Wagner’in geleceği ve Rusya
Putin ile ekibi, Şoygu ve üst düzey askeri bürokratların görevden alınması gibi bir taahhüdü açıktan reddedecek, konuşulan şartları zamana yayarak gerçekleştirecektir.
Ahmet Arda Şensoy / Düşünce Günlüğü
Prigojin kalkışması: Wagner’in geleceği ve Rusya
Cuma gecesi uluslararası basına Prigojin’in Ukrayna savaş kararı ve Şoygu hakkında söyledikleri düştüğünde bunun savaşın başından itibaren devam eden açıklamalar silsilesinin bir devamı olduğu düşünüldü. Zira Prigojin, savaşın Rusya için istenilen hızda gitmediği, lojistik ve teçhizat eksikliklerinin ayyuka çıktığı dönemden itibaren Rus Genelkurmay Başkanı Gerasimov ve Savunma Bakanı Şoygu hakkında ağır demeçler veriyordu. Bu durum Putin’in farklı güç odaklarını birbiriyle mücadele ettirirken liderliğinin sorgulanmadığı, her aktörün yetkinliğini lidere kanıtlamak için çabaladığı bir güç denklemi doğuruyordu.
Ancak cuma günkü açıklama sonrası durum yepyeni bir hal aldı. Yaklaşık 24 saat süren kriz sonucunda Wagner’in geleceği, Ukrayna savaşı ve Putin iktidarı ekseninde birçok soru işareti doğdu.
GERASİMOV DOKTRİNİ
Öncelikle Wagner’in Rus devlet yapısı ve ordusu içerisindeki yerini anlamak yaşanan son gelişmeleri anlamlandırmak açısından faydalı olacaktır.
Göreve geldiğinde Sovyetler Birliği’nden kalan hantal ve eskimiş ordunun modernizasyonu için çabalayan Putin, bu görevi Şoygu ve Gerasimov’a vermiş ve bu ikilinin ordu reformu, literatürde çokça işlenen bir konu olmuştu. 2014 Ukrayna krizi ve Kırım’ın ilhakıyla bu modernizasyonun başarısı üzerine bir anlatı kurulmuş ve hatta Gerasimov Doktrini olarak adlandırılan hibrit savaş metodu Rusya ile özdeşlemişti. Yine de Rus ordusunun Prigojin önderliğindeki Wagner ve Kadirov önderliğindeki Çeçen birlikleriyle ilişkisi tartışmalı bir konu olarak kalmıştı. Rus ordusunun bu parçalı yapısı, Libya ve Afrika ülkelerine Wagner üzerinden müdahil olma esnekliği sağlaması bakımından oldukça işlevsel olmuştu. Ancak Ukrayna işgalinde Rus ordusunun büyük başarısızlığı sonrasında Prigojin ile Şoygu/Gerasimov arasındaki mücadele oldukça görünür olmuştu.
BİR ÖZEL ASKERİ ŞİRKETTEN FAZLASI
Wagner’in Afrika’daki yerel çatışmalar ile Suriye ve Libya gibi bölgesel ve küresel etkileri olan krizlerde görev alması, son olarak da Ukrayna işgalinde lojistik, teçhizat ve insan kaynağı sorunları yaşayan Rus ordusu yerine sıcak cephe hattını devralan bir yapıya dönüşmesi, Wagner’in hem etkisini artırmasına hem de klasik bir özel askeri şirket veya paralı savaşçı formundan çıkmasına yol açtı. Ayrıca Prigojin’in Putin ile geçmişten gelen özel ilişkisi de düşünüldüğünde Wagner için kendine has bir oluşum denilebilir.
Dolayısıyla Wagner, özel askeri harekatlar yapan, mikro işlerde görev alan Amerikanvari bir özel askeri şirketten öte rejimin bir parçası ancak ordunun emir komuta zinciri dışında, doğrudan lidere bağlı bir oluşum olarak tanımlanabilir. Kısacası Wagner son yıllarda bir paralı savaşçıdan öte paralel bir ordu gibi konumlanmış durumdaydı. Yaşanan son kalkışma da savaşın kötü gidişatının Moskova’da yarattığı güç boşluğunun yanı sıra Wagner’in elde ettiği bu ayrıcalıklı konum sebebiyle ortaya çıktı.
Bunlara ek olarak Rus ordusunun Ukrayna cephe hattında Wagner’e söz geçirip geçiremeyeceği de sorgulanmıştı. Rusya’nın geçmişte Suriye’den sorumlu generali Surovikin’in Ukrayna harekatının başına getirilmesi sonrası Prigojin, Şoygu ve Gerasimov denkleminde kendini nasıl konumlandıracağı üzerinden de bu tartışma alevlenmişti. Surovikin’in yalnızca 3 ay sonra görevden alınması da o dönem bu mücadelenin bir parçası olarak yorumlanmıştı.
MOSKOVA’DAKİ GÜÇ DENGELERİ
Krizin en azından şimdilik sonlandırılması, Wagner’in tekrar cephe hattına geri dönmesini sağladı. Ayrıca Wagner konvoylarının hızlı bir biçimde Moskova’ya harekete geçmesi ve hiçbir mukavemetle karşılaşmaması da Rus ordusunun ülke içerisindeki zayıf konumunu gösterdi. Eğer kriz çözülmemiş olsaydı ve Wagner konvoyları Moskova kapısına dayanacak olsaydı bu birliklerle mücadele için Rus ordusu bazı birlikleri cephe hattından geri çekmek zorunda kalacaktı. Dolayısıyla krizi çözmek, cephe hattında yaşanacak muhtemel bir boşluğu hızlıca bertaraf etmiş oldu.
Her ne kadar krizin sonlandırılması ve Wagner’in üslerine çekilmesi için Şoygu ve üst düzey askeri bürokratların görevden alınması sözü verildiği iddia edilse de taraflardan buna dair bir açıklama yapılmadı. Dolayısıyla bu sözler genel hatlarıyla verilmiş olsa da Putin ve ekibi böyle bir taahhüdü açıktan reddedecek, konuşulan şartları zamana yayarak gerçekleştirecektir. Bu da Putin için bu aşamada hayati olan tek otorite olma imajını teyit için büyük öneme sahip. Aksi taktirde, Ukrayna savaşına eleştirileri olan ancak bu süreçte Prigojin’e açıktan destek açıklamayan siyasi ve askeri elitlerin bir sonraki fırsatta daha organize bir şekilde böyle bir kalkışmaya girişmesi için yol açılmış olur.
UKRAYNA’YA ÖZ GÜVEN AŞILAYACAK
Kısa vadede krizin tamamen dondurulduğu, tarafların yaptığı sert açıklamaları unuttuğu bir birlik imajı oluşturulmaya çalışılacaktır. Orta vadede ise önce Şoygu ve Gerasimov’un konumları, taahhütler çerçevesinde tartışmalı hale getirilecek ve Prigojin’in talepleri kısmen karşılanacaktır. Ancak sonraki aşamada Şoygu ve Gerasimov’un yerine gelecek aktörlerin, yeni bir askeri reform ve yeniden yapılanma gerekçesiyle Wagner oluşumunu dağıtması, birliklerini ordunun farklı birimlerine entegre etmesi ve böylece Prigojin’in tasfiyesi yoluna girilmesini bekleyebiliriz.
Sonuç olarak iki günlük süreçte yaşananlar, Ukrayna savaşında zor durumda olan Rus yönetiminin iç karışıklıklarını apaçık bir şekilde gözler önüne serdi. Bu aşamada verilecek tüm birlik mesajlarına rağmen hem Wagner ve Rus ordusunun zaten zayıf olan savaşma motivasyonu tartışılacak hem de kriz Ukrayna tarafına büyük bir öz güven aşılayacaktır. Putin iktidarının geleceği için büyük çıkarımlar yapmak hatalı olacaksa da Moskova’da kısa ve orta vadede çok şeyin değişeceği de kaçınılmaz bir gerçektir.
HABERE YORUM KAT