Bir haber kaynağı diyor ki: “Herkesi şaşırtacak ama, AK Parti kapatılmayacak gibi görünüyor. 1-AK Parti'ye alternatif bulamadılar. 2- Şimdi AK Parti'yi kapatma kıskacıyla merkeze oturtup marjinalleri temizleyecekler. Neden buna döndüler?

1- Abdullatif Şener sokakta tutmadı. 2- Çiller tutmadı.. 3- Erkan Mumcu tutmadı.. DYP'ye işlerine yarar ve halktan oy alacak birini bulamadılar.. Bu durumda partiyi kapatıp sistemi tamamen krize sokmayı göze alamıyorlar. Çünki o zaman bu işler bir kontrolden çıkarsa nerede duracağı belli olmaz. Yabancı sermaye girişi durdu.. Yatırımlar durdu.. Dikkat ettiniz mi, savunma metninde de uzlaşı havası hakim.. Anayasa Mahkemesi de ağır bir kamuoyu baskısı altında. İnatlaşılırsa, yarın gelecek partiler Anayasa Mahkemesi ve Anayasa değişikliği konusunda radikal değişiklikler yapılması için ağır bir baskı altında kalacaklar. Hatta bazı partiler, Anayasa değişikliği ve Anayasa Mahkemesi'nin kapatılmasını taahhüt edecekler seçim bildirilerinde.. Göreceksiniz partiyi kapatmayıp para cezası verecekler.. Ama öte yandan partideki birtakım unsurları harete geçirip yukarıyı ikna ederek, partideki marjinal tüm unsurları temizlettirecekler. Yani AK Parti daha da merkeze kaydırılacak.. Rektör atamalarına dikkat! Hep “Germeyelim” havasına girecekler. Partiyi hukuken kapatmak yerine, bir bakıma halka kapatacaklar... Yani halkın gözünde partiyi de, lider kadrosunu da bitirecekler.. Yeni süreçte parti kapatılmazsa, yerel seçimlerde, kongre aşamalarında örgütlerde, paralel mediada, mesela Yeni Şafak'taki bazı isimler, Star, Bugün ve Sabah'taki bazı yazarların işine de son verilebilir..”

“Olmaz olmaz deme olmaz olmaz.” Burası Türkiye. “Olur böyle vakalar”.. “Maksat vatan kurtulsun”, “dostlar alışverişte görsün..” “Tavşana kaç, tazıya tut” hesabı..

AK Parti bu tuzağa düşerse kapatılmaktan beter olur..

AK Parti'yi kapatmanın çare/çözüm olmadığını gördüler.. 30 milletvekili gidecek, yarın daha fazlası ile gelecek. Hatta DTP de kapatılır, milletvekillikleri düşürülürse, AK Parti daha da büyüyerek gelir..

Hem AK Parti hem DTP'yi aynı anda kapatırsanız sonucu kimse kestiremez..

Yerel seçimlerde AK Parti siler süpürür. Genel seçim desen referanduma dönüşür. AK Parti gelir ne Anayasa, ne mahkemesini bırakır. O zaman da ne olacaksa olur..

Karşı taraf bunu göze alamadı gibi. Ama yine de belli olmaz..

AK Parti kapatılsa da, kapatılmasa da sıkıntılar devam edecek..

Mıntıka temizliği için düğmeye basıldı. Bunu ABD istiyor. Bunu AB istiyor. Bunu NATO istiyor. Bunu siyasetçiler istiyor, bunu askerler istiyor. Bunu Türkiye istiyor!..

Buna mecburlar.. Derin devletin kontrol dışı unsurları tasfiye edilecek. Eski hesaplar dürülüp kaldırılacak kaldırılmasına da bunu kim yapacak?..

Bu iş siyasilere bırakılamayacak kadar ciddi bir iş..

Peki unsurlar anlaşarak bu işi birlikte yapabilirler mi?

Hayır! Bu mümkün değil. Biri yapacak. Kendi adamlarını koruyup ötekileri tasfiye edecek. Bu işin içinde yabancı ülkeler, istihbarat örgütleri, Türkiye'ye yüklenmek isteyen rol ve misyonla ilgili güç odaklarının hesapları var!

İşte asıl sorun da burada çıkıyor.

O kim?

45 yıllık bir hesap görülecek.. Kolay bir iş değil bu. Askeri şûra öncesi yaşanan gerginliğin arkasında da bu var!

Bunların, devletin ve ülkenin her yerinde ve toplumun her kesiminde adamları var. Silahlar var, para var, karanlık ilişkiler var.. Bunları nasıl tasfiye edeceksiniz? Her gördüğünüz işadamı, işadamı değil. Bazı holdingler örtülü KİT.. Her gördüğünüz yargıç sadece yargıç değil mi?.. Gazeteci de sadece gazeteci değil..

Mıntıka temizliğini kim yapacak?

Asıl derin hesaplaşma burada.

Bunu yapacak olan kadronun iktidarla da bir şekilde uyumlu hareket etmesi gerekiyor..

Peki bu iktidar AK Parti olabilir mi?

Aslında bu işlere en az bulaşmış yeni bir hareket olarak neden olmasın!? En azından derin iç hesaplaşmaya en az taraf olan bir hareket ama, birileri iktidarı baskı altına almak için elindeki bilgi ve belgelerle şantaja başlarlar, ortalığı karıştırmak isterlerse ne olacak? Yani AK Parti burada saldırı için açık hedef durumunda. Birçok operasyonu sonunda emniyetin, iktidarın yapması gerekiyor.

Gücü elinde bulunduranla, merkezkaç kuvvetlerin arasında kalacak bir AK Parti bu işe ne kadar dayanabilir?

“Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.”

Bunu yaparken tabanından uzaklaşmayacaksın! İlkelerine ve taahhütlerine ters düşmeyeceksin!..

AK Parti kapansa da, kapanmasa da bu süreç devam edecek.

AK Parti'nin kapanmamasının bedeli iddialarından vazgeçmek olmamalı. O zaman bu halk üzerine düşeni yapar!

AK Parti içindeki derin güçlerin uzantılarının telkinleri ile hareket edecek olursa, günü gelir ve şartlar oluşturulursa bir anda tasfiye edilebileceği gibi, yavaş yavaş merkeze çekilerek tüm alameti farikalarından soyutlanıp, oportünizmin bataklığında kaybolup gidebilir.. Dik duracak olursa parti içindeki omurgasızlar, ilk silkelemede dökülebilir.. Bu da bir bedel..

Bakalım AK Parti hangi bedeli ödeyecek!

Şimdiden herkes siyaset falcısı oldu. Papatya falına bakar gibi, kapatılacak, kapatılmayacak diye saymaya devam ediyoruz. Sonuç, yakın gelecekte belli olacak. Her iki halde de sorunlar devam edecek.

Sahi AK Parti kapatılmayacak olursa Başsavcı Yalçınkaya, eski savcı Kanadoğlu, CHP Genel Başkanı Baykal ne yapacak?

Selâm ve dua ile..

Vakit gazetesi