1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Parti kapatmalar ülkesi: Türkiye
Parti kapatmalar ülkesi: Türkiye

Parti kapatmalar ülkesi: Türkiye

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) kapatılması istemiyle açılan davada yargılama süreci başladı. Türkiye’nin parti kapatmalı geçmişine kısa bir göz atarak bugüne yeniden bakalım.

21 Mart 2021 Pazar 12:38A+A-

Fatih Demir / HAKSÖZ HABER

HDP’yi kapatalım çağrısı ve tehdidi Türkiye siyasetinde; AK Parti ile unutulmaya çalışılan bir geleneği yeniden hatırlattı.

 

1990 yılından bu yana Anayasa Mahkemesi tarafından daha önce de aynı gerekçelerle 6 parti kapatılmıştı

07 Haziran 1990 tarihinde SHP'den ayrılan 11 milletvekili tarafından kurulan Halkın Emek Partisi (HEP) hakkında 03 Temmuz1992 tarihinde kapatma davası açılınca, 19 Ekim 1992 tarihinde Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖZDEP) kuruldu. Anayasa Mahkemesi, 14 Temmuz 1993 tarihinde HEP'in kapatılmasına karar verdi.

HEP'in yerine kurulan ÖZDEP'in kapatılması için de dava açılması üzerine, 07 Mayıs 1993 tarihinde Demokrasi Partisi (DEP) kuruldu. ÖZDEP kapatıldı, bu kez de DEP hakkında kapatma davası açıldı ve kapatıldı. Bunun üzerine 11 Mayıs 1994 tarihinde Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) kuruldu.

1999'da HADEP'in kapatılması için dava açıldı. Bu arada 24 Ekim 1997 tarihinde Demokratik Halk Partisi (DEHAP) kuruldu. 13 Mart 2003 tarihinde de Anayasa Mahkemesi HADEP'in kapatılmasına karar vermiştir. DEHAP'ın kapatılması için de dava açılınca 09 Kasım 2005 tarihinde Demokratik Toplum Partisi kuruldu. DEHAP hakkında dava süreci devam ederken, DEHAP 19 Kasım 2005 tarihinde fesih kararı aldı. 11 Aralık 2009 tarihinde de Anayasa Mahkemesi Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) kapatılmasına karar verdi.

1990 yılından bu yana devam eden süreçte de görüldüğü gibi hemen hemen aynı kadrolar tarafından kurulup, devam ettirilen HEP, ÖZDEP, DEP, HADEP, DEHAP ve DTP açılan davalar sonucunda Anayasa Mahkemesi’nce kapatıldı.

kurt-partiler-hdp-hep-dep-hadep.jpg

Kapatma gerekçesinin hiç değişmemesi, Türkiye’deki devletin HDP çizgisine nasıl baktığını göstermesi açısından oldukça manidar.

Kürt partileri ve İslamcı partiler Türkiye’de defalarca kez kapatıldı. Sonuç ise hep aynı oldu daha fazla ayrışma ve daha fazla propaganda.

Türkiye’de parti kapatmalar HDP gibi partiler için kanıksanmış bir durumdu. Bu yüzden her partinin birden fazla “stepne partisi” bulunurdu. Kapatılan partinin mensupları bu stepne partiye geçerek faaliyetlerine devam ederlerdi.

Ancak bu defaki siyasi akıl HDP’nin stepnelerini de patlatmak istiyor. Yeni yasal düzenlemeler ile HDP’nin hiçbir şekilde siyasette yer almaması için çabalayan iktidar ve minik ortağı varmak istedikleri sonucun ne olduğu konusunda henüz toplumu ikna edebilmiş değil.

HDP'ye yöneltilen iddianame de; sadece partinin kapatılması değil, onunla bağlantılı 687 siyasi figürün de siyaseten yasaklanması talep ediliyor.   

Minik ortak MHP’nin dayatmaları ile AK Parti’nin sürüklendiği durumlar, AK Parti’nin bugüne kadar ki tüm iyi işlerinin üzerini örttüğü gibi AK Parti’deki çürümenin boyutunu da açığa çıkardı.

ak-parti-kapatma-davasi-zaman-versiyonu.jpg

AK Parti kendisi kapatmalarla mücadele eden bir parti-idi

2008 yılında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, ''Laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği'' iddiasıyla Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açıldığını belirtmişti.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç da, AK Parti hakkındaki kapatma davasının iddianamesinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu 71 kişi hakkında siyasi yasak istemi bulunduğunu bildirmişti.

HDP’ye yapılmaya çalışılanın aynısı değil mi? Peki o sürecin sonucunda kim galip ayrılmıştı o kaotik ortamdan? Tabi ki AK Parti. Bugün güçlenen o AK Parti gücünü diğer partiler üzerinde kullanıyor olabilir mi?

 

Refah Partisi’ni kapatan zihniyet Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesini de kabullenememişti

Din düşmanlığı ile hatırlanan Ahmet Necdet Sezer 1998 yılında Türkiye Anayasa Mahkemesi Başkanlığı görevindeyken; zamanının parlamentosunun en büyük partisi olan Refah Partisi’ni “laik cumhuriyetin ilkelerine aykırı eylemlerini" gerekçe olarak sunarak kapatma kararı aldıklarını beyan etmişti.

Daha önce başbakanlık görevini de üstlenmiş olan parti lideri Necmettin Erbakan, kapatmanın muhalifleri yeniden canlandıracağını ve yalnızca destekçilerinin kararlılığını artıracağını söylemişti.

Yirmi üç yıl sonra, bir zamanlar Refah Partisi’nin Belediye Başkanlığını yapan ve şimdi de Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, kendisinin seçtiği başsavcının HDP’yi kapatma çabasını sessizce izliyor.  

 

Türkiye tarihinde Sol partiler de kapatmaya maruz kaldı 

Cumhuriyetin 1923'te kurulmasından bu yana, ülkenin anayasaları siyasi çoğulculuğu her zaman için bir dereceye kadar sınırlamayı tercih etti.

Sol partiler, Komünistler, çeşitli azınlık gruplarını destekleyenler ve İslamcı hareketler, geçtiğimiz yüzyıl boyunca kapatma ve yasaklara maruz kaldılar. 1982 anayasasının kabulünden bu yana yaklaşık 20 parti kapatıldı.

 

Türkiye'nin 'bölünmez bütünlüğü' söylemi bir başka partinin sloganı değil miydi?  

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin tarafından çarşamba günü Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvuru, HDP'yi Türkiye'nin "bölünmez bütünlüğünü" tehdit etmek ve PKK'ya "personel temininde aktif rol" almakla suçluyor.

Mahkeme şimdi iddianame hakkında bir karar vermek zorunda: Çok az insan hükümetin isteğinin tersi yönünde karar çıkacağını düşünüyor. Ancak bir umut olarak da olsa; kararda tamamen kapatma yerine yaptırım olma ihtimali de bulunuyor.

 

Bu dönüşüm hayra alamet değil!

Şimdi gözler Anayasa Mahkemesi'nin 15 Ekim 2012 de kurulan ve “geçmişteki partileri ile aynı gerekçelerle kapatılması istenen” Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile ilgili vereceği kararda.

Karar her ne olursa olsun AK Parti’nin kapatılma talebine sessiz kalmış olması unutulmayacak!

İktidarının uzun bir sürecinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti'si, 'Eski Türkiye' rejiminin tüm zorbalıklarına, anti-demokratik fiillerine karşıydı. 15 Temmuz sonrasında ise AK Parti ve ruhu tam anlamıyla metamorfoza uğradı. Eski Türkiye’nin otoriter birçok unsuru AK Parti’nin eylemlerinde görülmeye başlandı.

HABERE YORUM KAT

8 Yorum