Popülizmde ‘ölümü gösterip sıtmaya razı etmek’ hevesi mi var?
Fransa’daki cumhurbaşkanlığı seçimleri dikkatle takip edilirken siyasi arenadaki değişimlerin, popülist söylemlerden nasıl beslendiği de ortaya çıkıyor. Aşırılık yanlısı, göçmen karşıtı partiler arasındaki mücadeleden en az aşırı olanı üste çıkıyor.
HAKSÖZ HABER
Yunan-Fransız Bilim Enstitüsü Başkanı Giorgos Stephanidis Fransa’daki aşırı sağın iç mücadelesi ve cumhurbaşkanlığı seçimi için şöyle söylüyor:
“İlk turda daha da sağcı bir parti vardı, o da Eric Zemmour’un partisiydi: ‘Bu, Le Pen’in aşırı sağcı olarak değil, ‘makul’ bir aşırı sağcı olarak sunulmasını sağladı. Yanınızda daha aşırıcı bir parti varsa, siz de daha az aşırıcı görünürsünüz.’ Le Pen’in anketlerde zirveyi zorlamasını sağlayan bir diğer unsur da ilk turda bölünmüş ve kararsız görünen klasik sağ tabandan çok fazla oy almasıydı.”
Türkiye’de aşırı sağın ve solun uç noktalarında yer alan küçük partilerin seçim öncesi sayıları arttığı gibi siyasi arenada polemik konusu edilmeleri veya ifade ettikleri aşırı yorumlar medyada daha sık karşımıza çıkıyor. Sağ veya sol partiler veya görüşlerden ziyade partilerin her ne kadar ideolojileri birbirine uzak olsa da ortak ifade ettikleri söylemlerin kendilerini bir noktada birleştirdiği görülüyor.
Dengeyi yitiren partilerin Türkiye siyasi arenasında neler yapabildiğine geçmiş örneklik ve bugünkü iktidarda rastlamak mümkün. Toplumdan oy beklentisine giren ve popülizmi oy kazanma sanatına eviren partilerin dengeleyici siyasi söylemlerinden vazgeçip ağırlığı kazanmaya oynamak için kullanmaları toplumsal tahribata yol açacak gibi görünüyor.
Irkçılık, göçmen karşıtlığı, yabancı düşmanlığı, ulus söylemlerine daha sık yer verme, İslam karşıtlığı gibi konularda Türkiye’de aşırıya kaçan partiler olduğu biliniyordu. Ancak son zamanlarda bu partilerin söylemleri medyada daha sık görülür olurken, diğer partiler tarafından dikkate alındıkları ve söylemlerine hızla cevap üretildiği görülüyor.
Yanınızda daha aşırıcı bir parti varsa, siz de daha az aşırıcı görünürsünüz söylemine Türkiye’de de rastlanıyor. Örneğin, CHP’nin aşırılık yanlısı söylemlerini ‘helalleşme’ ile giderdiği hikayeleri yerini politik çıkarlara bırakırken, onunla aynı söylemi daha keskin ifade eden İYİ Parti ve Zafer Partisi’nin oylarının belli bir potada birikmesi gerekecek.
Seçimlere henüz aylar olmasına karşın Türkiye’deki siyasi atmosferin şu anki ruh hali farklı topluluklar için olumsuz sonuçlara gebe… Söylemsel şiddetin eyleme geçilmemesi için sağduyunun siyasi arenada hakim kılınması gerekiyor. Her ne kadar bu küçükmüş gibi görünen partilerin iktidar olmayacağı düşünülse de hesaba katılması gerektiği aşikar. Bu konuda Trump gibi aşırılık yanlısı bir siyasinin ABD gibi bir ülkeyi yıllarca başkan olarak yönettiğini hatırlatmak yeterli olacaktır.
HABERE YORUM KAT