Örtü yasağında, MHP-GATA işbirliği!
MHP’yi genel olarak kasdetmiyorum..
Ama önceki gün kürsüde olan Osman Durmuş ve yerinden bağırtılar yapan Oktay Vural ile Mehmet Şandır için söylüyorum..
Başörtü konusunu gündeme getirdikleri halde, o kadar rahatlardı ki, “Bu yasağın acısını çekiyor olamazlar” dedim, kendi kendime..
Başbakan Tayyip Erdoğan’ı izlerken ise, o kadar acılı, o kadar samimi konuşuyordu ki, “Bu sözlerin sahibi, başörtünün istismarını yapamaz” dedim..
MHP’li Osman Durmuş, TBMM kürsüsünden konuşuyor.. Nesrin Ünal olayını o kadar değişik bir şekilde anlatıyor ki!.. “Yalanın bu kadarına da pes artık” dedim. Sözümona, Nesrin hanım 1999’da kendi iradesi ile başını açıp Meclis’e gelmiş. MHP yönetimi, hiç baskı yapmamış kendisine.
Oysa; MHP yönetiminin kendisine yaptığı baskı bir yana, eğer gerçekten baskı yapılmamış ise, çok daha vahim bir olayla karşı karşıyaydık..
Şöyle izah edelim.. MHP’li Nesrin Ünal, halktan oy isterken başı örtülü değil miydi? Evet başı örtülü idi.
Halktan oy isterken, “Ben TBMM’ye girersem, başımı açacağım” demiş miydi? Hayır dememişti.
Peki Nesrin hanım, milletvekili seçildikten sonra, halka ihanet ederek, başını açmış mıydı?
Açmıştı..
Halktan örtülü olarak oy isteyip, TBMM’ye gelince başını açmak, açık bir din istismarı değil miydi?
Evet, açık bir din istismarı idi..
Peki bu din istismarına imza atan Nesrin hanıma, MHP yönetimi bir tepki vermiş miydi? Hayır..
Bu açık istismara imza atanlar, şimdi o vahim yanlışın ezikliği içinde, AK Partili bayan milletvekillerinin, sokakta başlarını örttüklerini, Genel Kurul’a geldiklerinde başlarını açtıklarını iddia ediyorlar!
Ben, AK Parti’nin, başörtülü hiçbir hanımı, milletvekili adayı olarak göstermemesini eleştirmiştim. Ama şimdi MHP Milletvekili Osman Durmuş’un sözlerini dinleyince, gerçekten şaşırıp kaldım.. Bir milletvekili, bakanlık yapmış bir siyasetçi, nasıl oluyor da, bu kadar açık bir yalan söyleyebiliyor?
AK Partili hangi bayan milletvekili, dışarıda oy isterken başını örtüp, TBMM Genel Kurulu’nda başını açıyor, ben bilmiyorum.. Biz zaten, AK Parti başörtülü kimseyi aday göstermedi diye eleştirirken, sayın Durmuş aksi iddiayı nereden çıkartıyor?
Açıklasın sayın Durmuş o milletvekilini, biz de bilmiş olalım. Ama sanıyorum, kendi ezikliklerini, kendi istismarlarını, AK Partilileri suçlayarak örtmek istiyorlar..
Hele hele, Osman Durmuş’un, “YÖK Kanunu Ek 17. maddeyi de değiştirecektik. AK Partililer yanaşmadılar. O yüzden başörtü yasağı devam ediyor” şeklindeki açıklamasını dinleyince, MHP yönetimine duyduğum iyiniyet, hepten kayboldu..
Bir milletvekili, böyle bir iddiada nasıl bulunabilir?
Anayasa değiştirilmiş. Anayasa değişikliğini bile, Anayasa Mahkemesi iptal ediyor. Osman bey kalkmış, “Kanunu değiştirseydik, yasak kalkmış olacaktı” diyor!
Osman bey, sen Anayasa ile kanun arasındaki farkı bilmiyor musun? Tamam, doktorsun, anladık! Ama kanun ile Anayasa arasındaki hiyerarşik ilişkiden hiç mi haberin yok senin?
Anayasa değişikliğini bile iptal eden Anayasa Mahkemesi, senin değiştirmek istediğin o ek 17. maddeyi kevgire çevirirdi, bunu tahmin edemiyor musun sen?
Ki, başörtü yasağının sürmesinin arkasında, kanun değişikliği yapılmamasını gösteriyorsun.
Tüm bunlardan sonra, önceki akşam, MHP’lilerin tam da tüy diktikleri bir konu vardı ki, artık orada “MHP’ye tüm güven bitti” diyebilirim.
Neydi o? Başbakan’ın eşi Emine hanımın GATA’ya alınmaması ile ilgili olayda, MHP’lilerin Emine hanıma destek vermek yerine, yasakçılardan yana tavır almaları!
Şimdi bu durumda, biz MHP yönetiminin, başörtü yasağının kalkmasından yana olduğunu nasıl söyleyebiliriz? Bunu söyleyenlere nasıl inanabiliriz?
İşte somut olay.. GATA’da yasakçılar, Başbakan’ın eşini içeri almıyorlar. MHP’liler, buna itiraz edeceklerine, haydi bundan vazgeçtik, sessiz kalacaklarına.. Kalkmışlar başörtü yasakçılarından yana tavır alıyorlar!
O zaman slogan şöyle olmalı: Ya ya ya.. Şa şa şa.. Yasakta MHP-GATA işbirliği çok yaşa!
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT