1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. Peygamberlerin Yolu: Islah
Peygamberlerin Yolu: Islah

Peygamberlerin Yolu: Islah

Özgür-Der Bursa Şubesi alternatif eğitim programları kapsamında düzenlediği aylık seminerlerinden bu dönem ikincisini ''Peygamberlerin Yolu: Islah” başlığı altında Rıdvan Kaya'nın katılımı ile Ördekli Kültür Merkezi'nde gerçekleştirdi.

20 Kasım 2019 Çarşamba 00:42A+A-

Zehra Jiyan Çaltek / Haksöz Haber

Yaşadığımız dönemde; takvanın ve tevazuunun öne çıktığı bir ortamı değil de aksine bunların daha çok dışlandığı, kibrin, müstağniliğin ve bireyciliğin daha belirgin hale geldiği bir atmosferi hep beraber soluduğumuzu belirterek sözlerine başlayan Rıdvan Kaya, Müslümanların da bu durumdan etkilendiğini, ilişkilerimizin dava bilinci ve iman bağlılığından ziyade yüzeysel bir hal aldığını dile getirdi. Hz. Aişe validemizden rivayet edilen, “Resulullah (as) bir gün kendisine üzerinde nakışlar bulunan siyah bir elbise getirmişti ve bununla namaz kıldı. Namazdan sonra elbiseyi çıkarıp şöyle buyurdu: Bu elbisenin nakışları namazda dikkatimi çekti, beni meşgul etti ve namazdan alıkoydu. Bunu yerine bana nakışsız bir elbise getirin.” hadisini hatırlatarak peygamberin örnekliğine vurgu yapan konuşmacı, aynı şekilde bizimde günlük yaşantımızda kendimize Rabbimizden alıkoyan ne tür meşguliyetler içerisinde olduğumuzu sormamız gerektiğini belirtti. Herkesin birbirine dünyayı hatırlattığı, dünyevi hırs ve kaygıların öne çıktığı günümüz ortamında müminlerin birbirlerine mutlaka Rabbi hatırlatma çabası içerisinde olması gerektiğini vurguladı.

Konforlu bir hayat kaygısı ön plana çıkmış ise kaybetmişiz demektir.

“Eğer hayatlarımızda iman hassasiyeti ve cihat etme ruhu geri plana çekilmiş,lüks ve daha konforlu bir hayat kaygısı ön plana çıkmış ise kaybetmişiz demektir.” diyen konuşmacı, bu konuda Müslümanların sıradan insanlardan farklı bir kimlik temsil edebilmesinin gerekliliği üzerinde durdu. Bu doğrultuda Müslümanların akıntıya kapılmaması için üç önemli husustan bahsetti:

1) Hayatı vahiy ışığında okuyabilmek

Yaratılış gayemizin Allah’a kulluk olduğuna vurgu yapan Kaya, “Bu gaye dışındaki bütün işler, ilişkiler, niyetler ve özlemler ancak bu amaca hizmet ederse anlamlıdır, azizdir.” diyerek, Müslümanlar olarak öncelikli hedeflerimiz konusunda net olmamız gerektiğini belirtti.

Hayatı doğru okuyamadığımız zaman dünyevi kayıpların ve sıkıntıların zihnimizi haddinden fazla meşgul ettiğine dikkat çeken Kaya; Müslümanların bu anlamda sabrı ve şükrü hayatlarına iyi oturtmak zorunda olduğunu ve çabalarının dünyada karşılık bulmasa dahi, Allah katında asla zayi olmayacağını belirtti. Resulullah’ın, “Bir kimsenin ayağına batan dikenin acısı da dâhil olmak üzere, Müslümanların başına gelen her türlü yorgunluk, hastalık, keder ve üzüntü Allah’ın kullarına hatalarının mağfireti için vesilesidir.” sözünü hatırlatan Kaya, bu müjdenin dahi bizler için mükâfat olduğunu ifade etti.

2) Aidiyet bilincine erebilmek

Müslümanlar arasında kardeşlik ruhunun hâkim olduğu bir istişare ahlakının mutlaka tesis edilmesi gerektiğini vurgulayan konuşmacı; kapitalist tüketim kültürünün, insanları birey haline getirip dönüştürmeyi çok kolay başarabildiğini buna ancak Müslümanların Müslümanlarla birliktelik duygusunu sağlamlaştırdığı oranda direnebileceğini ifade etti.

3) Tebliğ ve daveti hayat tarzı edinmek

Müslümanların temel vazifesi olan tebliğ ve davet görevlerinin sistemli bir şekilde yerine getirilmesi gerektiğini vurgulayan konuşmacı konu bağlamında “Onlar işledikleri kötülüklerden birbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Andolsun yaptıkları ne kötüdür.(Maide:79)” ayetini hatırlattı. İfsadın yaygınlaştığı bir ortamda kötülükten alıkoyma anlamında çaba sarf etmemenin, müminler açısından o bozulmuşluğun içselleştirilmesini kaçınılmaz kılacağını belirtti.

Sahte ilahları reddetmek ve sadece Allah’a itaat etmek için mücadele etmemiz gerektiğini ve bunun bir kimlik bütünlüğü gerektirdiğini söyleyerek sözlerine devam eden Kaya, bu noktada bir takım gerilemelerin meydana gelebileceğini ancak mücadelenin bitmediğini, kimliğimizi ve zihnimizi diri tutmamız gerektiğini ifade etti ve şu örneği verdi:

“15 Temmuz, bu ülke halkı açısından büyük bir kazanım oldu. İnsanlar çıplak bedenleriyle tankların üstüne çıkarak darbecileri geri püskürttüler. Ancak sonraki sürece baktığımızda sorunların hallolmadığını hamasi söylemlerin süratle ivme kazandığını, Kemalizm dayatmasının güçlenerek devam ettiği görüyoruz.”

Hz. Aişe validemizden rivayet ile gelen, “Kim insanların gücenmesini göze alarak Allah’ın rızasını gözetirse, insanlardan gelen sıkıntılara karşı Allah ona yeter. Kim de Allah’ın gücenmesini göze alarak insanların rızasını gözetirse, Allah onu insanların insafına bırakır.” hadisi hatırlatılarak tebliğ ve davet konusunda müminlerin net olması gerektiği vurgulandı.

Hayatımızın merkezinde Rabbimizin rızasının bulunması gerektiğini ifade eden Kaya, dünyevi anlamda da bazen bedel ödeyebilmemiz gerektiğini söyleyerek sözlerini tamamladı.

Ardından soru-cevap kısmına geçilerek program sonlandırıldı.

6050-001.jpg

6051.jpg

HABERE YORUM KAT