Özgür basın sust…(!)
Yılmaz Özdil, Meral Akşener hakkında söylediği müspet ifadelerin ardından Sözcü’den ayrılmak durumunda kaldı.
HAKSÖZ HABER
Sol-Kemalist çevreler kurdukları ittifakın dağılmaması için çeşitli tavizler verirken muhafazakarlara gülücükler dağıtıyorlar. CHP’nin yanında yer alan muhafazakar partiler bu söyleme şimdiden fazlasıyla kapılmış durumdalar.
Başlı başına bir inceleme konusu olsa da CHP’nin değiştiği yönündeki bu algı en temelde ideolojilerin görünürlüğü azalsa dahi değişmeyen konumunu hafife alıyor. CHP’nin CHP’liği değişmesi kolay olmayan bir mesele. Tıpkı Erdoğan veya bir başka siyasetçinin ideolojik saikleri gibi…
Sol-Kemalistler ise bir yandan açılım muhabbeti ile göz boyarken kendi içlerinde ise tabir-i caizse çatlak seslere izin vermiyorlar. Her zaman hükümeti basını susturmakla itham edenler kendi içlerindeki eleştirileri susturmak için bir an bile gecikmiyorlar.
Hükümetin medyaya yaklaşımındaki sorunlar bağımlılık ilişkileri ihdas etmekten kaynaklanıyor. Ancak muhalefetin durumu bundan bile daha beter. Tarafsızlık vurgularıyla yapılan propagandalar muhalefet açısından tutarsızlık çukurunu derinleştiriyor sadece…
Yılmaz Özdil, Meral Akşener’in “masayı dağıtma girişimi” hakkında söylediği “Akşener masayı dağıttı demek ahlaksızlıktır, o buna mecbur bırakıldı” ifadelerin ardından Sözcü TV’den ayrılmak durumunda kalmıştı.
“Görevden derhal uzaklaştırılmam için, bir saniye bile görevde kalmamam için, CHP yönetiminin adını kullanarak, aleyhime kampanya başlatılmasına üzülmedim desem, yalan olur. AK Parti kampanyalarına alışığım, umurumda bile olmadığını beni tanıyan herkes bilir, ama doğma büyüme bir CHP'li olarak, bu kampanyaya parti kaynaklarının harcanmasına gerçekten üzüldüm.”
Bugün yaşanan gelişme sonucunda ise Özdil yıllardır yazarlık yaptığı Sözcü gazetesinden de ayrılma kararı aldığını duyurdu. Yılmaz Özdil’in yazdıklarından şaşkınlığı belli oluyor. Anlaşılan o ki “görevden derhal uzaklaştırılması için” çaba gösterenleri televizyon kesmemiş…
Sözcü gazetesinde buraya kadar… Uğruna mücadele ettiğimiz insanlar tarafından taşlanmayı göze alarak, kalemin namusunu savunmak için elimden geleni yaptım, kariyerimi ortaya koyarak doğru bildiğimi dosdoğru anlattım, anlatmayı beceremediğimi hayat mutlaka anlatacak, hoşça kalıni.
Yılmaz Özdil bizim nazarımızda hiçbir yerde yazmasına izin verilmemesi gereken nefret dolu tarzıyla lümpen gazeteciliğin Türkiye’deki en “muteber” isimlerinden birisi. Ancak buradaki tutarsızlık istemedikleri şeyleri dile getiren gazetecilerine iki gün bile sabredemeyen sol-Kemalistlerin oluşturmaya çalıştığı algıda yatıyor. “Özgür basın susturulamaz” teranelerini dile getirenler öyle bir susturuyorlar ki Özdil bile olanlara şaşırıp kalıyor...
HABERE YORUM KAT