Paris yakınlarındaki Bourget fuar alanında Fransa İslam Kuruluşları Birliği (UOIF) tarafından her yıl düzenlenen Müslüman Fuarı'nın 33.'sü yapıldı. Etkinlik, Avrupa'nın en büyük Müslüman fuarı olma özelliğini taşıyor.

Fransa İslami Organizasyonlar Birliği Başkanı Amar Lasfar ve Fransa İslam Konseyi Başkan yardımcısı Ahmet Oğraş da Fransa'daki Müslümanların geleceği konulu bir konferans verdiler.

Fransa'dan ve Müslüman ülkelerden gelen katılımcılar ürünlerini tanıtan stantlar açtı. Hatay'dan gelen, Hatay künefesi ile Hatay yöresi yiyecekleri tanıtan aşçılar ve katılımcılar, hükümetin gerekli desteği verdiği ve kolayık sağladığını belirterek “Türkiye ve Hatay'ı tanıtmak için buradayız" dediler.

"TÜRKLERİ DE AVRUPALI OLARAK GÖRÜYORUZ"

Fransa İslami Organizasyonlar Birliği Başkanı Amar Lasfar “Müslümanların bir araya gelerek önemli şeyleri paylaştığı ve karar verdiği bir organizasyon. 33 yıldır devam ediyor. Bu yıl da çok verimli geçti ve herhangi bir kötü hadise yaşanmadı. UOIF olarak toplumda herkese dini, kültürü ve değerleri ne olursa olsun, birlikte yaşam kültürü ve müreffeh bir gelecek adına elimizi uzatıyoruz. Türk kardeşlerimiz de kalbimizde. Onları çok seviyoruz. Türkleri de Avrupalı olarak görüyoruz. İnşallah bir gün İstanbul'da da bir kongre düzenleriz."

Paris Camii Rektörü Dhalil Ebubekir “Türkiye'nin Avrupa yolundaki çabalarını destekliyoruz. Avrupa'daki Müslüman toplumuna önemli katkılarınız var. Geçmişte de Osmanlı Devleti, bütün Müslüman kesimlerini bir araya getirmişti" ifadelerini kullandı.

Fransa İslam Konseyi Başkan Yardımcısı Ahmet Oğraş ise "Fransa'daki Müslümanların geleceğini konuştuk. Müslümanların geleceği, tüm grupların bir federasyon bünyesinde bir araya gelmesinden geçiyor. Bizim dedelerimiz camileri yaşatma dernekleri kurdular. Biz Fransa'daki Müslümanlar olarak bu toplumun bir unsuruyuz. Fikirlerimizi söylemeli ve siyasi partilere üye olmalıyız. Bu şekilde kendimizi ifade ederek Müslümanların temsil gücünü arttırmalıyız.

Ayrıca Fransa'da askeriye olsun, polis olsun, ibadet ettiğimiz yerleri ve bizi koruyan güçlere teşekkür etmemiz lazım. Güvenlik güçlerine yeteri kadar teşekkür etmiyoruz. İlk kez teşekkür ettim ve alkış aldım. Bu çok önemli ve şunu gösteriyor: Burada tek bir unsur olduğumuzu, Fransız olduğumuzu ve buranın bir parçası olduğumuzu. Entegrasyon kelimesini kullanmak bile yanlış. Biz buranın bir parçasıyız. Ne altı, ne de üstü. Alışmadığımız ama söylememiz gereken şeyler bunlar" dedi.