Peygamberlere Mucize/Ayet Verilmiş midir?
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Allah’a hamd, resulüne selam olsun. Bugünkü yazımızda ayet kavramı üzerinde durmaya devam edeceğiz.
Bilindiği gibi ayet kavramının kullanıldığı anlamlardan birisi mucizedir. Şimdi de mucizenin daha iyi anlaşılması için bazı sorularla konuyu açmaya çalışalım;
Mucize Kur’an’da nasıl kullanılmıştır?
A’ceze-yü’cizu-i’cazen kökünden türeyen mucize kelimesi sözlükte; öne geçilip tutulmamak, aciz bırakmak, aciz kılmak, aciz bulmak anlamlarına gelirken, kavram olarak ise Yüce Allah’ın beşerin asla güç yetiremediği olağanüstü şeylerle, peygamberlerini desteklenmesini ifade etmektedir.
Mu’cize ifadesi, kavram anlamıyla (yani resullerin desteklendiği mucize anlamında) Kur’an’da hiç kullanılmamıştır. Aciz olmak, aciz bırakmak ve benzeri sözlük anlamlarda ise yirmi altı (26) defa kullanılmıştır. Şu örnekte olduğu gibi;
“Yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakmadılar mı? Oysa onlar kendilerinden daha da kuvvetli idiler. Göklerdeki ve yerdeki hiçbir şey, Allah'ı âciz bırakacak değildir. Şüphesiz O, hakkıyla bilendir, hakkıyla kudret sahibidir.”(35/44)
Kur’an’da kavram anlamıyla mucizenin yerine kullanılan kelime ise “ayettir”. Bazen mucize anlamındaki ayetler “Bunları sana en büyük ayetlerimizden/mucizelerimizden (bir kısmını) gösterelim” diye yaptık.”(20/23) örneğinde olduğu gibi, diğer ayetlerden en büyük ifadesi ile ayrıştırılmakta, bazen de beyyine (7/73) ve beyyinat (2/92) olarak da nitelendirilmektedir.
Mucize nedir ve resullere mucize verilmiş midir?
Mucize kavram olarak, Allah’ın resulleri terbiye etmek ve kalplerini teskin etmek veya onların eliyle insanlara, olağanüstü bazı olayları göstermek anlamlarına gelmektedir.
Bu nedenle mucizeleri ikiye ayırmak mümkündür;
a-) Resullerin kendilerini eğitmeye ve kalplerini teskinine yönelik, yüce Allah’ın gösterdiği ve yaşattığı mucizeler.
Bu mucize çeşitlerine Kur’an’da anlatılan şu örnekleri verebiliriz.
1-)Yüce Allah’ın beni İsrail peygamberlerinden Hezekiel (a.s)’a yaşattığı tecrübe ve olağan üstü olay (Bu peygamberin Üzeyr veya Yeremya olduğu da söylenir.):
“Yahut altı üstüne gelmiş (ıpıssız duran) bir şehre uğrayan kimseyi görmedin mi? O, "Allah, burayı ölümünden sonra nasıl diriltecek (acaba)?" demişti. Bunun üzerine, Allah onu öldürüp yüzyıl ölü bıraktı, sonra diriltti ve ona sordu: "Ne kadar (ölü) kaldın?" O, "Bir gün veya bir günden daha az kaldım" diye cevap verdi. Allah, şöyle dedi: "Hayır, yüz sene kaldın. Böyle iken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış. Bir de eşeğine bak! (Böyle yapmamız) seni insanlara ibret belgesi kılmamız içindir. (Eşeğin) kemikler(in)e de bak, nasıl onları bir araya getiriyor, sonra onlara nasıl et giydiriyoruz?" Kendisine bütün bunlar apaçık belli olunca, şöyle dedi: "Şimdi, biliyorum ki; şüphesiz Allah'ın gücü her şeye hakkıyla yeter."(2/259)
2-) Hz. İbrahim (a.s)’a yaşatılan tecrübe ve olağan olay:
“Hani İbrahim: "Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster" demişti. (Allah ona:) "İnanmıyor musun?" deyince, (İbrahim) "Hayır (inandım), fakat kalbim kuvvet bulsun diye (görmek istiyorum) dedi. "Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır, sonra onları (parçalayıp) her bir parçasını bir dağın üzerine bırak, sonra da onları çağır. Sana koşarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir." (2/260)
3-) Yüce Allah’ın Musa (a.s.) ile konuşması ve dağa tecellisiyle onu eğitmesi:
“Mûsâ, belirlediğimiz yere (Tûr'a) gelip Rabbi de ona konuşunca, "Rabbim! Bana (kendini) göster, sana bakayım" dedi. Allah da, "Beni (dünyada) katiyen göremezsin. Fakat (şu) dağa bak, eğer o yerinde durursa sen de beni görebilirsin." dedi. Rabbi, dağa tecelli edince onu darmadağın ediverdi. Mûsâ da baygın düştü. Ayılınca, "Seni eksikliklerden uzak tutarım Allah'ım! Sana tövbe ettim. Ben inananların ilkiyim" dedi.” (7/143)
4-) Hz. Yunus (a.s.)’a balık tarafından yutulma ve kurtarılma olaylarının yaşatılması.
“Şüphesiz Yûnus da peygamberlerdendi. Hani o kaçıp dolu gemiye binmişti. Gemidekilerle kur'a çekmiş ve kaybedenlerden olmuştu. Böylece, Yûnus kendini kınayıp dururken balık onu yuttu. Eğer o, Allah'ı tespih edip yüceltenlerden olmasaydı, mutlaka insanların diriltileceği güne kadar balığın karnında kalırdı. Derken biz onu hasta bir hâlde sahile attık. Üzerine geniş yapraklı bir ağaç bitirdik. Biz onu yüzbin, yahut daha fazla insana peygamber olarak gönderdik. Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.”37/ 139-148)
5-) Hz. Davud’un (a.s.) gönderilen meleklerle eğitilmesi:
“Davud, onları yanında görünce telaşlanıp korktu; bunun üzerine: "Korkma!" dediler, "Biz (sadece) iki davacıyız. Birimiz ötekinin hakkına tecavüz etti, şimdi aramızda adaletle karar ver, doğrudan ayrılma ve (ikimize) dürüstlük yolunu göster". Bu kardeşimin doksan dokuz koyunu var. Benimse bir tek koyunum var. Böyle iken Onu da bana ver" dedi ve konuşmada bana ağır bastı (onunla baş edemedim.)" (Davud) dedi ki: "Bu (adam) senin koyununu kendininkiler arasına katmayı istemekle sana haksızlık yapmış! Zaten yakınların çoğu birbirlerine aynı şeyi yaparlar, (Allah'a) inanıp doğru ve yararlı işler yapanlar hariç. Böylesi de ne kadar az!" Davud, (bunları söylerken) Bizim kendisini sınadığımızı (birden) anladı; bunun üzerine Rabbinden günahını bağışlamasını diledi, secdeye kapandı ve tevbe ederek O'na yöneldi. Biz de bu (hatası)nı bağışladık, (öteki dünyada) o'nu Bizim yakınlığımız ve menzillerin en güzeli beklemektedir.” (38/22-25)
6-) Hz. Lut (a.s.)’a melekler konuşma ve melekler tarafından korunma olayının yaşatılması: (11/77-83)
7-) Hz. Musa’ya Salih kulla(melekle) bazı olayların, arka planının öğretilmesi: (18/60-82)
8-)Eyyüp (a.s.)’a olağanüstü bir şekilde şifanın lütfedilmesi:
“(Ey Muhammed!) Kulumuz Eyyûb'u da an. Hani o, Rabbine, "Şeytan bana bir yorgunluk ve azap dokundurdu" diye seslenmişti. Biz de ona, "Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içecek soğuk bir su" dedik. Biz ona tarafımızdan bir rahmet ve akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir o kadarını bahşettik.” (38/41-43)
b-) Bir kısım resullerin Allah’ın elçisi olduklarının bir delili olarak, halkın gözleri üzerinden gerçekleşen olağan üstü olaylarla desteklenmeleri.
1-) Hz. İsa’nın mucizelerle desteklenmesi:
“O gün Allah, şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa! Senin üzerindeki ve annen üzerindeki nimetimi düşün. Hani, seni Ruhu'l-Kudüs (Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlara konuşuyordun. Hani, sana kitabı, hikmeti, Tevrat'ı, İncil'i de öğretmiştim. Hani iznimle çamurdan kuş şekline benzer bir şey yapıyordun da içine üflüyordun, benim iznimle hemen bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle doğuştan körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Hani benim iznimle ölüleri de (hayata) çıkarıyordun. Hani sen, İsrailoğullarına açık mucizeler getirdiğin zaman, ben seni onlardan kurtarmıştım da onlardan inkâr edenler, "Bu, ancak açık bir büyüdür" demişlerdi.” (5/110)
2-) Hz. Süleyman’ın mucizelerle desteklenmesi:
Süleyman, Dâvûd'a varis oldu ve "Ey insanlar, bize kuş dili öğretildi ve bize her şey verildi. Şüphesiz bu, apaçık bir lütuftur" dedi. Süleyman'ın, cinlerden, insanlardan ve kuşlardan meydana gelen orduları onun önünde toplandı. Hep birlikte düzenli olarak sevk ediliyorlardı.” (27/16-17)
“Süleyman için de, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay (mesafe) olan rüzgâra (boyun eğdirdik); erimiş bakır madenini ona sel gibi akıttık. Onun eli altında Rabbinin izniyle iş gören bir kısım cinler vardı. Onlardan kim bizim emrimizden çıkıp sapacak olsa, ona çılgın ateşin azabından tattırırdık.”34/12)
3-) Hz. Musa’nın mucizelerle desteklenmesi: (7/132-160)
4-)Hz. İbrahim’in mucizelerle desteklenmesi: (21/68-71)
5-) Hz. Salih’in mucizeyle desteklenmesi (11/63-66)
Peygamberlerin kendileriyle desteklendiği mucizeler, yukarıya aldığımız olaylarla sınırlı değildir. Ancak yukarıda verilen örnekler meselenin anlaşılması için yeterli olacaktır.
İnşallah gelecek yazımızda Hz. Muhammed’e mucize verilip verilmediğini işlemeye çalışacağız. Sözlerimizin sonu Allah’a hamdtır. Rabbimizden bizi ve tüm mümin kardeşlerimizi bağışlanmasını niyaz ederiz.
YAZIYA YORUM KAT