Özgür-Der: Hükümet ve C.Başkanı Skandallara Müdahale Etsin!
Özgür-Der: “YAŞ toplantısı darbecilikle ve cuntacılarla hesaplaşma açısından bir samimiyet ve tutarlılık testi, belki de bir dönüm noktası olacak.”
Yaklaşan YAŞ toplantısı ve gündemdeki başka konular hakkında bir basın açıklaması yapan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, militarizmi zayıflatmaya yönelik girişimlerin tutarlı bir tarzda sürdürülmesi gerektiğini söyledi. Namaz kıldığından şüphelenilen kişilere karşı acımasız, darbecilik gibi insanlık düşmanı bir suçun failleri oldukları ciddi bulgularla desteklenen kişilere ise "müşfik" bir Genelkurmay gerçeğinin YAŞ toplantısına nasıl yansıyacağının ortada olduğunu ifade eden Rıdvan Kaya, burada siyasi mercilerin duruşunun önemli olduğunu belirtti.
Başbakan'ı YAŞ'ta darbecileri kollayan bir tutuma şerh düşerek de olsa imza atmamaya, Cumhurbaşkanı'nı ise bu tarz bir dayatmaya onay vermemeye çağıran Kaya, ayrıca Heronların düşürülmesi ile ilgili Genelkurmay'ın suskunluğuna dikkat çekti ve Hükümetin OYAK'a avantaj temininde bulunmasının utanç verici olduğunu ifade etti.
Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklamanın tam metni:
YAŞ'ta Yeni Bir Skandal Yaşanmasın!
Hükümet ve Cumhurbaşkanı Müdahale Etsin!
21 Temmuz 2010
1-4 Ağustos 2010 tarihleri arasında yapılacak Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısı darbecilikle ve cuntacılarla hesaplaşma açısından bir samimiyet ve tutarlılık testi, belki de bir dönüm noktası olacaktır. Bilindiği üzere YAŞ hemen her yıl inancından dolayı orduyla ilişkisi kesilen, yargısız infaza maruz kalan ordu mensuplarının sayısı dolayısıyla kamuoyu gündemine gelmektedir. Bu yıl ise YAŞ toplantısı ve kararlarının özellikle darbecilik şüphelisi ordu personelinin durumu dolayısıyla merak uyandırdığı açıktır.
Son yıllarda ifşa olan Ergenekon örgütlenmesi ve darbe planlarında pek çok ordu mensubunun ismi geçmektedir. Daha dün kabul edilen Balyoz darbe planı davasında tam 13 muvazzaf general ve amiral sanık olarak yargılanmaktadır. Bunun dışında diğer darbe planlarına ilişkin davalarda da pek çok muvazzaf ordu personelinin yargılanmaları sürmektedir.
Genelkurmay'ın isimleri darbecilik suçuna bulaşmış personelini ordudan ayıklamak gibi bir eğilime oldukça uzak olduğu, bilakis kurumsal bir tutumla bu tür suçlara bulaşmış isimlere kol kanat gerilmeye çalışıldığı hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde ortadadır. Genelkurmay'ın mantığına göre, namaz kılmak, eşi başörtülü olmak gibi "irticai eylemlilik" içerisine giren personel hiçbir hak hukuk gözetmeksizin derhal ordudan atılmayı hak eden tehlikeli tiplerdir. Buna karşın Meclisi kapatma, Hükümeti devirme, bu amaçlarını gerçekleştirmek için fişleme, bombalama, suikast, çocukları katletme, gemi batırma gibi vahşi komplolar planlamak suçundan yargılanan kişiler ise henüz yargı tarafından suçlu oldukları kesinleşmediğinden pirüpak sayılması gereken ordu mensuplarıdır!
Doğrusu namaz kıldığından şüphelenilen kişilere karşı bu derece acımasız, darbecilik gibi insanlık düşmanı bir suçun failleri oldukları ciddi bulgularla desteklenen kişilere karşı ise bu derece "müşfik" bir Genelkurmay gerçeğinin YAŞ toplantısına nasıl yansıyacağını tahmin etmekte zorlanmıyoruz. Bu olgu hesap vermeyen, daha doğrusu hesap sorulamayan bir ordunun işi nerelere kadar götürebildiğinin somut bir görüntüsüdür. Bu noktada sorumluluğun hesap sormayanlarda olduğu gerçeğinin altını çiziyoruz.
***
Genelkurmay "Heronların Düşürülmesi" İddiaları Karşısında Neden Suskun?
Günlerdir "Heronların düşürülmesi" konulu akıl almaz bir iddia ortalıkta dolaşmasına rağmen, üzerine vazife olmayan her konuda konuşan Genelkurmay'ın ağzını bıçak açmıyor. Medyada "ihanet" kavramıyla tavsif edilen olayın aktörleri hakkında tam 3 yıldır hiçbir işlem yapılmamış olmasına ilaveten mezkûr kişilerin tümünün terfi ettirilip etkili konumlara getirildiğini öğreniyoruz. Ve tüm bu rezalete karşın Milli Savunma Bakanı'nın bir gazeteciden daha fazla şey bilmediği gerçeği de ortaya çıkıyor. Daha kötüsü ise bilme çabası da gözükmüyor!
***
Hükümet ve Meclis OYAK'a Avantaj Teminine Mecbur mu?
Aynı aciz tutumun bir başka yansıması bugünlerde Meclis'te sergilenecek gibi gözüküyor. Militarizmin iktisadi ayağının önemli bir bileşeni olan OYAK'ın kısmen de olsa imtiyazını yitirmesi ihtimaline karşın Kamu İhale Kanununun iktidar partisinin desteğiyle değiştirilmesinin gündeme alınacağı iddia ediliyor. Doğrudan ve dolaylı vergiler, teşvikler, yatırım indirimleri ve benzeri pek çok alanda yararlandığı imtiyazlar yetmezmiş gibi OYAK'a yeni bir imtiyaz, eşitsizlik sağlamaya yönelik bu düzenlemenin Genelkurmay'ın isteğiyle Meclis'e getiriliyor olmasının Hükümet açısından başlı başına bir utanç konusu olduğunu buradan bir kere daha hatırlatıyoruz.
***
Başbakan ve Cumhurbaşkanı YAŞ'ta Olası Bir Dayatmaya İzin Vermemelidirler!
Halktan aldığı yetkiyi kullanmayan, kullanma çabası içine girmeyen siyasi kadroların bugüne kadar militarizmin ülkeyi teslim almasında en az askerler kadar sorumlu oldukları hiç tartışılmaz. Bu noktada son yıllarda gelişen militarizmi zayıflatmaya yönelik girişimlerin tutarlı bir tarzda sürdürülmesi açısından bu yılki YAŞ toplantısı önem arz etmektedir. Bu yüzden Başbakan'ı YAŞ'ta darbecileri kollayan bir tutuma şerh düşerek de olsa imza atmamaya, Cumhurbaşkanı'nı ise bu tarz bir dayatmaya onay vermemeye çağırıyoruz!
ÖZGÜR-DER
HABERE YORUM KAT