‘Özlem Zengin dur-durak bilmeden konuşuyor ve konuştukça da kendinden uzaklaşıyor’
Ahmet Taşgetiren, son zamanlardaki söylem ve çıkışlarıyla tartışmaların merkezinde olan AK Partili Özlem Zengin ve Mehmet Özhaseki’yi eleştirdi.
Yazısında Özlem Zengin ve Mehmet Özhaseki’nin son zamanlarda tepki toplayan çıkışlarını değerlendiren Ahmet Taşgetiren, Özhaseki için “Özhaseki’yi tanırım, dostluğum vardır. Dürüsttür vs. diye söyleyeceğim pek çok iyi özelliği vardır. Ama Ankara’ya başkan adayı olduğunda üslubu değişti ve en son sözleri ile tam bir şiraze dağınıklığını sergiledi.” derken Özlem Zengin ile ilgili olarak da “Özlem Zengin dur-durak bilmeden konuşuyor. Ve konuştukça da kendinden uzaklaşıyor.” eleştirisinde bulundu.
Ahmet Taşgetiren’in Karar gazetesinde yayımlanan konuyla alakalı yazısının (23 Şubat 2021) tam metnini aşağıda ilginize sunuyoruz:
Şirazesi dağılmış ifadeler
İki Ak Partili isim. Mehmet Özhaseki ve Özlem Zengin. Süleyman Soylu’nun 80 yaşındaki Üstün Ergüder’i arayıp zılgıt vermesini buraya mı almalı, başka bir kategoride mi değerlendirmeli bilmiyorum. Ama “zamane vak’ası” o da, kesinlikle.
İlk iki isim benim önemsediğim kişiler-di. Özhaseki’yi tanırım, dostluğum vardır. Dürüsttür vs. diye söyleyeceğim pek çok iyi özelliği vardır. Ama Ankara’ya başkan adayı olduğunda üslubu değişti ve en son sözleri ile tam bir şiraze dağınıklığını sergiledi.
Özlem Zengin dur – durak bilmeden konuşuyor. Ve konuştukça da kendinden uzaklaşıyor. Üzgünüm, şaşkınım.
Özhaseki’nin HDP oyları için söyledikleri: “Lanet olsun oylarına. Onların oylarının Allah belasını versin.” Sonra telafi çabası: “Evet, aşırıya gitmiş olabilir. ‘Vatandaşa lanet olsun’ olmaz, kabul edilemez. Oy veren neticede gariban vatandaş. Bölgede bir sürü çile çekmiş. Konuşma heyecanıyla, duruma olan isyanla o ifadeyi kullanmış olabilirim. Ancak kastettiğim oy veren vatandaş değil.”
Ne olmuş? “Konuşma heyecanıyla, duruma olan isyanla” söylenmiş.
Öte yandan Özlem Zengin, önce çıplak arama konusunda konuşuyor: “Onurlu, ahlaklı kadın, çıplak aramaya uğradıysa bunu söylemek için bir yıl beklemez” diyor. Tepkiler gelince bir hamle daha yapıyor, bu defa şunları söylüyor: “Talimatla hareket ediyorlar. Bugün geldiğimiz noktada şunu yapıyorlar. Bu insanlar talimatla artık bebek sahibi oluyorlar. Bebekli kadınlar cezaevinde var’ demek için.” Özlem Zengin bu talimatın FETÖ’den geldiğini de iddia ediyor.
Ak Partinin önünde iki zorlu alan var. Birisi Kürt oyları diğeri FETÖ operasyonları.
HDP’yi PKK ile irtibatlandırmak kolay, ama HDP’ye verilen 6 milyon oyu da PKK ile irtibatlandırdığınız zaman PKK’ya 6 milyon -ilişkili alanlarla birlikte 20 milyon- taban sunuyorsunuz. Bu da PKK’ya sunulacak en büyük ikram. Belli ki HDP’ye oy verenlere kızıyorsunuz ama bunu açık etmeye de korkuyorsunuz. Üstelik o oyları almak da istiyorsunuz. Ama gelmiyor bir türlü, üstelik gittikçe de hem de bilenerek öbür cenahta artmaya devam ediyor. Özhaseki’ninki belli ki bir patlama. Şirazesi dağılmış, bir tıkanmanın sonucu olan patlama. MHP’nin bile seslendirmekten kaçındığı bir patlama. Ne diyeyim, olmadı Başkan.
Sorun Ak Parti’nin önünde dağ gibi duruyor. MHP ile birlikte yüründüğü için üstelik gittikçe büyüyor. Memleket bütünlüğünü tehdit edecek nitelikte büyüyor.
Özlem Zengin’e gelince. Önce o “Haysiyetli kadın bir yıl bekler mi?” sözleri çok problemli. 12 Eylül’de Mamak’ta işkence görenler, Diyarbakır Cezaevi’ndekiler yaşadıklarının binde birini bile anlatmadılar. Erkekler… Sağcılar, solcular… Haysiyet meselesi yaptılar.
Özlem hanım nasıl söyleyebilir o sözleri? Başını açmanın 20 yıl sonraki acısını dile getirdiği halde üstelik?
Kadınlar tecavüze uğradıklarını anlatabiliyorlar mı? “Me too” akımı ancak yeni zamanlarda karşılık bulmadı mı?
Ak Parti’de ya Mustafa Yeneroğlu olacaktınız, anlaşılıyor ki ya da Özlem Zengin. Özlem Zengin tepki görüyor, çünkü kendisinden daha başka bir tavır bekleniyor, yani acıların içinden gelmişsiniz, acıları anlarsınız diye düşünülüyor.
Siz ise “Talimatla çocuk doğruyorlar” diyorsunuz, niçinmiş? “Cezaevinde çocuklu kadınlar var denilsin için”miş.
Evet, Ak Parti için FETÖ suçlaması ile içeriye alınmış kadınlar bir problem oluşturuyor. Aslında erkekler de problem oluşturuyor. KHK ile atılanlar, iltisaklı – irtibatlı kapsamına sokularak cezaevlerine konanlar, ibadet katmanı denilerek yola çıkıldığı halde ibadeti – ticareti – ihaneti aynı çuvala doldurup üzerlerine terör damgası vurulanlar, dün Ak Parti’nin birlikte yürüdüğü insanlar, anaları - babaları Ak Parti’nin tabanını oluşturan insanlar, çocukları dedelerin, anneanne, babaanne yanında büyüyen birlikte ve farklı illerde cezaevinde bulunan babalar - anneler…. Anadolu’nun her köşesine dert taşıyanlar…
Ak Parti her şeyi “FETÖ çuvalı”na doldurup işin içinden çıkacağını sandı ama, olmuyor. Önce ahlaken olmuyor. Her türlü insan hakkı ihlalini görmezden gelmeniz gerekiyor, olmuyor, çünkü yola adalet diye çıktınız. Çünkü, geçmişinizde bu kurulu düzenin sillesini yiyerek gelmişsiniz ama şimdi kurulu düzen adına ahkam kesiyorsunuz. Olmuyor, çünkü olan bitenler Ak Parti’ye bir de taban bedeli ödetiyor.
Geçmişte Gülen’in başörtüsü duruşu çok problemli oldu evet, üniversitelerde Gülen’e bağlı olan öğrenciler başlarını açtılar evet, ama bu bugün onlara veya herhangi bir insana haksızlık yapılmasını meşru göstermiyor.
Ne diyeyim, Özlem Zengin bu olmamalı, demek istiyorum sadece. Şiraze kaymasına – dağılmasına dikkat diyorum.
HABERE YORUM KAT