Peçe Avı
Tesettürlü dolaşabilme özgürlüğünün kısıtlandığı bir çok ülke saymamız mümkün. Yasağın olmadığı yerlerde bile bir şekilde sınırlarla karşılaşıyorsunuz, eğer tesettürlü bir kadınsanız.
Peçeli dolaşan kadın olmak ise neredeyse Avrupa ülkelerinde imkansız hale gelecek, ileriki günlerde. Peçelileri ihbar edene para ödüllerinin verildiği ülkeler var mesela. Bir çok ülkede yasaklanıyor, uymayanlar para cezasına çarptırılıyor veya Belçika'da peçeli dolaştığı için Stephanie Djato gibi, direnip polisle çatışma yaşayabiliyorsunuz.
Mısır'da peçeli kadınların çalıştığı tv kanalının test yayını yaptığını okumuştum. Çalışanların tümü peçeli. Bir imam tarafından kurulan kanalda, peçe çalışmaya engel teşkil etmemiş görünüyordu.
Peçeyi bir kadının bakışıyla sorgulamak istiyorum bugün. Uzun yıllardır peçe ile tanışıklığı olan bu müslüman kadının, dış dünyayı hep bir perdenin arkasından gören bakışlarını üzerimde hissederken, büyük bir güven duygusunun da varlığı oracıkta sarıyor beni.
1980'li yılların Türkiye'sinde tanışmış peçe ile. Aşamalı bir süreçten sonra karar vermiş. Kararına eşini hiç karıştırmadığını öğreniyorum laf arasında. Mezhebi farklılıkların varlığı onu etkilemişe benzese de Kur'an'ın hitabının onu daha çok etkilediğini kesin bir dille ifade ediyor.
Dindar ailenin dindar kızı olarak yetişmiş. Çok düşünerek, aşamalar katederek kabullenişini şu cümle ile noktalıyor: 'Hızlı giymek, hızlı çıkarmak' demek. Bunu belirtirken kararını çabuk vermediğini anlıyorum.
Zamanında dindarlardan ve dindar olmayanlardan topyekun bir dışlama ile karşılaşması ve evlerine kabul etmeyenlerin varlığı onu incitmişe benziyor.
Hastanelere gidemediğinden, çocuklarını okula kaydedemediğinden yakınıyor.
Almanya'ya göçün ardından yaşadıkları ise trajedilerle dolu. Daha vize başvurusunda yasakla tanışıyor. Bahçeye alınmıyor ve sebepsiz yere beklemesi isteniyor bir çok yerde olduğu gibi.
"Avrupa'da örtünmeye kimse karışmıyor, rahatsınız" sözlerinin doğru olmadığını ifade ederken Avrupalının bu işi sinsice yaptığını belirtiyor.
Doktorların arasında muayene etmeyenlerin olduğunu, güvenlik güçlerini çağırdıklarını, hipokrat yeminine aykırı davranan doktorla yaşadıklarını mahkeme koridorlarına taşıdığına mı, cadde ve sokaklarda haddi hesabı olmayan hakaretlerin yaşanmasına mı yansam karar veremedim. Arabasıyla geçerken dahi insanların kafalarını uzatıp küfürler savurduklarını donakalarak dinliyordum.
Hele Türk Konsolosluğunda yaşadıkları başlı başına skandallarla dolu. İçeri girebilen eşini beklerken sıranın ona gelmesi ile polisin kafasına silah dayadığını ve en ufak bir mukavemette karşılığını bulacağını söylediğini duyduğumda, hayretimi gizleyememiş, vatandaşı olduğum ülkenin yaptıklarını hiç hazmetmemiştim. Eşinin gelmesi ile dışarı çıkarılarak bu işkenceden kurtulduğunu anlattırken, dışarıdaki hayatın da rahat olmadığını anlıyorum verdiği küçük örneklerden. Hükümetlerin el değiştirmesi ile kendisine reva görülen maumelenin de değiştiğini söylerken gülüşüyoruz. Bunun en bariz örneğini havalanlarındaki muamelelerden anlıyordu.
Yaşadığı Alman toplumunda peçesinden dolayı yapamadıklarından yakınsa da, ileriki günlerde yasaklanmanın bu topraklarda da olma ihtimalini hep zihninde taşıdığını, karşılaşırsa tavrının ne olacağını yine kesin bir dille belirtiyor: Duygularım şu an "kesinlikle açamayacağım" yönünde. Kişiliğiyle özdeşleşen peçesinden uzaklaşamayacağının altını çiziyor gururla.
Takvanın ölçü olduğuna olan inancını yenilerken, bütün müslüman kadınların mutlak peçeli olmasının da zaruret olmadığını belirtiyor. Yaşadığı onca sıkıntıya rağmen dış dünyayla bağını koparmadığını, dış dünyaya küsmediğini, onbeş yıldır alışveriş yaptığı markete her gidişinde tuhaf bakışları üzerinde hissetse de gitmeye devam edeceğini belirtmesi, kendine güvenin tescili sanki.
Kararlı olmanın, kararında sebatın önemini vurguluyoruz karşılıklı. Avrupa sokaklarında binbir çeşit giyim kuşamın, hatta korkunç denecek kadar dış görünüşlülerin varlığını düşündüğümde, özgürlük anlayışını kendilerinin tekelinde gördüklerine bir kere daha inanıyorum.
Bir peçeli kadının hayatından kesitler benim dünyamdan birşeyleri koparıp aldı. Vasatın önemine olan inancım katlansa da, bir şeylerin, sadece bireyin özgür iradesinin süzgecinde geçmesinin de o kadar kolay olmadığını anladım.
Baskılarla geçen bir ömrün penceresinden görünenlerle yetindim şimdilik. Evin içinde olup bitenleri ise kapıyı aralayarak öğrenecektik belki.
İlerleyen yaşın verdiği olgunlukla dünyasını bize açması belki kolay olmuştu ama peçesinden vazgeçmesi kesinlikle kolay olmayacaktı, bu belliydi.
YAZIYA YORUM KAT