Örtülü Bir ‘Büyük Savaş’ın Bir Muharebe Sahnesi: Afrin
Suriye’nin Türkiye sınırındaki bütün kuzey şeridi gibi, Hatay’a yakın Afrin vilayetinin de, sırf Türkiye’yi rahatsız etmesi için bizzat Beşşar Esed tarafından ve Suriye Buhranı’nın başlangıcında, yani 7 yıl öncelerde, PKK/YPG güçlerine terk edildiği, Esed’in kendi beyanlarınca açık..
Şimdi o bölgede 12 gündür cereyan etmekte olan bir muharebe var. Ancak görünüşe bakıp da, bu muharebeyi, ‘kocaman bir devletin ordusuyla, 400 binlik bir vilayetteki birkaç yüz kişilik teröristler arasındaki bir karşılaşma’ olarak görmek, son derece yanlış ve hattâ konuyu çarpıtmak olur.
*
Afrin’de tezgâhlanan fitne odağı, anlaşılıyor ki, Türkiye’yi, hem de küçük bir terör odağı karşısında güç duruma ve tuzağa düşürmek için, Avrupa’sıyla, Amerika’sıyla nice emperyalist güçlerin, ‘Türkiye’yle NATO’da müttefiklik’ durumlarına da aldırmadan oluşturulmuştur. Afrin’in de Amerika ve diğer emperial odaklarca en gelişmiş silahlarla donatılmış ve eğitilmiş 10 bine yakın bir savaşçı/terörist grubunun bulunduğu zâten biliniyordu. Bu gücün öyle fakir bir vilayetin halkının desteğiyle oluşturulamayacağı da açıktı.
Nitekim, Afrin’in kuzeydoğunda en stratejik nokta olarak bulunan Burseya dağında yapılan müthiş istihkâmatın, koruganların, siperlerin, son derece güçlü beton kulelerin ve 2 metre kalınlığındaki beton duvarları bulunan yüzlerce metre uzunluğundaki tünellerin ve o tünellerin de bir kat altında başka tünellerde, 25-30 kişilik odalar ve revirlerin olduğu şimdi anlaşılmıştır ve bunların öyle küçük bir şehrin ekonomik desteğiyle tesis edilemeyeceği ve ayrıca, PKK/YPG elinde bu kadar karmaşık ve gelişmiş modern istihkâmatı yapabilecek mühendislik imkân ve elemanlarının bulunmadığı da bir ayrı konu..
*
Türkiye ordusunun bütün bu istihkâmat, teçhizat ve tuzaklardan, sağlıklı şekilde haberdar olduğu anlaşılıyor. Yoksa, bir faciayla karşılaşılabilir, USA, AB ve daha niceleri bayram yapardı.
Türkiye ise, bu muharebeyi, kendinden emin ve sivil halka zarar vermeyecek bir dikkat içinde yürütmekte de oldukça başarılı..
*
Bu arada belirtelim, devrede sadece Batılı mâlûm güçler yok.. PKK/YPG güçleri, beklemedikleri derecede ağır darbeler yemeye başlayınca, kendilerini, -Amerikan eliyle oynatıldıkları gerekçesiyle- daha geçenlerde ‘vatan haini’ ilan eden Beşşar Esed’e, ‘Suriye’nin sınır güvenliğini korumak için harekete geçmesi ve kendilerine destek vermesi’ çağrısında bulundukları biliniyor.
Daha da ilerisi, İran’ın yaklaşımı.. Nitekim, İran’ın yarı-resmî stratejik haber ve yorum sitesi olan ‘tabnak’da 29 Ocak günü yayınlanan bir haberin başlığı bile bu konuda yeteri kadar açık.. Bu haber-yoruma göre, İran’ın ünlü generali Qaasem Suleymanî, ‘Türkiye Ordusu’nun yüksek rütbeli bir komutanına çok sert bir mesaj göndermiş’ti. (Dün de, aynı sitede, Türkiye Ordusu’nun Haleb’in güneyindeki El’Ays bölgesinde yığınak yapmaya başladığı haberi vardı.)
Suleymanî’nin ‘çok sert’ diye nitelenen mesajı etrafında ise, özetle şu bilgilere yer veriliyordu: (İdlib’in güneyindeki) ‘Ebu’z-Zuhûr Havaalanı’nın Suriye ordusunca ‘tekfirci güçler’in elinden alınmasından sonra, bir süre orada kalan Suleymanî, Türkiye ordusunun tahriklerinden ve Suriye arazisinin işgali konusunda kendileriyle ve Suriye rejimiyle işbirliği yapılmayışından hoşnutsuzluğunu beyan etmiştir. (…) Gen. Suleymanî, Türkiye ordusunun Suriye şehirlerine karşı giriştiği tahriklerinden razı değildir. Gen. Suleymanî, emrindeki komutanlardan birisini, TSK’nın Suriye’deki komutanına göndererek, ‘Haleb’de İran güçlerinin de bulunduğunu ve ayrıca ‘Hizbull...’ ve Iraklı güçlerin de himayesine sahip olduğunu, Türkiye ordusunun bu bölgeye daha fazla yaklaşması halinde, hareketlerini kendisi (Gen. Süleymanî) ile uyumlu şekilde yapmasını istemiştir.’
Söz konusu haber-yoruma göre, ‘güvenilir kaynaklar’, ‘Türkiye’nin tahriklerinin devam etmesi halinde, bu güçlerle Türkiye ordusu arasında bir çatışma ihtimalini de kaçınılmaz görüyorlar’mış..
*
Evet aslında, Afrin’de, örtülü bir ‘büyük savaş’ın küçük muharebeleri ile karşı karşıyayız.
*
Star
YAZIYA YORUM KAT