Perinçek yine ‘Pes’ dedirtti: Rusya ve İran Ermenistan’ın karşısında, Azerbaycan’ın yanındaymış!
Kübra Par’ın Habertürk’te sunduğu Açık ve Net programına katılan Doğu Perinçek, Azerbaycan-Ermenistan gerilimi karşısında İran-Rusya bloğunun konumu üzerine yaptığı değerlendirmelerle yine ‘pes’ dedirtti!
HAKSÖZ-HABER
Kübra Par’ın Habertürk’te sunduğu Açık ve Net programında Azerbaycan-Ermenistan gerilimi konuşuldu.
Haksöz-Haber Genel Yayın Yönetmeni Kenan Alpay ve Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in yanı sıra CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre, Emekli Kurmay Albay Ünal Atabay ve Prof. Dr. Mehmet Şahin’in konuk olduğu programın ilk bölümünde “İşgalci Ermenistan kimden güç alıyor?” sorusuna cevap arandı. Doğu Perinçek’in bu soru üzerine yaptığı değerlendirmeler programın sunucu Kübra Par’ı da çileden çıkardı!
İşgalci Ermenistan Amerika’dan güç alıyormuş, Rusya Azerbaycan’ın yanındaymış!
Dünyanın Azerbaycan-Ermenistan gerilimi karşısında ikiye bölündüğünü belirten Doğu Perinçek, savaşa doğru giden süreçte ABD’nin Ermenistan’ı tetiklediğini iddia ederek ABD-Fransa-İsrail bloğunun Ermenistan’ın yanında-Azerbaycan’ın karşısında konum belirlediğini öne sürdü. Her zaman yaptığı gibi Rusya ile İran’ı tereyağından kıl çeker gibi aklamaya gayret eden Perinçek Rusya-İran-Türkiye’nin ise ayrı bir blok olduğunu ve Azerbaycan’ın yanında-Ermenistan’ın karşısında konumlandığını iddia etti!
Kübra Par: İran-Rusya Azerbaycan’ın yanındaysa Ermenistan’a neden ‘Dur’ demiyor?
Doğu Perinçek’in objektif gerçekleri ters-yüz ederek Rusya-İran ile Türkiye’yi yan yana getirmesi programın sunucusu Kübra Par’ı da çileden çıkardı!
Perinçek’in, Kübra Par’ın “Peki, şimdiye kadar neden İran-Rusya ‘Ey Ermenistan! Sen bu işgal ettiğin topraklardan çekil!’ demediler? Ermenistan’ın şuanda askeri gücünü tamamen Rusya’dan aldığı ve bu çatışmada da Rusya’nın desteği olduğu sıklıklar dile getiriliyor… Rusya, ‘Ey Ermenistan! Sen buradan çekil’ dediğinde Ermenistan kalır mı?” soruları karşısında zor anlar yaşadığı gözlendi.
Kenan Alpay: Ermenistan Rusya adına bölgede bir lejyon gibi kullanılıyor
Doğu Perinçek'in gerçekleri çarpıtan bu değerlendirmelerine üzerine söz alan Kenan Alpay, hem bölgedeki Rusya-Ermenistan işgal gerçekliğinin altını çizdi, hem de Perinçek'in çarpıtmalarına cevap verdi.
Kübra Par'ın "Sizce de İran-Rusya-Türkiye bu konuda aynı safta mı, değil mi?" sorusu bağlamında Kenan Alpay özetle şunları söyledi:
Ortada açık bir manzara var. Türkiye ile Rusya, Azerbaycan-Ermenistan meselesinde ayrı yerdeler hatta karşı kutuplardalar. Çünkü Ermenistan bu işgale girişirken Rusya’nın açık desteğiyle bu işgali ve katliamı gerçekleştirdi. Çünkü Ermenistan sadece kendi güçleriyle, kendi askeri kapasitesiyle bunu yapmadı. Bölgede bulunan Sovyetler Birliği’ne ait 336’ıncı Mekanize Zırhlı Birlik ile işgal ve katliamlarına Hocalı’dan başladı Karabağ’ın yedi vilayetine kadar taşıdı. Bunların tümünü Sovyetler Birliği’nin askeri imkanlarıyla gerçekleştirdi.
Bu sahada olandı ama diğer taraftan diplomatik-siyasi açıdan da Rusya, Azerbaycan’ı Ermenistan eliyle açıkçası budadı. Nasıl budadı? 1918-1920 yıllarında Azerbaycan’ın toprak çerçevesini düşündüğümüzde yaklaşık olarak 150 bin km kare iken bugüne baktığımızda ancak 80 bin km kareye indi. Peki, Azerbaycan’ın bu topraklarını kim kuşa çevirdi? Kim Azerbaycan’daki insanları tehcire tabi tuttu? Kim yaklaşık bir milyon Azerinin tehcirinden sonra bölgeye Ermeni toplumunu iskan ettirdi? Açık bir şey ki bunların tümü Rusya’nın eliyle oldu.
Evet, Rusya bugün Moskova radyosuna Aliyev’i bağladı ama aynı dönemde Paşiyan da bağlandı. Ben bunda bir anormallik görmüyorum fakat “Araları çok güzel. Rusya, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne çok saygılı. Katliam yapılmasından son derece üzgün ama ne yapalım ki Ermenistan’ı engelleyemiyor” gibi bir tablo da hakikatle bağdaşmaz. Neden bağdaşmaz? Çünkü Ermenistan açıkçası Rusya adına bölgede bir lejyon gibi kullanılıyor. Yani bir devlet gibi değil, bir ileri karakol gibi kullanılıyor. O ileri karakol, bir taraftan Gürcistan’a öbür taraftan da Azerbaycan’a karşı kullanılıyor.
Son 27 Eylül’den bu yana yaşanan tabloda gördüğümüz nedir? Kafkasya-2020 tatbikatı yapılıyor. Tatbikata katılan ülkeler Çin, Rusya, İran, Ermenistan, Belarus, Myanmar ve zannediyorum biraz da Pakistan askeri var. Tatbikat biter bitmez hemen Ermenistan tarafından Azerbaycan’a çok ciddi bir saldırı yapılıyor ki bu Temmuz’da yapılanlar gibi küçük çaplı bir saldırı da değil. Azerbaycan hükümetini seferberlik ilan etme durumuna getirecek kadar yüksek bir tehdidi ihtiva ediyor…
(Kübra Par: Yani siz Ermenistan’ın bu saldırılarını Rusya’nın tetiklemesiyle mi başlattığını düşünüyorsunuz?)
Başka türlü olamaz. Nedenine gelince; bölgede bulunan Ermenistan her açıdan şuanda içinde bulunduğumuz 2020 senesinden 80 sene geride yaşıyor. Hiçbir ekonomik, iktisadi, siyasi varlığı olmayan, askeri varlığı tamamen Rusya’nın bölgeye bırakmış olduğu birtakım imkanlardan ibaret olan bir devlet olarak görünüyor. Bu birincisi…
İkincisi; denildiği gibi Ali Hamaney “Biz Azeri kardeşlerimizin şehit olduğuna inanıyoruz. Allah rahmet etsin” filan dedi. Hatta Tebriz’deki imamı da benzer açıklamalar yaptı ama hepimizin bildiği gibi bu saldırılar başladığında Gürcistan hava sahasını tamamen Rusya’nın askeri uçuşuna kapattı. Peki, Rusya Ermenistan’a yaptığı askeri uçuşları hangi kanal üzerinden, hangi hava sahası üzerinden gerçekleştirdi? Elbette ki İran üzerinden! Dolayısıyla bugün İran’da birtakım milletvekillerinin, siyasilerin, yüksek bürokratların “Biz Azerbaycan’ın yanındayız” demesi başka bir şey; diğer taraftan kara yoluyla Ermenistan’a silah sevkiyatı yapılmış olması da başka bir şey… Neden? Çünkü bakın bugün Ermenistan sınırlarında birçok insan yolları kapattılar, lastikler ateşe verdiler ve İran devletinin Ermenistan’a yapmış olduğu askeri sevkiyatları kınadılar. Ermenistan’a tabi ki gıda, sağlık gibi temel insani ihtiyaçların sevkedilmesinde hiçbir sorun yok ama eğer siz bu bölgede doğrudan işgalci bir rejimin yanında duruyorsanız o zaman da bizim “dur bir dakika” dememiz lazım. Kaldı ki 27 Eylül’de başlayan bu taarruzla birlikte İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü tarafından bir açıklama yapıldı. Açıklamada iki vurgu çok dikkat çekiciydi. Bunlardan bir tanesi “Bölgede istikrarın bozulmasını istemiyoruz” sözüydü. “Bölgede istikrarın bozulmasını istemiyoruz” demek “Biz işgalin sürmesinden yanayız… Evet, bir ateşkes var ama kesinlikle barışa dönüşmesin; evet, bir ateşkes var ama kesinlikle Ermenistan’ın BMGK tarafından alınmış olan beş tane kararının geçersiz sayılması anlamında değil” demek oluyor. Başka bir şey daha vardı ki bu da son derece dikkat çekiciydi; bence bu da Rusya’nın ve İran’ın Türkiye ile Kafkasya coğrafyasında tamamen zıt olduğunun önemli bir göstergesiydi… İran’ın Dışişleri Bakanlığında bulunan sözcü aynen şu ifadeyi kullandı: “Biz bölgede Kafkasya dışından gelen bir ordunun bulunmasını istemiyoruz.” Peki, acaba Kafkasya dışından gelen ordu kimdi? Bu açıkça Türkiye idi…
Dolayısıyla Azerbaycan işgalini kim destekliyor? “Soros’un çocukları” dediler. Evet, destekliyorlardır. Neden bu işgal bitmiyor? Efendim çünkü Amerika’da Ermeni diasporası çok güçlü. Evet, bu da doğrudur. Efendim çünkü Fransa’da Ermeni lobisi çok güçlüdür. Evet, bu da doğrudur ama unutmayalım ki; bu işgali gerçekleştirenler diasporadakiler değildi, lobiciler değildi. Bu işgali gerçekleştirenler Sovyetler Birliği’nin, Rusya’nın mekanize zırhlı birlikleriydi. Dolayısıyla orada bir algı operasyonuna girişmeyelim. Gerçekleri görelim. Rusya ile ilişkiler sürecekse; evet, insani düzeyde elbette ki sürecek. Ekonomik düzeyde elbette ki sürecek. Ama onun işgalci politikalarını, bölgeyi ateşe veren politikalarını burada örtmeye veya manipüle etmeye girişmek hiçbirimize yakışmaz.
HABERE YORUM KAT