1. YAZARLAR

  2. MURAT AYDOĞDU

  3. Ortadoğuda Emperyalist Müdahaleye Hayır
MURAT AYDOĞDU

MURAT AYDOĞDU

Yazarın Tüm Yazıları >

Ortadoğuda Emperyalist Müdahaleye Hayır

11 Aralık 2012 Salı 02:47A+A-

Ortadoğu’da gittikçe hızlanan zor bir dönemece doğru gidiyoruz. Suriye’de baskıcı ve intifada ile katliamlarını arttıran Baas rejiminin çökeceği kesinleşti. Bunun er ya da geç gerçekleşeceğini Suriye halkının korku duvarını aşması ile açıkça görünmesine karşılık, süreç içerisinde sessiz kalanlar ve Baas rejiminin destekçileri tarafından da açıkça görüldü.

Yine süreç bize Emperyalizme ve onun haşarı çocuğu Siyonist rejimine karşı gerçek bir Direniş Eksen’inin; El Fetih, Baas, Nasır, şeyhlikler, krallıklar ve diğer totaliter rejimler tarafından değil, Hamas, O’nun reaksiyoner sonucu Ortadoğu İntifadaları ile oluşan İhvan, Selefi yapılanmalar ve İslam Ümmetinin Halklarının dayanışma potansiyeli olduğunu gösterdi.

ABD ve Batı Emperyalist ittifakı Mısır da süblimleşen bir İslam karşıtı çaba içerisindedir. Yıkılması kesinleşene kadar Mübarek Rejimi arkasında duran, Sonra Baradey gibi işbirlikçileri şişiren Emperyalizm destekçilerinin halk desteğinin olmadığını görünce Askeri Yönetimin adamı Ömer Süleyman ve nihayet İslami olmayan kesimlerin hezeyanlarını kaşıyarak Şefik Ahmet gibileri destekledi. Mursi’nin arkasında duran İhvan, Selefi Nur Partisi ve diğer İslami teşekküller karşısında artık, İslamofobi korkusunu yenemeyen Kıpti, Liberal, Sosyalist, Eski Rejimin Oligarşik kalıntıları vs. kesimler üzerinden bir karşı devrim oluşturmaya çalışıyor.

İsrail’i kuşatacak, Ürdün ve Kuveyt ile devam edeceği belirginleşen İntifada Hareketlerinin önünü kesmek için Suriye’ye bir müdahale için nabız yoklamaları açıkça gözleniyor. Acaba seneye yakındır; “askeri müdahale düşünmüyoruz” diyen, Türkiye’nin aktivasyonunu dizginleyen, Muhaliflere askeri malzeme girişini engelleyen, insani yardım dahi organize etmeyen Batı neden çökmesi kesinleşmiş Suriye Diktasına karı askeri seçenekleri masaya yatırır? Katliamlar ve yiyecek, giyecek, barınma, ısınma gibi ihtiyaçların zorlaşarak insani felakete dönüşme ihtimali bulunan Suriye için, Rejime etkin bir ağır silah ambargosu ve kuşatması gütmeden, Uçuşa yasak bölge ya da yardım koridorları oluşturmadan doğrudan bir askeri müdahalenin ne anlama geldiğini gayet iyi biliyoruz. Bu yukarıda belirttiğimiz İslami direniş eksenini zayıflatmak, Küresel Cihat yanlıları ile çatışma ve diğer Mutedil Hareketleri kontrol ve ipotek altına alma çalışmasıdır. Aynı zamanda Ortadoğu’nun mazlum halklarının dişi ile tırnağı ile kazandığı devrimi, çalmak, kitlelere kurtarıcı rolü oynamak kurnazlığıdır.

Bu aşamada Afganistan Karzai, Irak Maliki gibi kukla yönetimler oluşturmak tehlikesine uyanık durulmalıdır. Bu tip işbirlikleri ile bir dönem coşku ile karşıladığımız sahte Direniş Eksenlerinin çöküşüne benzer durum oluşturulmak istenmektedir.

ABD tarihi boyunca yaptığı gibi Suriye ye müdahalesini meşrulaştıracak faaliyetler başvuracaktır. Suriye’de doğrudan Baas rejiminin katliamlarını tahrik edecektir. Muhalefet içerisindeki geniş yelpaze içerisinde provakatif eylemlere zemin sağlayacaktır, felaket senaryolarını şişirecek ve manipüle edecektir. İslami muhalefetin gittikçe organizeli, makul ve meşru kanallar oluşturması karşısında bunları önlemeye çalışacaktır. Bir kısım yargılama mekanizması oluşturulmadan katliamcı, paramiliter ya da işkenceci rejim yanlılarına karşı cezalandırma yöntemleri veya halk reaksiyonları olsa da, şimdiye kadar Muhaliflerin sivillere karşı bir hareketi gözlenmedi. Muhalefetin organizasyon ve yapılanmasındaki bu kadar ilerlemeye karşılık bundan sonraki gözlenebilecek makul olmayan hareketler muhakkak ki, bu şer güçlerin oyunu, tahriki ya da uydurup abartması olacaktır.

Burada bu oyun ve entrikalara karşı uyanık olma yanın da, etkin ve net şekilde Suriye’ye ABD ve diğer Emperyalist askerlerin girmesine karşı çıkmaktayız. Bu başından beri Suriye’nin basiretli ve onurlu direnişçilerinin sürekli dile getirdikleri bir durumdur. Sadece BM çatısındaki halkı Müslüman ülkelerden oluşacak bir Barış gücü ya da Uçuşa Yasak Bölge gibi önlemlerden söz edilseydi Katliamlarını düşük doz ve süreklilikle sürdüren ve Kimyasal silahlara sahip ve gözaltında 400 bin kişiyi tutan Baas rejiminin insafsızlığı karşısında, bu tip önlemlere bu kadar kolayca karşı çıkmamız mümkün olmayabilirdi. Ama burada; Afganistan ve Irak’a girerek Yerli despotları aratmamacasına kitle katliamları yapan ve oralarda kendisine direnenlerin benzer yapısına sahip Suriyeli Direnişçilerin durumu söz konusudur. Ve aynı Emperyal güçler Hamas ve Başarıya kısmen ulaşmış Ortadoğu İntifadalarına karşı bitmek bilmeyen kinle dolu müdahillerdir.

Yine Baas Rejimine destek olan, sessiz kalan ya da Mazlum halka bırakın kendisini koruyacak silah insani yiyecek, giyecek, barınma, ısınma gibi ihtiyaçların karşılanması için kılını kıpırdatmayan kimseler gibi olsaydık, bu Emperyalist müdahaleye karşı çıkışımızın da bir anlamı olmazdı.

Dünyanın Emperyalizme karşı mücadele ekseni Müslüman coğrafya üzerindedir. Bölge halkları ve ipotek, vesayet altındaki rejimler ABD tahakkümünün altında ezilmektedirler. Birçok tam bağımsız olmayan Bölge Ülkesindeki ılımlı iktidarlar, kendi çağırmadıkları ama üzerlerine kalmış bu vesayetler altında ezilmektedir.  Emperyalist ülkenin tahakkümündeki Birleşmiş Milletler denen yapılanma mazlum halkların dertlerine etkin çare olmamaktadır. Bu yapıların zamanla çözülmesine yönelik çabalar ayrı ve çetrefilli bir çok argüman içerebilir. Ama ABD ve diğer Emperyalistlerin fiilen yerleştikleri Irak, Afganistan ve işbirliği içerisindeki müttefik ülkelerdeki varlığı kabul edilemez ve zaten Rusya gibi bir Emperyalist Devletin işbirlikçiliğinden kurtulmak üzere olan Suriye’nin ABD tahakkümüne girmesine yol açacak müdahalede aynı sebeplerle karşı çıkılacak bir müdahaledir.

Ortadoğu ve İslam coğrafyasında bütün dış güçlere karşı savaşımın tırmandırılması için:

“Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne döndürmeniz iyilik değildir. Fakat iyilik Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman eden, malını sevgisine rağmen; akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolculara, dilencilere, kölelere ve esirlere veren, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren, sözleştikleri zaman sözlerini yerine getiren, sıkıntıda, hastalıkta ve savaşta sabredenlerin durumudur. İşte sadıklar ve muttakiler onlardır.” 2 Bakara 177

YAZIYA YORUM KAT