Önceki gün bir ulusal haber kanalı Doğu Perinçek’in sözlerini merkeze alan bir oturum tertip etti ve iktidara yakın kimi isimlerin de davet edildiği programda bol bol ‘aynı gemideyiz’ türküsü dillendirildi.

Perinçek’in kimliği, çizgisi, hedefi belli. Onun açısından tartışılacak bir şey yok. Adam pragmatist ve her dönemde gündemde kalmayı başarıyor ama Allah var, İslam düşmanlığından da asla taviz vermiyor. Şaşıracak bir şey yok elbette, adamın hareket hattı bu!

O, 80’li yıllarda Turan Dursunlarla çıktığı yolculuğunu Şeytan Ayetleriyle devam ettirip, Sivas provokasyonuyla halen onlarca kardeşimizin ve ailelerinin yaşadığı zulmün tetiğini çekmiş bir kişi. Yetmemiş, 28 Şubat’ta “İnkılap Kanunları Uygulansın!’ çağrısıyla İsrail-Amerikan uşağı generallerle İslami hareketi ezme kampanyasında başrollerde oynamış. Bu da yetmemiş, Esed zaliminin tüm suçlarını savunmuş, Suriye halkının vahşice ezilmesine, yok edilmesine, milyonlarca insanın uğradığı insanlık suçlarına destek vermiş bir kişi!

Ne yazık ki, devletçilik, milliyetçilik hastalığı bazılarını o derce köreltmiş, o derece İslamilikten hatta insanilikten uzaklaştırmış ki; bu, Perinçek’le aynı gemide yolculuğu içselleştirmeye kadar götürmüş!

İktidara dört elle sarılma, onu elden kaçırmama adına herkesle dost olma tutumu bu zevata Perinçek’i bile sevimli gösterebiliyor. Dolayısıyla gözleri hiçbir şey görmüyor. Oysa ortada açık bir zulüm, müthiş bir kirlilik var.

İşte Perinçek’in Aydınlık gazetesinin bugünkü manşeti: Rusya’nın dün Cisr eş-Şuğur’da katlettiği 5’i çocuk, 10 sivilin katledilmesini kutluyor.

Esed-Perinçek zihniyetine gayet yakışır bir durum! Üzüldük deselerdi asıl o zaman şaşırtıcı olurdu ve zaten inanmazdık!

Bu zihniyet sahipleriyle ‘aynı gemi’de yolculuğa çıkmayı hazmedebilenlere de afiyet olsun!