Özbekistan’da 1990’dan 2016 yılına kadar süren İslam Kerimov diktatörlüğü döneminde dini hayata yönelik kısıtlamalar, engellemeler yüzünden ülke dindar insanlar için bir tür açık cezaevine dönmüştü. Bu yüzden milyonlarca Özbek Komünist dönemi hortlatan baskılar yüzünden hapis hayatı yaşarken, sayısız Özbek de ülkesini terk etmek zorunda kalmıştı.

2016’da Kerimov’un ölümüyle Başbakan Yardımcılığı görevini sürdüren Şevket Mirzayev devlet başkanlığı koltuğuna oturdu. Mirzayev daha esnek politikalar izlemeye koyuldu ve halkı biraz rahatlattı. Erdoğan’ın da etkisiyle dindarlara yönelik kısıtlamalar azaldı, hatta ülkeye geri dönenler dahi oldu. Ne var ki son yıllarda muhtemelen istihbarat ve güvenlik kurumlarının yönlendirmesiyle devlet yeniden katılaşma emareleri göstermeye başladı.

Ülke genelinde başörtüsü yasağı hortlarken, camiler daha sıkı bir denetim altına alındı. Bilhassa gençlerin İslami yönelişleri engellenmeye çalışıldı. Öyle ki camilere girişlerde dahi gençler fişlenerek korkutulmaya çalışıldı.

Bu zalimane uygulamaların Ramazan’da daha da artış gösterdiğine dair şikayetler artıyor. Gençler polis tarafından cami kapılarından çevrilip geri gönderiliyor. Taşkent Müftüsü’nün güya namazın adabını bozdukları gerekçesiyle çocukların camilere getirilmemesine yönelik çağrısı tüm gençlere teşmil ediliyor.

Gelinen noktada İslam ümmetinin en tarihi, en güçlü odak noktalarından biri teşkil eden Özbekistan’da insanlar ibadet ettikleri için aşağılanıyor, cezalandırılıyorlar. Bu zulme karşı tüm Müslümanların duyarlı olması gerekiyor.