
Özgür-Der: "Esed Bombalıyor, Sözcüleri Propaganda Yapıyor"
Rıdvan Kaya, bugün Cilvegözü Sınır Kapısı'nda meydana gelen patlamaya ilişkin bir basın açıklaması kaleme aldı.
HAKSÖZ-HABER
Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, bugün Hatay'da bulunan ve Suriye ile geçiş yolu olan Cilvegözü Sınır Kapısı'nda meydana gelen patlamayı değerlendiren bir açıklama yayınladı. Açıklamada, Baas çetesinin suçlarına bir suç daha eklediği, hiç bir kural tanımadığını bir kez daha gösterdiği ifade edilirken yerli işbirlikçilerinin bu patlamadan bile malzeme çıkarmaya yeltenmesinin insanlık dışı bir tutum ortaya çıkardığı belirtildi.
İlgili Haber |
---|
Hatay Cilvegözü'nde Patlama: 12 Ölü |
Hayatını kaybedenler ve yaralılar için temennide bulunulan açıklamada Baas rejimi ile birlikte destekçilerinin de tarihin çöplüğüne yuvarlanacağının altı çizildi.
***
ESED BOMBALIYOR,
YERLİ SÖZCÜLERİ PROPAGANDA KAMPANYASI YÜRÜTÜYOR!
11 Şubat 2013
Hatay’ın Reyhanlı ilçesine bağlı Cilvegözü sınır kapısında bomba yüklü bir arabanın infilak ettirilmesi neticesinde 10 insan hayatını kaybederken, 50’den fazla insan yaralandı. Suriye’den Türkiye’ye geçiş güzergahında gerçekleştirilen bu eylemle Baas çetesi 2 yıla yakındır işlediği insanlık suçları zincirine yeni bir halka daha eklemiş oldu.
Özgürlük isteyen Suriye halkına karşı vahşi bir katliam politikası yürüten Esed yönetimi, bu eylemiyle Suriye halkına karşı sürdürdüğü savaşta hiçbir kural tanımadığını bir kere daha göstermiş oldu. Baas zulmünden kaçmaya çalışan insanları hedef alan bu eylem, asıl olarak Suriye halkının özgürlük mücadelesini destekleyen Türkiye’ye bir gözdağı ve Suriye halkına Türkiye’den uzanan yardım elinin kesilmesine dönük şeytani bir planın pratize edilmesidir.
Esed yönetiminin bugüne kadar işlediği suçlar tüm dünyanın gözü önünde cereyan ettiğinden, bu çetenin gerçekleştirdiği Reyhanlı saldırısının vahşiliğine, ahlaksızlığına dair ilave bir söz sarfetmenin gerekmediği kanaatindeyiz. Boğazına kadar suça bulaşmış bu çetenin ne bugüne kadar yaptıklarına, ne de bundan sonra yapabileceklerine ilişkin artık bir şaşkınlık ifade etmenin anlamsız, kınama türünden açıklamaların da gereksiz olduğu aşikârdır! Bu çetenin bir an önce defolup gitmesini talep etmenin ve bunun için çaba sarfetmenin haricinde söylenen her söz ve atılan her adım beyhudedir.
Burada asıl dikkat çekici husus ise iki yıldır doğrudan-dolaylı yollarla bu vahşi çeteye arka çıkan, Türkiye kamuoyunda Esed savunuculuğuna soyunan çevrelerin Reyhanlı saldırısı sonrasında da iğrenç tutumlarını sürdürmekten vazgeçmemeleri, hatta saldırıyı kirli propaganda kampanyalarının bir parçasına dönüştürme kurnazlıkları olmuştur.
Bu tipler saldırı haberi alındığı andan itibaren gazeteci, siyasetçi vb. kimlikler altında yaşanılanın Türkiye’nin Suriye sorununa müdahil olmasının bedeli olduğuna ilişkin sözleriyle bulanık suda balık avlama faaliyetlerine girişmişlerdir. Suriyeli muhalifleri karalamak ve itibarsızlaştırmak için iki yıldır tekrarlanan “sınırların kevgire döndüğü”, “silahlı insanların elini kolunu sallayarak Türkiye’ye girip çıktıkları” vb. propagandif sözler bir kez daha dolaşıma sokulmuştur.
Bu tezlerin sahipleri aylardır Suriye’de devam eden Baas zulmüne karşı Türkiye’nin sessiz kalmasını, muhaliflerin rejim güçlerince katledilmesine onay vermesini talep etmektedirler. Türkiye halkının Suriyeli kardeşlerine yardım ulaştırmasından rahatsız olmaktadırlar. “Suriye’nin içişlerine karışmayalım” söylemiyle cani bir rejimin halkını vahşice zulmetmesine göz yumulmasını önermektedirler. Kısacası ulusal çıkarlar adı altında barbarlığı, insani değerlerin çiğnenmesini savunmaktadırlar.
İşte bu insanlık dışı tezlerin ve tutumun sahiplerinin, destekçisi oldukları Baas çetesinin taze vahşiliği karşısında da utanmak yerine seslerini yükselttikleri ve Baas çetesini dolaylı söylemlerle kollama faaliyetinden geri durmadıkları görülmüştür. Bu alçakça saldırıyı dahi işbirlikçi tezlerine malzeme fırsatına dönüştürme çabası içine girebilmişlerdir.
Saldırıda hayatını kaybeden Türkiyeli ve Suriyeli kardeşlerimizin yakınlarına başsağlığı, Rabbimizden yaralılara acil şifalar dilerken; Esed zulmünün savunucularının da en kısa zamanda savunucusu oldukları Baas çetesiyle birlikte tarihin çöplüğüne yuvarlanmalarını diliyoruz.
Rıdvan Kaya
Özgür-Der Genel Başkanı
HABERE YORUM KAT
Sayın Sedat Hasanbaşoğlu (isim şimdi zikredildi!)
Yanıtla (0) (0)Esedçilerle fotograf pozları verip, birlikte meydanlarda “Kahrolsun Nato, kahrolsun ABD” şatafatlı sözlerinize, “Nerede, nerede Afganistan ya da Irak’ta mı?” sorusuna ” yok canım Suriye’de”
Siz bunları yapıyorsanız üzerinize alının, yapmıyorsanız sorun yok!!!
Yine siz Suriye mazlum halkı için (ille de direnişçiler için demiyorum, kadın çocuk olsıun bari anlamında) bir ekmek bile almayanlardansanız üzerinize alının, yapmıyorsanız sorun yok!!!
Bu durumdaki kişiler malum onlar arasındaysanız üzerinize alının, yapmıyorsanız sorun yok!!!
FİKRİ BEY,
Yanıtla (0) (0)basın açıklamasının yorumlarının böyle olmaması gerekirdi ki maalesef buna ben yol açtım.site yöneticilerinden özür dilerim.bu yüzden son mesajımdır ve umarım sizlerde uzatmazsınız.
"çok uzun yazacak kadar paranoya içeren" kişi sanırım benim ki benden uzun yazan kimse yok.
"sırf akp'ye karşı çıkmak için sapla samanı karıştıran" kişi olarak şunu sormak isterim.hangi cümlem sizi rahatsız etti ve yazının neresinden "sırf akp'ye karşı olduğumu" anladınız.zekanıza hayran kalmamak elde değil.
Yem'lediğiniz!! bölüme gelince,(denizci olduğumu anladınız galiba) gerçekten kutluyorum sizi.bu ne öngörü.maşaallah.yorumumun ilk paragrafında yazan "60 bin insanın ölümüne ses çıkarmayan embesiller, 14 kişinin ölümünde neden bu kadar “duyarlı” tavır takınıyorlardı. Elbette nedeni belli ancak ben buna değinmeyeceğim. Bunu herkes zaten biliyor." dan kastım "sırf akp düşmanlığından ve akp'nin suriye politikasını beğenmediklerinden" ileri geliyordu ki herkesin bildiği şeyi sizin bilemeyeceğinizi hesaplayamadım.özür dilerim.(sonrada uzun yazıyorsun diye dalga geçiyorsunuz.açıklamak gerekiyor herşeyi işte)
akp'nin takındığı tavır islami olmasaydı zaten aynı tavrı sergilemezdik.kimseyi rableştirmek gibi bir derdimiz olmadığı gibi adı islami olanlara karşı aldanmamayı sizden öğrenmedim neyseki.
son paragrafınıza cevap dahi yazmayacağım çünkü ahlak sınırlarını zorlamışsınız.
işin en ilginç boyutunuda yazayımda içimde kalmasın.aslında yorumunuz çok güzel ancak bu yorum esedçilere hitab ediyor.bana değil.bu yüzden de yazmadan önce ya paranoyak yazımı doğru okuyun ya da yorumlara göre iftira atmayın.
kemalist paranoyakların gözünden suriye'de yaşanan dramın türkiye versiyonu olarak yazmaya çalıştım.gerçek kişiler üzerinden hayali bir kurgu ile.temel anlamda kesişmeyen iki ideolojinin çakışan bazı taleplerini "empati" kurdurarak anlatmaya çalıştım.yetersiz olabilirim,beğenmemiş olabilirsiniz ama ya okumayın,ya okuduğunuzu anlamaya çalışın ya da Allah aşkına susun.çünkü iftira atıyorsunuz.ilk ve son paragrafı okusanız ne demek istediğim ve ne
AKP’nin eleştirileceği son nokta herhalde Suriye meselesi olmalıdır. Türkiye insanının pasifleştirildiği, AKP tabanını bile Suriye konusunda duyarlığının yeterli olmadığı, AKP'li milletvekilleri arasında bir anket yapılsa çoğunluğunun maddiyatçı, muhafazakâr-milliyetçi duygularla “bize ne Suriye'den” diyeceği, bütün muhalefetin yek vücud Esedçi olduğu (yok değil demeyin, o kadar da ahmak değiliz, bal gibi Esedçiler), AKP 'nin güdümünde olduğu iddia edilen ABD'nin ve Nato'nun sık sık AKP'yi azarlamaya kalktığı bir ortamda, AKP belki tam tutarlı değil, belki uzun vadeli hesaplarla ama sonuçta Suriye mazlum halkının yararına olacak vesilelere alıştığı dönemde sırf AKP 'ye karşı çıkmak iin sapla samanı karıştıranların harcı olsa gerek.
Yanıtla (0) (0)Çok uzun yazacak kadar paranoya içerenlere alın uzun bir cümle daha.
Ve bir de yem; AKP İslam iddiasında değil, gömleği çıkarmış ama İslam iddiasında olan zavallı bir devletten çok daha Müslüman’ca tavır takınıyor ki, buyurun, somut verileri niyet okuyarak yalanlayın ya da adı İslam Cumhuriyeti olan bir devletin somut olarak zalimin yanında durduğu ve somut olarak ABD ile birçok yerde anlaştığını boş verin, hüsnüniyetle (buna Rablaştirmek denir ya) "ne yapsa İslami’dir" deyiverin olsun bitsin.
Yoksa ”İran’da yanlış yapıyor ama”, bizde Esed’e ve Baas’a karşıyız, muhaliflerin yanındayız” diye arada bir sinyal çakıp, bırakın onlarca muhalif’İn hiçbirine beğenmemeyi, yerinden olmuş Suriyeli sivillere bir ekmek bile göndermeden, Esedçilerle fotograf pozları verip, birlikte meydanlarda “Kahrolsun Nato, kahrolsun ABD” şatafatlı sözlerinize, “Nerede, nerede Afganistan ya da Irak’ta mı?” sorusuna ” yok canım Suirye’de” diyerek kendinizi kandırın bakalım.
İnsan ancak bu kadar zavallı olabilir!
derdim bu adamların esed karşıtı olmalarını sağlamak falan değil. seninde bahsettiğin gibi olacak da değiller, tutumlarından vazgeçecekde değiller. maksadımı anlatmak adına yetersiz kalabilir ve uzun cümleler kurabilirim ancak mesele şu ki kendi tezatlarını görebilmeleri adına böyle bir senaryoyu sergilemek istedim yalnızca. hemen hergün bu adamların gazetelerde, sosyal medyada, yolda,parkta, işyerinde küfür ve iftiralarından sıkılarak yazmış olduğum bir şey. hepsi bu. yazıdan ne anladın bilmem ama kendi adıma akp'yi özellikle suriye konusunda eleştirdiğim bir konu yok ve olayı akp karşıtlarının gözünden görmeye çalışarak bir resim çizmeye çalıştım. akp'yi ve erdoğan'ı nerede eleştirmişim onuda anlayamadım ki eleştirilmezde değiller ayrıca. gerekirse onuda yaparım ama bu sefer senin için kısa keserim.
Yanıtla (0) (0)Bir arkadaş ne güzel döktürmüş böyle maşallah. üç kez söylediklerinin toplamından benim anladığım şu: Ey Esedseverler! Tutarlı olun. Diktatör olduğunu söylediğiniz, (Tayyib'e diktatörlük yakıştırmasına hiç girmeyeceğim. Bu gün için bu fazla olur. Lakin ön adıyla hitabettiğmiz kaç lider vardır, ya da var mıdır? Ve bunun anlamı nedir? deyip geçelim.) Tayyib'e karşı olmanız, sizi Esed'e de karşı kılmalı. Peki adamların dertlerinin diktatörlükle ilgili olmadığı dünya alemin bildiği bir gerçek değil mi? Zaten bu zat-ı muhteremler Kemalizm denilen diktatörlüğe yanık değiller mi? Bunların Suriye'deki izdüşümleri de Esed ve Baas olmuyor mu? Kime kimi ya da neyi anlatıyorsunuz? Adamlar bal gibi tutarlı bir haksızlık çizgisini sürdürüyorlar kısacası. Sırf Ak Parti'yi ve Erdoğan'ı eleştirmek adına uyduruk kurgulara gerek yoktur. Ak Parti'yi eleştireceğimiz onlarca konu olabilir ve nitekim vardır. Ama Suriye konusu bunun dışındadır. Zorlamayalım. Biz kendimiz olduğumuz müddetçe de birilerinin bizi kuşatması korkusu yersizdir. Her büyük olan balık, küçükleri yok etseydi hamsinin bolluğundan değil, adından bile bahsedemezdik değil mi? Hem bizim itikadımızda büyük olan Allah'tır...
Yanıtla (0) (0)Bu ülkenin muhalifleri ile Suriyeli muhaliflerin temelde karşı geldikleri şey aslında aynı. Buradakiler T.Erdoğan ve partisini, oradakilerde esed ve baas’ı istemiyorlar. İstememe nedenleri ise garip ama hemen hemen aynı. Elbette bir tarafın laik-kemalist, diğer tarafın ise İslamcı oluşları dışında. Ancak, ilkesel tavır pragmatizmin esareti altında sağa sola savrulan kemiksiz ve kırılgan bir şeyse, o zaman ona ilkesel tavır demezler. Dansözlük sanatı’nın icrası derler. Bizim muhaliflerimiz burada karşı geldikleri şeylerin sınırın öte yanında olmasına ses çıkarmayıp üstüne destekliyorlarsa bunların ne söyledikleri dinlenir ne de buradaki sızlanmaları. Hatta hoca misali timur’a gidip “bize bir fil daha ver” demek en doğrusudur zira bunların anlayacağı dil budur. Biraz empati, biraz ilkeli tavır olsa bugün suriye’de yaşanan dramı görmezden gelmezlerdi. “Bizde burada aynı sıkıntıları yaşıyoruz” demeleri gerekmez miydi? Dolayısıyla cilvegözü olayından sonra bu adamların ne sözü dikkate alınır ne de adamlıkları.
Yanıtla (0) (0)Ya özgürlük gelecektir ya da en güzel özgürlüktür onlar için ölüm. Asker ve polis milli şef’ten gelen emirler doğrultusunda göstericilere sert müdahalelerde bulunurlar. Akp yandaşlarıda olaylara müdahil olurlar ve muhalif göstericiler üzerine açılan ateş sonucu bazı göstericiler özgürlüğe doğru yürürler. Muhalifler tam bir keşmekeşin ortasında kalmışlardır. Hem asker ve polis hemde akp’li militanlar tarafından kıskaçtadırlar. Kendilerini savunacak hiç kimseleri yoktur. Devletin resmi görevlileri dahil onlara kimse sahip çıkmamaktadır.
Yanıtla (0) (0)19 ay boyunca yılmadan usanmadan gösterilerine devam eden ve “özgürlük” diye bağıran muhalifler çok can kaybetmişlerdir. Gerek devlet güçleri, gerekse akp militanları tarafından öldürülen binlerce muhalif vardır ancak seslerini duyan kimse yoktur. İran yaşanan zulme karşı milli şef’i uyarmakta ve sığınmacılara yardım etmektedir. Muhalifler en azından eşlerini, çocuklarını ve yaşlılarını gönderebilecek bir kapı bulduklarına sevinmişlerdir ancak o da senelerdir düşman gördükleri iran’dır. Hiç yoktan iyidir ancak bu durum bile aleyhlerine propaganda malzemesi oluşturmaktadır. Milli şef her konuşmasında yerel ve dünya basınına muhaliflerin iran-rusya-çin ittifakı içerisine girmek ve türkiye’yi sosyalist İslamcı bir ülke haline getirmek istediklerini haykırmaktadır ki, aslında sosyalistliği belki ama “İslamcılığının” imkanı olmayan bir grup için atılmış en büyük iftiradır bu. Ancak, elden bir şey gelmemektedir. Bunu nasıl ispat edebilirler ki?
Aylardır zulme, baskıya ve ölümlere karşı direnen muhalifler sonunda silahlı mücadele kararı alırlar ve bulup buluşturdukları silahlar ile devlet güçleri ile savaşmaya başlarlar. Elbette vicdanlı olan asker ve polislerin muhalif saflara katılmasında bunun etkisi büyüktür.”
Diyelim ve aslında hikayenin gerisinin ne olduğu belli olan bir yazıyı uzatmayalım.
Cilvegözü saldırısı bende biraz farklı bir düşünce oluşturdu. Akp muhaliflerinin olaya atlaması ve türkiyeden gönderildi türünde söylemleri ve hükümeti yerden yere vurmaları aslında alışkın olduğumuz bir tavır ancak, timsah gözyaşları içerisinde ölen 14 kişinin ardından vicdan yapmaları, olayı lanetlemeleri benim esas dikkatimi çeken nokta oldu. 60 bin insanın ölümüne ses çıkarmayan embesiller, 14 kişinin ölümünde neden bu kadar “duyarlı” tavır takınıyorlardı. Elbette nedeni belli ancak ben buna değinmeyeceğim. Bunu herkes zaten biliyor.
Yanıtla (0) (0)Akp iktidarı 10 yıllık iktidarı döneminde yaptıkları ve yapmadıkları ile hemen her kesim tarafından eleştirildi. Tayyip Erdoğan diktatörlükle, askeriyeyi ve yargıyı ele geçirmekle suçlandı. Akp diktatörlüğünde cumhuriyetin elden gittiği, laik düzenin sarsıldığı görüşü muhalif guruplar tarafından her zaman dile getirildi ve getiriliyor. Şimdi biraz senaryo yazalım ve muhaliflerin gözünden hayal gücümüzün sınırları ile oynayalım.
“Türkiye’deki muhalif gruplar akp iktidarının 20. Yılında, yani 2023’de milli şef Tayyip Erdoğan’ı protesto etmek için meydanlarda buluşma kararı alır. Ancak bu o kadar kolay değildir artık. Eski “şaşaalı” Cumhuriyet mitingleri artık yapılamamaktadır. Milli şef özellikle muhaliflerin yapacağı tüm gösterileri yasaklamış, keskin kalemleri “Silivri” ye göndermiş, işadamlarını ve medyayı kontrolü altına almıştır. Tabiri caizse tüm kontrol ondadır. Muhalifler bunu o milli şef olmadan tam 20 yıl önce görmüşlerdi aslında ama göbeğini kaşıyan bidon kafalılar bunu anlamamışlardı. Ancak, muhalifler için artık yapacak bir şey kalmamıştı. Ya istiklal ya ölüm sloganı ile Tandoğan meydanına yürüyeceklerdi. Özgürlük istiyorlardı. Bir parça nefes, bir parça rahat yaşam. Akp anayasasının boğucu ve baskıcı maddeleri ile yaşamak istemiyorlardı. Bir parça demokrasi işte. Hepsi bu.
29 ekim 2023 türkiye tarihinin en gösterişli halk hareketine şahitlik eder. Milyonlarca muhalif önce Tandoğan meydanında ve daha sonra tüm şehirlerde gösterilere başlar. Göstericiler inançlıdırlar. Geri adım atılmayacaktır.
Mezkur ve menfur olayı Esed yapmamıştır! Niye mi? Ahanda izahı: 1-Esed halkına karşı son derece müşfikdir. O kadar ki, halkın kendilerinin bombaladığı şehirleri Esed ve şebbihası ile İran- Rusya- Çin üçgeninden mürekkeb şürekası muhafaza etmek için geceli, gündüzlü çabalamaktadırlar! 2-Suriye, Türkiye ile de gayet iyi geçinip gitmektedir. Arada görünen tatsızlıklar, muhabbetin sıcaklığından daha doğrusu, samimiyetten ileri gelmektedir! 3- Suikast, provakasyon, hile gibi şeyleri masum Baasçılar nerden bilebilirler ki.?!! 4- Hama da yıllar önce olduğu söylenilen katliam da "kazaen" olmuştur! 5- Köşeye sıkışan adam her şeyi yapar iyi de Esed sıkışmış mıdır?! Sıkışsaydı mebzul miktarda memleketimizde bulunan Baas sempatizanını nasıl elde tutabilirdi değil mi?! 6-Bombalamanın yerine, bombalama neticesinde ölenlerin kimliğine vesaireye de bakmayın. Bunlar Esed'e çamur atmak için yapılan yanıltmacalardır. Yani halk kendi kendini öldürmekte ve suçu, pir-u pak Baas'a yıkmaktadırlar!! 7- Son olarak, Suriye'de güllük gülistanlık bir yaşamın ve yönetimin olması ve bu ülkedeki "istikrar"ın yarım yüzyıldır sürdürülüyor olması da göstermektedir ki, son bombalama işi Esed'in işi değidir! Umarım izah isteyenlere bu (m)izah yeterli gelir. İzah isteyenlerden ben de "iz'an" istesem... Yok mu? "Canınız sağolsun" demek isterdim ama katledilen masumlar aklıma geliyor ve "canınız cehenneme!" diyorum. Evet, canınız cehenneme...
Yanıtla (0) (0)Erkam sana kimse bir şey izah edemez. Sen eğer 2 yıldır yaşanan bunca vahşete, zulme, katliama karşı hala böyle gayet soğukkanlı, çok profesyonel ve de çok bilmiş cümlelerle Suriye meselesine yaklaşabiliyorsan, zaten sana bir şey izah etmeye kalkışmanın gereksizliği açıktır. Unutma en vicdansız, en zalim taraf zalim ile mazlum arasında tarafsızlık pozisyonuna yatanların tarafıdır.
Yanıtla (0) (0)İt iti ısırmaz.
Yanıtla (0) (0)Bazen dalaşırlar ama hak geldiğinde bir ümmet olurlar.
Nato, bu gün açıklama yapmıştır; "Suriye benim itimi istemiyor, o halde diğer it benim için haktan daha evladır" demiştir.
Yanda bşr haber daha vardır. CHP halk istedi diye değişmez demektedir. Bizim Kemalistimiz bunu derse Suriye'nin Baas'ı ne desin?
"Nato mermer, nato kafa" = "Beton Kemal, Baas kafa" fark bu kadar basittir. Ama kırk dereden su gelmedikçe teyemmümü bilmeyen "toprak bulamadık, zımpara kağıdı olur mu?" demektedir. Objektif baktığını sanan bazı kişiler baktığ objede kendi putunu görmektedir. Oje sürenin abdesti objektif olarak şüphelidir. Eşek anırınca, teyemmüm bozulur, zımparanın kaldırdığı kabuktan Faşistler kaçışır, amma velakin ABD'den değil İslam güneşinden kaçmaktadırlar.
Birisi bana objektif olarak bu olay üzerinden, Esed bombalıyor yerli işbirlikçileri propaganda yapıyor yargısı ile Nato organize ediyor yerli işbirlikçileri prapaganda yapıyor yargısının farkını izah etse.
Yanıtla (0) (0)Allah Rıvan abiden razi olsun, gereken cevabi verdiği için Allah sevabıni kat kat artırsın, Esad ve şebbihalarını da rezil ve rusva yelesin.
Yanıtla (0) (0)Kafirler, müşrikler, din düşmanları, kin ve nefretlerini dışa vuran alçaklar, Suriyeli müslüman kardeşlerimizin kahramanlıklarını ve zaferden zafere koşmalarını hazm edemeyenler, hile ve tuzaklarını kurmaktan ısrar edenleri Allah cc çabalarını boşa çıkaracaktır inş.
Fehim Taştekin adlı Esed sözcüsü tam da burada anlatılan türden bir görev icabı için CNN'de Ahmet Hakan'ın konuğuydu. Sözleri en az Esed'in cinayetleri kadar rezil ve iğrençti.
Yanıtla (0) (0)Esad ve avanesi aslen ve kavmen emevi olup bu zamanın lanetli yezididir. Şimdi bu lanetli yezid ve yahudi destekçilerinden Kerbelanın intikamını tam almanın zamanıdır da ahmahkları uyandırmak zor mesele.
Yanıtla (0) (0)Esedin sonu yaklaştıkça terörist faaliyetleri sınırlarının dışına taşıyacağı ayan beyan ortada.
Yanıtla (0) (0)Bunun için Baas lobisinin gittike paranoyaklaşan ve kalpleri iyice kararmış söylemlerine baktığımızda kendisine destekte bulacağı açık.
Her gün tepesine bombalar yağan Surriyenin özgürleşen şehirlerine baktığımızda bu tip Baasçı eylemlerin iki ülkenin ortak kaderi paylaştığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Olaylardan bize ne, bizden uzak dursunlar diyerek mazlumları yalnızlaştırma operasyonları olan bu tip terör faaliyetleri bir an önce önlenmelidir.
Kimsenin dışarıda kalamayacağı zalim-mazlum hesaplaşması belli ölçülerde buraya da sıçrayacaktır. Ortadoğu'nun halklarının birbirine olan husumetlerinin iyice çatışmaya dönüşmeden Baas rejiminin ve Lobisinin tarihin çöp tenekesine atılması açilen sağlanmalıdır. Bunu geciktirerek husumetleri arttıran ABD, İsrail gibi emperyalist odaklar, varlıklarını Baas çetesinin devamında gören despoti yönetimler ve çıkarlarını Baas tipi diktatörlüklerle devam ettirmeye çalışan eskinin sosyalist yeninin çiğ kapitalist emperyalistlerine karşı onurlu Müslümanlar Suriye intifadacılarını daha kuvvetle destekleyerek bu faşist rejimi tarihin çöp tenekesine acilen göndermeleri gerekir.