Protestoya protesto!
Topluluğun hakkıdır tabii ki; kürsüye çıkan bir hatip canlarını sıkacak sözler sarf ediyorsa uygun şekilde bir "protesto"ya kimsenin küsüp darılmaması gerekir.
Ama dediğim gibi, söz konusu hatip mikrofonu sahiplenip topluluğun "canını sıkan" sözler ediyorsa…
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın ülkemizin en nadide üniversitelerinden biri sayılan Bilkent Üniversitesi'nin diploma töreninde karşılaştığı protesto gösterisi söz konusu "protesto hakkı"nın sınırları içine girmiyor. Bakan daha kürsüyü çıkar çıkmaz salondan yükselen tepki, şekli ve içeriği bakımından ancak kınanmayı hak ediyor.
Gazete haberinden aktarıyorum:
"Bakan Akdağ'ın kürsüye çıkmasının ardından mezunlar ayağa kalktılar ve ellerindeki Atatürk resimlerini havaya kaldırarak bakana tepki gösterdiler. Velilerin de alkışlarıyla destek verdiği protesto nedeniyle Bakan Akdağ konuşmasını yapmakta fazlasıyla zorlandı."
Aferin Bilkent mezunlarına; seçkin bir üniversiteye bu yakışır ancak!…
Habere bakacak olursak Akdağ, kendisine gösterilen tepki karşısında "farklı kesimler arasında karşılıklı hoşgörü ve tahammül kültürünün gelişmesi gerektiğini" hatırlatmayı denemiş.
Söylemez olaymış; bakanın bu sözleri protestocu velileri ve mezunları daha da canlandırmış…
Buna da büyük bir aferin!...
Bakanın yerinde olsam, bu "hoşgörü" hatırlatmasını katiyen yapmazdım. Nedeni açık: Bu veliler ve mezunlar eğer bugüne kadar bu işi hatırlamamışlar ise, bundan sonra umut –"yok" demeyelim hadi- çok azdır da ondan…
Bu protestonun nedeni nedir, anlamak imkansız gerçekten. "Mezunların ve veliler"in (üniversitede "veliler"! Gerisini siz düşünün!) Akdağ gibi şu kadar sayıdaki Ak Parti hükümetinin belki de en alkışlanacak bir üyesi ile ne alıp veremedikleri var? Çok çalıştığı ve (geçen gün bir röportajda söylediği gibi) 25 yıllık öğretim üyesi bir hekim olmasına rağmen hâlâ "kirada oturması"ndan dolayı mı bu tepki? Ak Parti hükümetlerinin yenilenmesini sağlayan en elle tutulur gözle görülür bir hizmeti (sağlık hizmetini) ülkenin bugüne kadar karşılaşmadığı bir noktaya taşımasından dolayı mı bu tepki?
Yeri geldiği için biraz da abartarak söyleyeceğim artık: Ak Parti seçmenlerinin en az yüzde 50'si bu yola Sağlık Bakanı'nın yenilediği sağlık hizmetlerini hatırlayarak girmiştir.
Tamam, hatasız kul olmaz, ancak Akdağ'ın ortaya pek çok olumlu sonuç çıkaran gayretlerini görmemek de hakikatsizlik olur.
Akdağ, Bilkent'te bu "Atatürk posterli" protesto ile karşılaşınca, güzel bir yorum yapmış doğrusu. Protestocularu "gelişmiş bir ülkenin değil bir üçüncü dünya ülkesinin üniversitesindeymiş gibi davranmakla" eleştirmiş.
Yalan değil doğrusu; "üçüncü dünya ülkeleri" derken bu kavramın barındırdığı "posterler" hatırlanırsa, yerinde bir eleştiri doğrusu.
Değil mi ya? Bilkent'den mezun olmuşsunuz ama diploma törenine cübbenizin içine yerleştirdiğiniz "Atatürk posteri" ile katılıyorsunuz. Oldu mu şimdi? "Üniversitas"da bu posterlerin ne işi var? "Üniversitas", yani "üniversite" kavramının atası. Nişanyan, 12. yüzyılda ortaya çıkan bu öğretim kurumlarının elde ettiği beratın sağladığı iklimi şöyle anlatıyordu: "Bir de resmi berat almışlar ki, eşrafı, derebeysi, kilisesi, paşası, eşkiyası şusu busu işlerine karışmasın, kendi koydukları kurallar çerçevesinde serbestçe ders verebilsinler." Tabii, her şeyden önce de "zihinsel serbestlik" şart idi.
Akdağ, protestocuları "üçüncü dünya üniversitesine" yerleştirdi ya, bu eleştiri Demokrat Parti (DP) genel başkan yardımcısı Aytun Çıray'ın hiç hoşuna gitmemiş. Çıray, "Sağlık Bakanı'nı Türk gençliğinden özür dilemeye davet ediyoruz" demiş.
Hey Allahım, ne tuhaf bir memleket burası böyle…
Genel başkan yardımcısı, Akdağ'ın "üçüncü dünyacı" diyerek küçümsediği gençlere Atatürk'ün vatanı emanet ettiğini hatırlatmış.
Görüyorsunuz, "çılgın" bir memlekette yaşamıyor muyuz?
Söz konusu genel başkan yardımcısının Akdağ'a farklı bir hatırlatma da daha bulunuyor: "Daha da önemlisi, Sayın Bakan, moral değerleri de olan 3. dünyacılığın ülkemizdeki karşılığı olan Milli Görüş'ten geldiğini unutmamalıdır."
"Çılgın bir memleket" diyorum ya… Evet, protesto ve sonrasının hikayesi bundan ibaret…
Sağlık Bakanı bu sıcak günden sonra "Bakanlığım boyunca bir daha bir üniversitas'a ayak basarsam…." diye yemin etti ise sonuna kadar haklıdır bence.
YENİ ŞAFAK
YAZIYA YORUM KAT