"Ortak Kelime"si Tevhid Olmayanlar Atatürkçülük Şirkine Savrulur!
Yazısında Mine Kırıkkanat’ın Atatürk’e ilişkin sarf ettiği sözleri değerlendiren Kenan Alpay, bunu onun kişisel hezeyanına indirgeyip geçiştiren ve “dindar Atatürk” algısını ikame etmeye çalışanların neden yanılgıda olduğunu da gözler önüne sermiş.
Kenan Alpay’ın konuyla alakalı "‘Ortak Kelime’ye Çağrıyı Unutursak" başlıklı bugünkü (16 Kasım 2018) yazısı şöyle:
Hani yarım ağız bir özeleştiri olarak zaman zaman mırıldanılan “16 yıllık iktidar sürecinin en zayıf, en başarısız olduğu alan eğitim ve kültür alanı” filan gibi şikâyetler duyduk zaman zaman. Ancak bu şikâyetler teknoloji, ekonomi, enerji, ulaşım, sağlık vs. gibi alanlarda icra edilen devasa atılım ve başarıların yanında küçük bir ‘nazarlık’ gibi duruyor sanıldı hep. Toplumsal ve siyasal değişimin, dönüşümün, olgunlaşma ve ilerlemenin ağırlıklı olarak iktisadi-teknik başarılarla kolayca ve kalıcı olarak elde edileceği zannedildi maalesef. Oysa bugünlerde daha yoğun bir biçimde yaşanan tartışmalar eğitim-kültür alanında bırakılan boşluğun bürokratik oligarşi geleneği ve taraftarları açısından nasıl da iştahla doldurulabileceğini ibretlik bir biçimde gösteriyor.
Siyaset ve toplum üzerinde bir asra yakındır boğucu bir hegemonya kuran bir resmi ideoloji gerçeği karşısında “ideolojik kavgalardan uzak durmak” gibi bir söylem makul ve yapıcı bir tavra delalet etmez. Çünkü Kemalist prensip ve teamüller üzerine kurulan devletin ideolojik karakteri, dini ve etnik kimlik tanımından başlayarak tarihten sanata, siyasetten kültüre bireysel ve toplumsal hayatın hemen her alanına arsız bir biçimde müdahale etti, ediyor. Bu sebeple devletin ideolojik ve sınıfsal karakterine ilişmeden ya da uzlaşarak Türkiye’de temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alınabileceğini varsayanlar derin bir yanılgı içerisindedirler. (…)