Paşamıza “tâkibat” yok mu?..
Bilmem izlediniz mi; 32. Gün adlı programa katılan Emekli Tuğgeneral Ramiz İlker; Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne’nin, Silivri’deki yargılama sürecine dair değerlendirmelerine sert çıkarken...
Mehmet Ali Birand ve Rıdvan Akar’ı “Türkiye’nin darbelerden çok çektiğini hatırlatmaya mecbur bırakan” bir tehditte bulundu.
¥
Evet; darbe tehdidi!..
Yargılama süreci ve hakimin kozmik oda incelemesinin ele alındığı programda; “Kediyi köşeye sıkıştırırsanız tırmalar” ifadesini kullandı Paşa.
Bu dehşetengiz tehdidine de...
Konuşmasının bir başka yerinde,
Genelkurmay Başkanı’na yönelik “tepki”sini ekledi:
“(Sayın) Başbuğ yanlış yaptı. Ben olsaydım (hakimi) kozmik odaya sokmazdım!..”
¥
Bu iki parçayı birleştirdiğinizde; karşınıza “hakim ve savcılara tehdit” manzarası çıkmıyor mu?..
¥
Eski Savcı Sayın Gültekin Avcı’ya göre
“Kesinlikle çıkıyor...”
Nasıl çıkıyor?..
“Şöyle:
Türk Ceza Kanunu’nun 265. maddesinin 1. fıkrası; “Kamu görevlisine karşı cebir ve tehdit kullanan kişinin altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılacağını”, 2. fıkrası ise “bu suçun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi halinde, bunun iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası olacağını” hükme bağlıyor. Sayın Emekli Paşa, birtakım konuların üzerine daha fazla gidilmesi halinde müdahalenin kaçınılmaz olacağını ifade etmekle kalmamış, direkt olarak kozmik odaya giren hakimi de işaret ederek, meseleyi o boyuta taşımıştır.”
¥
“Bunun yanı sıra TCK’nın ‘Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs’ başlıklı 288. maddesine de aykırı bir durum oluşmuştur.”
(Savcı, hâkim, mahkeme, bilirkişi veya tanıkları etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.)
¥
Evet vaziyet bu.
Bilemiyorum, savcılarımızdan biri meseleye ilgi gösterir mi?..
Bence gösterse iyi olur;
Bazı Emekli Paşalarımız; “nasılsa muvazzaf değilim” rahatlığı içinde ağızlarına geleni söylemekte sakınca görmüyorlar.
Herhangi bir şahıs;
Yargılama sürecine dair itirazlarını “bu şekilde” dile getirebilir mi?..
Sözgelimi;
“Kapatma davası”na muhatap olan bir partinin eski veya yeni mensubu hoşuna gitmeyen bir kararın çıkması halinde, “Tırmalama” vaziyetlerinin oluşacağını söyleyebilir mi?
Söyleyecek olsa;
Savcılar yakasına yapışmaz mı?..
¥
“Bir kısım” emekli paşalarımız böyle...
Şener Eruygur Paşa da; Ergenekon davasına giden süreçteki bir sohbet esnasında;
“Arzu edilmez ama...” diyerek girip söze...
Türkiye’de “müdahale” olabileceğinden...
Ve de...
“Herkesin ayağını denk alması gerektiğinden” filan bahsetmişti!..
¥
Böyle bir rahatlık vardı;
Şimdi yok!..
Ramiz Paşa’nın ve diğerlerinin “devrin değiştiğini” tam olarak kavrayabilmelerine yardımcı olmak gerek.
Buna en fazla yardımcı olacak hareket de; “savcı” incelemesidir.
Kendisinin; “Türk Silahlı Kuvvetleri göz bebeğimizdir” cümlesinin versiyonları olan bütün ifadelerinin altına imza atalım.
Lâkin;
Ulu orta tehditlerini de boş geçmeyelim.
¥
Ben böyle düşünüyorum.
Daha önemlisi, Eski Savcımız böyle düşünüyor.
Bilmem “muvazzaf savcılarımız” nasıl düşünür?..
“DEVLET ADAMINA AĞIR HAKARETLER!..”
Meselenin bu tarafı böyle...
Bir de Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a yönelik hakaretler var.
Sayın Arınç’ın konuşmalarından alıntılar yaptıktan sonra...
Hakaretleri sıraladı Paşa:
“Bu provokatif bir insan”
“Tehlikeli bir insan!..”
“Kimsin sen ya arkadaş!..”
¥
Sayın Gültekin Avcı’ya göre bu ifadeler de; “Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçu kapsamında değerlendirilebilir.
Cezası “en az” bir yıl.
“Mağdur”un şikayetine bağlı da değil üstelik!..
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT