1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Oportünizm Kazandı!
Oportünizm Kazandı!

Oportünizm Kazandı!

AK Parti'nin seçim yenilgisini "Eleştiren dostlar uzaklaştırıldı, yalaka media, STK ve sermaye sahipleri çevreyi sarınca bu sonuç mukadder oldu" sözleriyle değerlendiren Abdurrahman Dilipak, kazananın ise CHP'den öte oportünizm siyaseti olduğunu söylüyor.

25 Haziran 2019 Salı 12:48A+A-

Abdurrahman Dilipak’ın Yeni Akit’te yayımlanan konuyla alakalı köşe yazısı (25 Haziran 2019) şöyle:

Seçim Sonuçları Üzerine

Bu işin böyle olacağı belli idi. Birileri duymak istemedi, görmek istemedi. Söylemeye kalkanların üzerine gittiler. Kamuoyu araştırma sonuçları bile makyajlanarak sunuldu, yeniden gözden geçirilerek yayınlandı.

CHP’nin başarısını; AK Parti içindeki AKP Mediası, aynı zihniyetin yönlendirdiği troller, AK Parti’ye “Aşk ve sevda” şarkıları söyleyen, “Biz yaptık, yine yaparız havasında”, başarıyı kendi elinde gören, “göklerin hazinesinin anahtarı kendi ellerindeymiş gibi” davranan “Bel’am karakterli” siyaset “Kazanova”ları, “kibir küpleri”, “şöhret budalaları”, kollarındaki saat kadar bile değerleri olmayan, “ayaklarını yere vurarak yürüyen”, “marka bağımlısı” zenginlik gösterisi yaparak hava atan, beyni ve yüreği yoksul, “giydirilmiş odun kılıklı” bürokrat ve işadamları, israf içinde yüzen “yeşil sosyete”, “yeşil sermaye”, “yeşil feministler” sağladı. Bir yenilgi varsa, bunun sebebi araştırılmalı. Sorumlusu bulunmalı, yapanın yanına kâr kalmamalı ve müeyyide uygulamalı. Yoksa bu gidişin sonu ANAP’ın sonu gibi olur!

Aslında CHP de kazanmadı. Oportünizm kazandı. CHP içindeki sağa kayanlarla, AK Parti içindeki sola kayanlar buluştu ve bu sonuç ortaya çıktı. Ankara’da CHP mi kazandı?! İstanbul’da İmam Hatipli gitti, Kur’an kurslu geldi. Zaten bugün İmam Hatiplerin geldiği nokta da ortada. Binalar güzel ama içi boş. İmamoğlu AK Parti saflarında siyaset yapsa, bugünkü hali itibarı ile kimse farkı fark edemez. İmamoğlu’nu tehdit, tehlike olarak görüyorsanız, kendi içinize bakın, İmamoğlu’ndan daha tehlikeli bir sürü adam var AKP saflarında! Bir ilçenizin belediye meclisinde, düzenli namaz kılan bir kişi var ya hu! İlçe yönetiminiz de öyle. Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş. Partinin üst yönetimindeki bazı kişilerin yurtdışında eğitim görmüş, yüksek lisans yapmış çocukları Amentü’den habersiz, Siyer ve Kelam nedir, adını bile duymamış! Yakında “Ahlak da nereden çıktı” diyecekler. Değerler eğitimi var ya, onu da NLP’ciler veriyor. Carnegie’nin “Söz söyleme ve iş başarma sanatı” gibi bir şey o da! Belediyelerdeki “Cultur etkinlikleri” dedikleri şeyler de zaten büyük ölçüde o yöne kaymıştı! Bir “Karadeniz rüzgarı” vardı, “Trabzonspor” kazandı. AK Parti üyesi “Trabzonlu”lar, “Erzincanlı”ya değil kendi hemşehrilerine oy verdiler. Sonuç bu. Belediyelerin Kültür, Sanat, Spor… Devletin eğitim politikalarının ürettiği genç nüfusun tercihi işte böyle.

Bir de bunun üstüne Cemaatçilik, Cemaat rekabetini eklediniz, hemşehricilik üst üste gelince bu sonuç kaçınılmaz oldu. Eleştiren dostlar uzaklaştırıldı, yalaka Media, STK ve Sermaye sahipleri çevreyi sarınca bu sonuç mukadder oldu. Vitrindekiler, ekran yüzü, işportacı mantığı ile yapılan siyaset pazarlaması, reklam ajanslarının ürettiği sloganlar ve söylemle siyasetin sonu bu.

Siz gelip konuşup gidiyordunuz, salonlarda da siz gittikten sonra insanlar, Yıldırım’ın çocukları, Soylu ile Damat kavgasını konuşuyordu. Aile ve gençlerin geleceği konuşuluyordu. Otoparkın 1 saat ücretsiz oluşu ya da gençlere bedava internet halkın kafasında nasıl tercüme diliyordu farkında mısınız. Gelip konuştuktan sonra geride kalanların bu sözlerden ne anladığı ve nasıl bir tepki verdiklerini merak eden kimse olmadı. Ala-yı vala ile geldiler ve geldikleri gibi de gittiler. Elleri ayakları boş değildi ama aslında yaptıkları bir iş de yoktu.. Halkın kafasındaki suali mukadderlere cevap veren yoktu. Rüşvet, yolsuzluk, torpil, ehliyet ve liyakat, neredeyse kimse ağzına bile almadı bunları.

Bakın Ak Parti birçok alanda çok güzel işler yaptı. Devrim nitelikte işler de yaptı. Siyasetin çıtasını çok yükseltti, ama sonunda gelinen nokta bu!

Adalet, Aile, Gençlik konularında ciddi sorunlar yaşanıyor. Eğitim, tarım da öyle. Sağlığın sürdürülebilirliği tartışmalı. Dış politika ve ekonomi ile ilgili kaygılar giderek artıyor. “Beka” tartışması yanlıştı. “Bizim Rabia”nın akılda kalan, şuuraltındaki tortusu “bölünme korkusu”nu besledi, yanlıştı. Siyasetin dili çok sertti. Bu insanları korkuttu.

İnsanları kazanmayı esas almalıydık. Ama kaçırdık, sonuç ortada! Bu, bir “Güç zehirlenmesi” yaşanıldığı gerçeğini ortaya koyuyor.

Son Kürt tartışması, Öcalan’ın ekrana çıkarılması, Rum / Pontus tartışması, VIP tartışması yanlıştı. Bazan evdeki hesaplar çarşıya uymaz ve keskin sirke küpüne zarar verir.

Şimdi CHP bunu bir referandum sonucu gibi takdim edecek. AK Parti’ye saldıracak. CHP dışarıda kendine bir kavga zemini üretemezse, kavgayı kendi içinde verecek. İmamoğlu - Kılıçdaroğlu kavgası yaşanacak. Bu anlamda AK Parti’nin yeni bir kavga zemini oluşturmaması gerek. İlk mesajlar bu yönde. Artık bir an evvel şu kabine değişikliği, parti teşkilat ve üst yönetimi ile bürokrasisine bir el atması gerek. Geç kalındı. Media ve STK ile ilişkilerini yeniden düzenlemeli. Eski dostları ile kucaklaşmalı, bilgi vermeli ve bilgi almalı. Ehliyet ve liyakat önemli. Yolsuzlukların üzerine gidilmeli.

Bakın, bu seçimde, 25 ilçeden sadece 11 ilçede AK Parti CHP’nin önünde. Yani eğer ilçe seçimleri de yenilenseymiş, bu sonuca göre elde 11 ilçe kalacakmış. Anadolu yakasında 3 ilçe kalıyor, Ümraniye, Pendik ve Sultanbeyli. Avrupa’da Sultangazi, Esenler, Gaziosmanpaşa, Arnavutköy, Bağcılar, Başakşehir, Güngören ve Kağıthane. Düşünsenize, Üsküdar, Fatih ve Eyyüb de bile kaybetmişsiniz.. %70’den fazla oy alan ilçeler olarak  CHP  Bakırköy’de %79, Beşiktaş’da %83, Adalar’da %70, Kadıköy’de %81, Şişli’de %73, Kadıköy’de %81. AK Parti’nin İstanbul’da %70 oy aldığı tek bir ilçe yok! %65 Sultanbeyli, %60 Arnavutköy. Sadece 2 ilçe. %50’nin üzerindekiler: Bağcılar, Başakşehir, G. Osmanpaşa, Kağıthane, Pendik, Sultagazi, Ümraniye, Güngören. O kadar. Bakın Üsküdar’da oyumuz %48’den 44’e düşmüş. Fatih’te %53’ten 49’a. Eyyüp’de %49’dan 45’e.

AK Parti’nin bu seçimde en fazla oy aldığı Sultanbeyli’de oyumuz %66’dan 65’e düşmüş. Arnavutköy’de %62’den 60’a gerilemişiz. Hiçbir ilçede oyumuz artmamış, %2 ile %5 arasında kayıp var ilçelerde. Bu kadar büyük farkla kaybedileceği nasıl görülemez. Bu gidişatı görüp uyarmak isteyenler susturuldu, dışlandı. Görmek istemeyenden daha kör kim olabilir.. Etraf yalakalarla kuşatılınca reise ulaşmak imkansız hale geldi, ikaz edenlerin hain ilan edilmedikleri kaldı. Bir hayal dünyasında geldiler, gittiler. Son günlerde “acı gerçek” hissedilmeye başladı ise de çok geç kaldılar. Kalabalıktılar, ama “başaksız ekin tarlaları” gibi idiler. Ruhsuz bir kampanya ile bereketsiz bir hasad mevsiminde gerçeklerle karşı karşıya kalınca suratlar asıldı. Şimdi bu acı eleştirileri dinlemek zorundasınız. Başkalarını suçlamak yerine, “Biz nerede yanlış yaptık” sorusunu sormanız gerek.

Kim bilir, belki de bu “şok” uyanışımıza vesile olur. “Bir uçurumun kenarından geri döneriz.” Bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir. Şimdi ilk yapmamız gereken şey Allah’ın yardımının bize ulaşmasını engelleyen iş, söz ve adamlardan arınmaktır. Tevbe etmemiz gerek. Kendimizi değiştirmemiz gerek. Biz kendimizi değiştirmeden Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir.

Dünyanın sonu değil, Henüz, çok geç değil. Belki de böyle bir derse ihtiyacımız vardı. Bir musibet, bin nasihattan evladır zira. Ye’s yok. Ümitsizlik, korku, panik yok!

Hak şerleri hayreyler. Sen sanma ki gayreyler. Şöyle diyebiliyor musunuz, O, bizi sabredenlerden, şükredenlerden, direnenlerden bulacak. O, bizi mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek bizi imtihan edendir.

Bakın bu durumda birtakım menfaatperestler, geldikleri gibi sessizce gideceklerdir, hatta yeni dostlar edindiklerinde size ihanet de edecekler. Birileri bu durumu fırsat bilip daha çok üstümüze gelecek. FETÖ’cüler, PKK’lılar, İsrailli, Amerikalı, Avrupalı “İslam düşmanları” bu durumu fırsat bilecek. Dostlarımız üzülecekler. Sabırlı olalım. Allah’ın muttaki kullarına kimse zarar veremez. Mekeralluhu!

 Şimdi Kuyu’daki Yusuf’un başına gelenleri hatırlama zamanıdır.

Övünmeyi ve dövünmeyi bırakıp, önümüze bakalım.

Vakit çok geç olmadan, hemen şimdi, yapacak o kadar çok işimiz var ki!

Selâm ve dua ile.

 

HABERE YORUM KAT

17 Yorum
  • Halit / 05 Temmuz 2019 08:51

    Kamuda görev alma yönetici atama vb.görev kriterleri acil olarak meclise getirilmeli ve Anayasa maddesine dönüştürülmelidir.

    Yanıtla (0) (0)
  • Huseyin t / 29 Haziran 2019 11:39

    Bazı yerlere katılıyorum ama çoğuna katılmıyorum küfür te kmillet olup sürekli saldırıyor biz hala içimiz de hain aramanın derdindeyiz ve böylece bölünmeye bir birimize küsmeye ve ayrışmaya başladık adamlar tüm illagal örgütlerle bir araya gelip birlik mesajı vererek milleti inan dırıp seçim kazanıyor biz şu hain bu yaramaz diyerek bir birimize arka çevirmeye başladık aslın da diğer tarafta bir başarı yok tek başarı her ne olursa olsun bir araya gelmek var. bizde de bir birimize küsme sırt çevirme var .bir de artık bizim ihtiyacımız kalmadı evimiz var arabamız var karnımız tok bir rızık endişemiz kalmadı aşırı rahavet ve şimarıklık geçmişi çabuk unutma nankörlük biraz fazla .Tek çözüm bir araya gelmek bir ve beraber olmak safları sık ve düzgün tutmak önemli vel hasıl kaybedilen bir şey sadece bir ve beraber olamamk okadar

    Yanıtla (1) (1)
  • nazmi uçkan / 27 Haziran 2019 18:21

    biz bu seçimi kazansaydık bile sonuçta kaybedenlerden olacaktık.mesela kazansaydık;ak parti yönetiminde namaz kılanlar artacakmıydı?bikini yada ibkini ile denize (ateşe mi demeliydim)girenler azalacakmıydı?artık samimi islami politikalar üretmenin zamanı geldi.kaybetsek bile kazananlardan olmanın yolu sırat-ı mustakim üzre olmaktır.ANAP iktidarı patates soğan fiatlarıyla ölçen,papatya masallarına inanan patates müslümanlarının partisiydi.bu kitle değerleriyle (belkide çürümüşlükleriyle)olduğu gibi akp'ye geçti.100 senedir hemde batıl olduğu halde ,SÜREKLİ SEÇİM KAYBEDEN CHP ASLINDA NEDEN KAYBETMİYOR,İYİ ANALİZ EDİLMELİ...............neden islami diyebileceğimiz iktidarlar chp'ye seçmen üretim merkezi gibi çalışıyor?eleştirirken üzülen samimi müslümanları ciddiye almak lazım

    Yanıtla (1) (0)
  • Alim Arslan / 26 Haziran 2019 15:09

    Her kemâlin bir zevâli var, sünnetüllah'ın muktezası bu, Rabbimiz'in verdiği nimetlere şükredilince, Nimetini artırıyor, nankörlük edilince nimet elden çıkıyor, Leh'de ve aleyh'de konuşulunca islâm ahlak ve fazileti umursanmıyor, ve demokratik ahlâk ve ölçülerle haşır ve neşir olunuyor, sıkışınca ve sillei Rahman gelince, Müslümanlığımız aklımıza geliyor. Kültürel etkinlik kılıfıyla şeytanın değirmenine durmadan su taşınıyor, sonrada Rahmani sonuç bekleniyor, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün ol, düsturuna riayet edilmiyor.

    Yanıtla (3) (0)
  • Faik KAYNAK / 25 Haziran 2019 20:38

    Yerinde ve realiteye uygun tesbitler ..
    Bu baglamda:;
    Ülkemizdeki seçmen profilini, eğilimlerini, mukayeseli zamansal döngüleri ve tercihleri sosyolojik olarak değerlendirecek olursak ,
    Hüsran ve hayret'in birlikte zuhuru olarak değerlendirebilir ancak ..

    İki spesifik üç örnekle izah edecek olursak ;

    İZMİR vilayeti pislik , sefalet içinde yüzüyor iken, elle tutulur gözle görülür bir hizmetin olmadığı halde, her dönem banko halde Belediyeler CHP 'lilerden seçiliyor da ;

    İSTANBUL' un çeheresini değiştiren, kabuk attıran , dünya şehri yapan, insana yaraşır en kaliteli hizmetleri sunan , yatırımlarda sinir tanımayan AK PARTİ neden hezimete uğrar ?

    Yanıtla (9) (1)
  • Bülent / 26 Haziran 2019 12:52

    Çünkü belediye seçimini belediye seçimi olmaktan çıkarıp başka bir hüviyete büründürdüler. "Osmanlı-Pontus, İstanbul- Konstantinopol, Vatansever- hain/pkk'lı/fetöcü" kavramları belediye hizmetleri ile ilgili değildi malum. Adaylardan biri sosyal konut, yaşlılar için bileklik vs derken öteki gençlere ücretsiz 10-15 gb internet, yabancı dizi izleyebileceği netflix üyeliği vaad ediyordu.Bugün evinde cebinde interneti olmayan mı kaldı Allah aşkına. Bu kadar mı toplumdan kopuk olunur. Ve en önemlisi müslümanın sınırları olması gerektiğini unutup kara propagandayı tercih ettiler. Tıpkı Fethullahçılar gibi kaznamak için her yol mübahtır anlayışına evrildiler. Düşmanına benzeyen zaten kaybetmiş demektir...

    Yanıtla (3) (1)
  • Bülent / 26 Haziran 2019 12:41

    Doğru, oportunizm kazandı, ama eksik bir tespit. Sen de kaybettin Dilipak hocam. Bu süreçte senin de payın yok değil. "Başkanlık halifeliktir" gibi Türkiye gerçekliğinden kopuk tespitleri hala hatırlıyorum. Belediyelerin ve bürokratların yanlışlarını dile getiriyor güzl tavsiyelerde bulunuyorsun. Eyvallah. Ama bunların bağlı olduğu makama gelince iş değişiyor! Kült sadece Roma'da veya mevcut tarikat veya cemaatlerde görülen bir olgu mudur? Bireysel düşünen müslümanların kült mefhumuyla sınanmayacaklarına dair Allah'tan peşinen bir söz mü aldık?

    Yanıtla (6) (0)
  • Özcan / 26 Haziran 2019 11:24

    Ümitsiz vakıa. Değişeceklerini kendini düzeltecek lerini zannetmiyorum. Zira Hz. Ali'nin dediği gibi;Eğri cetvelle, doğru çizgi çıkmaz.Cetvel yamuk lardan oluşmuş. Hiç bir nasihat ve uyarıyı dikkate almayan zihniyetin, kendisi kokuşmuş çürümüş olduğu için, yalana, talana, ceplerini doldurmaya hız vereceklerdir, zira gemi batıyor..

    Yanıtla (6) (0)
  • seher demir / 26 Haziran 2019 11:10

    Güzel doğru bir analiz. Kalemine sağlık, ders alanlardan olunur inşaallah.

    Yanıtla (1) (0)
  • bekir ziya / 25 Haziran 2019 18:18

    Erdoğan hala, siparişle kabine değiştirilmez diyor. Kimse sana hemen bütün kabineyi değiştir demiyor ama 6 ay içinde bu yapılmazsa sipariş de alsan altından kalkamazsın. Emine Hanım'ı eve göndermekle işe başlayabilir mesela!

    Yanıtla (8) (1)
  • Şahit / 26 Haziran 2019 02:17

    Sipariş sözü Erdoğan düzeyinde gücü temerküz etmiş bir lider için ciddiye alınacak bir şey değildir. Çünkü elindeki güç ve halkta oluşturduğu sempati kavramların içeriğini belirleme de Erdoğana çok fazla avantaj sağlıyor. Erdoğan bu sözü ciddiye alsa bu zaafiyeti değil halka kulak tıkamadığını gösterir. Çıkıp dese ki talebinizi aldım yerine getirdim bunu karşılıksız bırakmadım bundan sonra da bırakmam. Şimdi bu zaafiyet göstergesi mi oldu yoksa halkına karşı bir jest mi? Buyurun muhakeme edin karar verin. Ama siparişle hareket etmem dediğinde benim aklımda kendi tabanına dahi taviz vermekten imtina eden bir lider profili çıkıyor.

    Yanıtla (2) (0)
  • Kadir / 25 Haziran 2019 18:37

    Kur'an neslini yetiştiremediginiz surece yaptiginiz hizmetlerle İslam karşıtlarını beslersiniz. İslamlaşın ve genç nesli İslamla besleyin. Aksi halde dünyada da ahirettede kaybedenlerden olursunuz.

    Yanıtla (10) (1)
  • necmettin altunordu / 25 Haziran 2019 16:42

    Chp hiç bir hizmet yapmadığı yerde yüzde seksen oy alıyor her tarafını metro ile donattigin sıfırdan inşa ettigin yerde kafa kafaya çıkıyorsun secmen sosyolojini izah edecek bilim adami var mi nerak ediyorum

    Yanıtla (3) (4)
  • Enes malik / 25 Haziran 2019 16:12

    Bence Ak parti bitti. Bu halk iyidir ama çabuk unutur. Varsayalım haklısınız peki kemalist zihniyet batık izmirde neden hep kazanıyor.

    Yanıtla (3) (4)
  • mehmet can / 25 Haziran 2019 15:05

    BA'DE HARABIL BASRA

    Yanıtla (2) (0)
  • yorum / 25 Haziran 2019 14:41

    Allah razi olsun abdurrahman dilipak ve onun gibi samimi ihlasli adamlara ihtiyacımız çok var.

    Yanıtla (3) (2)
  • heval / 25 Haziran 2019 13:47

    Fetö süreci iyi işlemedi işlemiyor. tutuklular hayla takım elbise ile yargılanıyor.

    Yanıtla (2) (4)