’de bir hastaneye yattı.
İyileşti.
Navalny, zehirlendikten sonra tedavi için gittiği ve uzun süre komada yaşam mücadelesi verdiği Almanya’da boş durmadı.
Berlin’deki Doğu Alman istihbarat örgütü Stasi’nin arşivlerine girdi ve 30’lu yaşlarında 1985 ile 1989 arasında KGB adına Dresden’de görev yapan Putin’in dosyasını inceledi.
Almanya’daki günlerini belgesel hazırlayarak geçirdi. Putin’in görev yaptığı mekanlarda çekimler yaptı.
Arşivlerinden ilk bulduğu Putin’e 1987 yılında Stasi tarafından hizmetleri için verilen altın rozet için düzenlenen gala gecesinin raporu ve fotoğraflarıydı.
O fotoğraflardaki Putin’in yakın çalışma arkadaşları şimdi Rusya’nın en büyük devlet şirketlerinin başındaydı.
Çoğu geçmişlerindeki bu KGB izlerini silmişti.
Putin’in parayla tanışması ise komünizmin çökmesinden sonra, 1991’de görev yaptığı Saint Petersburg Belediyesi’nde olmuştu.
Belediyenin başında ilk demokratik seçilmiş belediye başkanı olan, anti-komünist hareketin öncülerinden, Rusya Anayasası’nın yazarlarından Anatoly Sobchak var.
Putin, bir referansla belediyenin dış ilişkilerinin başına getirilmiş. Görevlerinden biri ihracat lisansları vermekti.
Bu, o tarih için çok kritik bir görevdi.
Çünkü o günlerde Rusya’nın elinde sadece petrol, gaz ve ormanları var; diğer ürünlerde kıtlık yaşanıyordu.
Şirketlere petrol, gaz karşılığı, yurtdışından temel ihtiyaç maddeleri getirmek için izinler veriliyor. Yani petrol verilip patates, bebek maması alınıyordu.
Bu ruhsatları bu ticaretin merkezi olan Rusya’nın liman şehri Saint Petersburg’da veren kişi Putin’di
Navalny’nin iddiasına göre Putin burada büyük bir yolsuzluk ağı kurmuştu.
Navalny ve ekibi, Putin’in Karadeniz kıyısındaki safiye şehirlerinden Gelencik’te yaptırdığı gizli sarayı ilk kez ortaya çıkarmıştı.
Belgesel hazır olduğunda Navalny, herşeyi göze aldı ve Berlin’den Moskova’ya giden uçağa bindi.
Beklendiği gibi, de havalimanında gözaltına alınıp, tutulduğu karakolda kurulan bir mahkeme tarafından tutuklandı.
İşte tam bu sırada Berlin’den gelirken yanında getirdiği esas sürprizi Youtube’a yüklendi.
“Putin için Saray: Dünya Tarihinin En Büyük Rüşveti” adlı belgesel.
1 saat 53 dakika uzunluğundaki belgesel Navalny’nin Youtube’daki 6 milyon takipçili kanalından 100 milyondan fazla kez izlendi.
Navalny’nin serbest bırakılması için Rusya’nın bütün şehirlerinde günlerce gösteriler yapıldı.
Aslında insanları soğuk havada sokaklara çıkaran sadece Putin’in zaten bilinen zorbalıkları, yolsuzlukları olmadı; esas motivasyonu sağlayan, Navalny’nin cesareti oldu.
Zehirli bir gazla zehirlendiği ülkeye, tutuklanacağını bile bile dönmüş genç bir adam Navalny.
Bunu yaparken her adımda olan bitenle dalga geçerek videolar çekti, Putin’e mahkeme salonunda çektiği videoda “sığınağındaki bunak” diye seslendi.
Bunun bedelinin ne kadar ağır olduğu malumdu.
Önce unutturuldu ve 47 yaşında bir hücrede ölü bulundu.
Çünkü bir vatansever için kabul edilmesi zor olsa da evi artık korkulacak bir yere dönüşmüştü.
HABERE YORUM KAT