1. YAZARLAR

  2. Merve Şebnem Oruç

  3. Orta Doğu IŞİD'le bile yaşar, ABD'yle asla
Merve Şebnem Oruç

Merve Şebnem Oruç

Yazarın Tüm Yazıları >

Orta Doğu IŞİD'le bile yaşar, ABD'yle asla

25 Eylül 2014 Perşembe 06:38A+A-

'Yaygın kanının aksine, IŞİD yönettiği bölgelerde hizmet ve düzen sağlayarak kalpleri ve akılları kazanmada oldukça başarılı...

'İşlerim daha önce böyle iyi gitmiyordu.' diyor Halep'in doğusunda bulunan IŞİD kontrolündeki el-Bab'dan Ebu Raid: 'Buraya kanun ve düzen getirdiler. Suçluların, hırsızların peşine düşüp şehri onlardan temizlediler. Şimdi iş yaparken malımın güvende olduğunu biliyorum.'

Sadece getirdikleri kanun ve düzenden de bahsetmiyor Ebu Raid: 'Yolları ve elektrik kablolarını tamir ettiler. İhtiyacı olanlara yemek dağıttılar. Trafik polisleri ve ücretsiz dini okulları var.'

Ve şunu ekliyor: 'Evet sert kuralları var ancak kırmızı çizgiyi aşmazsanız size karışmıyorlar. Benim için tek zorluk halka açık alanlarda sigara içememek. Gerisi çok zor değil. Nihayetinde biz zaten oldukça muhafazakar bir kentiz.'

***

İlk cümlede beni IŞİD sempatizanı veya IŞİD üyesi ilan etmeyip okumaya devam ettiyseniz söyleyeyim. Yukarıdaki cümleler bana ait değil. El Monitor'de Edward Dark müstearıyla yazan bir Suriyeli'nin kaleminden... El Monitor'ün çizgisi takip edenlerin malumu; Orta Doğu'ya neocon gözlüğüyle bakmak istiyorsanız daha iyi bir kaynak bulamazsınız. Edward Dark ise Suriye devrimini takip edenler için tanıdık bir isim. Arap Baharı'nın başlarında devrimi desteklemiş ancak devrimin laik değil İslami bir doğasının olması nedeniyle arasına mesafe koymuş biri...

Edward Dark, dünyadaki baskın sesin dışına çıkıyor ve IŞİD'in bir grup zombiden oluşmadığını, yönettikleri bölgelerde halkı yiyerek yaşamadıklarını, aksine bir düzen oluşturduklarını ve insanların memnuniyetini kazandıklarını söylüyor. Hala Yeni Şafak gazetesinin kapısına dayanmadıysanız veya posta kutuma tehdit ve hakaret mesajları göndermediyseniz umut var, devam edelim.

Bir örnek de Independent'tan... Mariam Karouny aynı haberin bir benzerini Batı beslemeli gazetecilerin tapınağı Reuters'a da geçmiş. Rakka'da IŞİD yönetiminde kurulan düzeni anlatıyorken şöyle diyor özetle: 'Rakiplerini acımasızca eleyerek kontrolü ele geçiren IŞİD, başlangıçta uyguladığı sıkı önlemlerin ardından hizmet ve tesis oluşturmaya başladı. IŞİD karşıtı bir Rakkalı'nın aktardığına göre, apolitik siviller IŞİD'in varlığına uyum sağladı çünkü insanlar yorgundu, bitkindi ve daha ötesi IŞİD kamu hizmeti veriyordu. Bir savaşçı ise IŞİD'in fakir ailelere para verdiğini, örneğin bir dulun kendisi ve her çocuğu için 60 pound aldığını, fiyatları manipule eden tüccarların IŞİD yönetiminde cezalandırıldığını, varlıklı ailelerden ve tüccarlardan vergi alındığını söyledi.'

Buraya kadarki örnekler Suriye'den... Devam etmeden, taa Haziran ayında Rebecca Collard'ın TIME'a IŞİD'in Irak'taki durumu hakkında yazdıklarını hatırlayalım: 'IŞİD gelmeden önce Musul nasıldı biliyor musunuz?' diye soruyor Hay el Sukar mahallesinden adını vermek istemeyip müstear kullanmayı tercih eden Ebu Sadr ve ekliyor: 'Neredeyse her gün bombalar patlıyordu, suikastler yaşanıyordu. Şimdi güvenliğimiz var. İşe gidiyorum, pazara gidiyorum. Her şey normal ve insanlar şehre geri dönüyor.' Daha Haziran'da bu durumda ise, üç ayda nasıl bir stabilite sağlandığını varın siz tahmin edin.

***

Böyle bir yazı yazınca, türlü çarpıtmalara karşı durmak için 'Vallahi IŞİD'den zerre kadar haz etmiyorum' yeminimi de bir edeyim, zira kendi medyalarından örnekler vermek dahi engel olamayabilir yargısız infazlara, ve devam edeyim.

Bombalardan, patlamalardan, ölüm ve katliamlardan, mezhepçi saldırılardan bıkmış, yılmış, tükenmiş ve IŞİD'in getirdiği düzeni evveline tercih eden sivil halkın desteğini, IŞİD'i bombaladığını iddia edip onların üzerine bomba yağdırarak kazanamazsınız. Dahası, IŞİD'e karşı koalisyon diye yola çıkıp öte tarafta tek başınıza bir hafta öncesine kadar adını dahi kimsenin duymadığı 'Horasan grubu' diye bir yapıyı temelsiz, delilsiz bir şekilde 'IŞİD'den bile daha tehlikeli' ilan ederek IŞİD'in kontrolünde olmayan bölgeleri vurup insanları gerçekten IŞİD'le mücadele ettiğinize inandıramazsınız. Evet, IŞİD muhalif bir fikre, yönettiği bölgelerde kendine alternatif politika üretilmesine izin vermiyor, vermeyecek. Ancak politika yapmaktan önce yaşamak, kendisinin ve ailesinin karnını doyurmak ve doğal nedenlerle ölmek isteyen sivillerin kalbini 'bölgeye demokrasi getiren Amerikan uçakları' asla çalamayacak.

Zaten ABD travması olan ve Orta Doğu'nun mevcut halini Batı'nın becerisi olarak gören coğrafyada an itibarıyla yapılan IŞİD'in halk nezdinde desteğini artırmaktan öte gitmiyor. Türkiye'yi anti-koalisyona katmak için bir haftadır neredeyse küresel bir Gezi planlamış vaziyette medya, sosyal medya ve hatta politika yapıcılar ağzıyla köşeye sıkıştırmaya çalışan ve 'Türkiye atom bombası yapıyor' diyecek kadar saçmalayacak kadar ileri giden yerli ve yabancı unsurlar anlamamakta ısrar ediyor ama IŞİD sözcüsü Adnani'nin yaptığı son açıklamadaki şu cümleler maalesef gerçeği en basit şekliyle anlatıyor. 'Evet bizi siz doğurdunuz. Savaşırsanız güçlenir ve sertleşiriz. Bırakırsanız büyür ve genişleriz.'

1212) bu vesile ile hatırlatıyorum.

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT