Pakistan’dakiler istifa ettiler, ya siz?
Yargıtay Başkanı, Danıştay Başkanı,HSYKBaşkanvekili, Ankara Adliyesi’nde görev yapan hakim ve savcıların sorunlarını dinleyeceklerdi..
Duyuru böyle idi. Ama dün bir baktık ki, salon, Yargıtay ve Danıştay’daki tetkik hakimleri ile dolmuş!
Tamam, onlar da hakim ama.. Yargıtay’daki tetkik hakimlerini-savcılarını, Yargıtay Binası’nda dinleyebilirdiniz.
Yargıtay Başkanı, her gün aynı binada görev yapıyor onlarla.. Onları alıp, Ankara Adliyesi’ne getirmenin ne alemi var yani?
Danıştay tetkik hakimleri-savcıları; hakeza öyle..
Danıştay Başkanı, her gün aynı binada, o tetkik hakimleri ile birlikte zaten. Niye onları, kendi binalarında dinlemediler de, Ankara Adliyesi’ne getirdiler?
Salonun boş kalmasından mı korktular? İtiraz seslerinin daha fazla olmasından mı çekindiler?
Büyük ihtimalle öyle..
Dün Danıştay Başkanı soruyor, “Yargının sorunlarını dile getirmek, söyleyin Allah aşkına, siyaset yapmak mıdır?”
Yargının sorunlarını söylemek, siyaset değildir Sayın Başkan.
Ama Danıştay’daki tetkik hakimlerini, savcıları getirip, Ankara Adliyesi’ndeki salona oturtmak.. Onların; sanki Ankara Adliyesi’nde görevli hakim ve savcılarmış gibi kamuoyuna sunulmasını sağlamak, bal gibi de siyasettir işte..
Ve siz de bunu yapıyorsunuz, maalesef!
Siyaset yapıldığının göstergesi, sadece bu da değil..
Dün Yargıtay Başkanlar Kurulu bir açıklama yaptı.. Aynı saatlerde de TBMMAnayasa Komisyonu, Anayasa değişikliğini görüşüyordu..
Bakın Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun, nasıl siyaset yaptığını, üstelik o “siyaset”i de eline-yüzüne bulaştırdığını göstereyim size..
Başkanlar Kurulu bildirisinde şöyle deniliyor: “Yargıtay ve Danıştay'dan seçilen üye sayısı düşürülmüş, birçok üyenin, hukuk dalında öğrenim görmemiş kişiler arasından seçilmelerine imkân verilmiştir.”
Oysa aynı saatlerde yapılan komisyon toplantısında, o maddelerin son hali, zaten o eleştiriye uygun şekilde geçirilmişti bile.. Anayasa Mahkemesi’ne Yargıtay ve Danıştay’dan gelen üye sayısı, eskisi ile aynı olmuştu. (Eskiden Yargıtay 2 asil 2 yedek, Danıştay 2 asil bir yedek idi. Şimdi Yargıtay 3, Danıştay 2 oldu).
Demek ki, Yargıtay Başkanlar Kurulu, bu eleştiriyi boşuna yapmış.
Yine Başkanlar Kurulu’nun yaptığı “hukukçu olmayanlar Anayasa Mahkemesi’nde üye olacak” eleştirisi, bugünkü Anayasa için de zaten geçerli bir eleştiri. Ama onlar, bugünkü Anayasa’ya eleştiri getirmezler. 30 yıldır o Anayasa uygulanır.. Değişiklik yapılacağı sırada, akıllarına yanlışlıklar gelir.
Ama olsun, değişiklik yaparken de akıllarına gelse; alın işte o madde de, komisyonda değiştirildi bile.. Bu eleştiride de Başkanlar Kurulu’nun atışı, karavanaya gitti..
Ne kaldı şimdi geriye? Hava ile su..
Başkanlar Kurulu’nun açıklaması, daha yapıldığı saatte suya düştü..
Siyaset yapmak istediler. Onu da beceremediler.. Şimdi neye itiraz edecekler acaba?
Eminim, itiraz edilecek bir yer mutlaka bulurlar.. İtiraz edemezlerse de, HSYKBaşkanvekili Kadir Özbek gibi, kendi kendisini tuzağa düşüren açıklamalar yaparlar..
Ne diyor dün HSYKBaşkanvekili Kadir Bey? Aynen şöyle diyor: “Pakistan’da yönetimi darbeyle ele geçiren General Ziya Ül Hak, Anayasa hazırlattı ve yüksek yargı temsilcilerinin Anayasa üzerine yemin etmesi gerektiğini söyledi. Ancak yüksek yargı temsilcileri bunu reddederek, görevlerinden istifa ettiler.. Türk hakim ve savcıları, Pakistan hakim ve savcılarından daha duyarsız değillerdir.”
Şimdi gelin de, HSYKBaşkanvekili’nin, kendi kalesine attığı golü çıkartın.. Pakistan’da darbe olmuş. Yüksek yargı mensupları, darbe Anayasasına rest çekmiş, istifa etmişler.. Özbek diyor ki, “Türk hakimleri de rest çekmekte onlardan eksik kalmazlar!”
O zaman haydi Sayın Özbek.. 1980’de darbe olduğunda rest çekemediniz. 1982’de darbeciler Anayasa’yı dayattılar, resti çekemediniz. Bari şimdi, bu örneği verdikten sonra, darbecilere resti çekseniz ya.. Darbe Anayasasına, yüksek sesle “hayır” deseniz ya!
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT